Evet en nihayetinde dün okullarımız açıldı. 
Öğrencilerimizin büyük bir kısmı okullarına kavuştular. Arkadaşlarını gördüler. Okulların açılmaması miniklerimiz için çok büyük bir deprasyon nedeni idi. 
Elle gelen düğün bayram diyemeyiz ki, bizim ilkokullardan üniversitelere kayıp nesillerimiz oluşuyor. 
Belki dünyanın her yerinde kayıp nesiller oluşuyor ama biz biz de mesuluz.
Ancak elbette çocuklarımızı mutlu edeceğiz diye de önlemlerini almadan alt yapıyı hazırlamadan okullar açılamazdı.
Dün bu mutlu başlangıç için start verildi.
Hafta sonundan bu yana ulusal bazda bu alanda çıkartılan gürültüleri dinlemeye çalışıyorum. 
Ülke olarak ne haldeyiz Allah aşkına? Düne kadar okullar niye kapalı? Çocuklarımız evde çıldırıyor? Diyen kesim şimdi şunun kavgasını çıkartıyor ve sesini yükseltiyor “Eeeee çocuk beş saat maske ile sıkılırsa... Ya o zaman mikrop kaparsa…”
.....................
Ne olursunuz yalvarmak gerkekiyorsa yalvarıyorum.
Hangi ana baba, nine dede 8 aydır evladını evinden çıkarmadı?
Evet çocuklar mikrop taşıyıcı. Evde bu çocuklarımızın anneanneleri dedeleri de var. Çocuklarımız bu büyülerimize zarar verebilir mi? 
Evet verebilir. 
Ama bu yeni döneme hâlâ alışmayacak mıyız?
Yeni döneme alışmak için parmağımızı oynatmayacak mıyız?
Bu kadar gürültü çıkartanlar niye üniversite gençliğini göz ardı ediyorlar?
Çocuklarımız kadar bu 18-22 yaş grubunun sıkıntısını niye düşünmüyoruz?
Bu neslin kayıp iki yılının nasıl telafi edileceğini niye konuşmuyoruz?
Dünde bize “Abi ne yapalım çocukları okula gönderelim mi?” diye soran bizim görüşümüze değer veren isimler vardı. Onlara hep aynı şeyi söyledim. 
“Bu çocuklar bizim geleceğimiz, canlarımız. Mümkün oldukça yapılması gerekenleri anlatın. Zaten çocuklar belki de bu konuda bizden daha dikkatlilerve söylenenleri bire bir kopyalıyorlar. Çocuklarınızı okula gönderin. Her şeyi anlatın. Ve arkalarından da bol bol dua edin”...
.........
Okullarımızla çocuklarımızla bunu başarmanın başka yolu var mı? 
Bu konuda çok küçük bir şöy söylemek istiyorum. Dahası okurlarımızdan “Konyalı biri” rumuzlu okurumuzun hatırlatmasına. Okurumuz diyor ki “Bugün okullar açılıyor ancak devlet okulları haftada 2 gün eğitim yaparken özel okullar okul parasını iade etmemek için kimi 5 tam gün, kimi de 5 yarım gün eğitim verecekler. Ortada fırsat eşitsizliği olduğu ortada. Hem servisler full dolu olacak hem de aynı kalabalık devam edecek. Çok yazık.”
.................
Sizce bu işler olmasaydı siz eğitimde fırsat eşitliği olduğuna inananlardan mısınız?
Bu konuda durumu netleştirirseniz biraz daha dertleşebiliriz.
******
ŞEHİR HASTANESİNDE PANDEMİ HASTASI YOK
Bize ulaşan her bilginin doğru olamayacağını biliyoruz. 
Bilgi kaynaklarımız art niyetli olmazlar. Buna inanıyoruz. Çünkü bizim okurumuz samimidir.
Ama bizim millet olarak geleneksel bir alışkanlığımız vardır. 
Görmesek de duyduğumuza inanınırız. Bunu görmüş ya da olmuş gibi konuşuruz. İnandığımızı da asla sorgulamayız. Sanırız ki sorguladığımız zaman günaha giriyoruz.
Bir iki haftadır bize gelen bilgilerde Şehir Hastanesinin bir katının pandemi katı olduğu yönünde idi.
Dün bu konuyu sağlıkta bu şehrin en yetkili ve bilgililerinden bir dostumuza sorduk. 
Bu sorumuz karşısında nasıl kızdı nasıl hiddetlendi bir bilseniz!
Tabii onların açısından baktığınız zaman böyle köpürmekte haklı idiler.
Ama bu bilginin kesinlikle yüzde yüz yanlış olduğunu söyleyen dostumuz bu konuda bu hastanemizdeki hassasiyetlerine şöyle bir örnek verdi.
Geçtiğimiz hafta trafik kazasından ayağı kırık bir hasta gelir.
Ameliyat edilecektir. Bu arada test yapılır testi pozitif çıkar. Bunun üzerine hasta bu hastanemizde odaya dahi çıkartılmadan hemen bir başka hastaneye nakledilir ve o hastanede ameliyat edilir.
Yani Şehir Hastanesi açılırken ssöylendiği gibi hâlâ aynı yerde imiş.
Konya için gevşememek kaydı ile sizinle bir özel durumu daha paylaşalım.
Evet belki test yapıldıkça testin sonucu pozitif çıkan hasta sayımız artıyor. Ama hastanelerimiz ve bu konuda özellikle yoğun bakımlarda sayılarda asla bir artış söz konusu değilmiş.
Konya için söylüyoruz, pandemide dün itibari ile her şey sağlıkçıların beklediği ve tahmin ettiği gibi sıkıntı vermeyen bir seyir izleniyormuş.  
Ne olursunuz yine siz siz olun hep birlikte gevşemeyelim.
Çünkü artık sağlıkçılarında ağızları sütten yandığı için iyiye iyi bile diyemiyorlar.
Niye?
Çünkü bizim millet olarak işin ucunu yine salmamızdan korkuyorlar.
******
ŞOFÖR ESNAFI CANIMIZ AMA ...
Dünkü yazımıza KONYALI HASAN rumuzu ile yorum yapar okurumuz şöyle diyordu;
“DEPREM OLUR, SEL OLUR, İLK MÜDAHALE SİZİN ELEŞTİRDİĞİNİZ AĞIR TONAJLI VE İŞ MAKİNALARI ARAÇLARI İLE HEMEN MÜDAHALE EDİLİR. HEPİMİZ PÜR DİKKAT KESİLİR, İYİ HABERLERİN GELMESİNİ BEKLERİZ. TRAFİĞE ÇIKTI DİYE ŞİMDİ NİYE VERYANSIN EDİYORSUNUZ. BAŞKA YOL YOK, ANLAYIN ARTIK ŞUNU. NERDEN GİDECEK İŞİNE, AŞINA, ÇALIŞMASINA. UÇARAK MI GİTSİN? İKİDE BİR GÜNDEM YAPIP DURUYORSUNUZ.”
..............
Sektörün nasıl bir kriz içerisinde olduğunu biliyoruz. 
Krizinde ötesinde bu ağır tonajlı araçların sürücülüğünü yapmanın insanları yıllar içerisinde nasıl da yıprattığını da biliyoruz.
Çünkü bizim de bu sektörde akrabalarımız ve tanıdıklarımız var.
Hem ne güzel söylemişsiniz bir felaket anında bu araçların insanlığa nasıl yardıma koştuğunu da.
Buraya kadar tamamız değil mi?
Ammavelakin eğer Konya’da yol yok ise biz bu yasa dışı ya da resmi açıklamalara göre öyle olduğunu bildiğimiz durumu nasıl yasal her şey normal ve böyle olmalı diye görmeliyiz?
Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de bu dev araçlar mahalle aralarına ara caddelere girdiği zaman sürücülerinin direksiyon başında büyük araç motivasyonu içerisindeki rahatlıklarını da gözümüzün önüne getirebiliyor muyuz?
.........
El sonuç;
Yetkililer ve siyasiler bu araçların diğer araç sürücülerini zor durumda bırakmamaları için, bu araç sürücülerinin kendileri için ayrılan veya ayrılması gereken yolları bir an önce yapmalılar.
O zaman Konyalı Hasan abimiz ile aynı noktada buluşur bir güzel etliekmek yiyebiliriz.
............
Bugün fazla etliye sütlüye karışmadan durumu idare ettik.
Ha bu arada “Yeni gar çevresindeki esnafın dediklerine Büyükşehir ne dedi? Onu yazacaktınız diye soran okurlarımıza; “Görüştüm. Cevap bekliyorum. Bilgi notu geldiği zaman inşallah yine bu satırlardan paylaşırız.”  

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Başkalarının senin hakkında ne konuştuğna takılıp kalma. Senin canını sıkmaya çalışanlar her zaman olacak. Sana tavsiyem onların ne konuştuğunu duy ama kendine mâl etme.  

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Pandemi dönemini bahane ederek yatmak, gezmek ve laf ebeliği yapmaktan vazgetiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.