Uğur Özteke

Uğur Özteke

Şüphesiz işe başkanın yeni mezun yeğeni alınmalı (!)

Şüphesiz işe başkanın yeni mezun yeğeni alınmalı (!)

Dün belki sizler evlerinizde kahvaltınızı dahi yapmamıştınız, Pazar sabahının keyfini çıkartıyordunuz.Ama biz yine erkenden bilgisayarımızın karşısına geçmiş işimizi en iyi yapabilmenin heyecanı ile klavyenin tuşları ile kavga ediyorduk.

Bizimde “Bir pazarımız var. Pazar günü şöyle ağız tadı ile kahvatı yapalım” diyemedik. Çünkü hatun ile kahvaltıya otururken ekranda yine şehitlerimizin haberleri vardı. Biz mi peynir ekmek yedik yoksa peynir ekmek mi bizi yedi bilemedim. Gözümüz ekranda olduğu için ben çaktırmadan ağlıyor, bizim hatunda kafasını çevirmiş ağladığını sözüm ona bana göstermemeye çalışıyordu.

Yarabbim bu nasıl bir acıdır?

Yarabbim kimseye evlat acısı verme. Evlat acısı yaşayanlarada güç kuvvet sabır ver yarabbim.

Allah’ım bizleri bu tür acılar ile imtihanlarla sınama.

Yedi el ötede bizlerin sabahları, akşamları şehitlerimiz nedeni ile zehir olurken yakınları ne yapıyor şimdi?

O minik yürekler nasıl dayanıyor bu tarifsiz yokluğa?

Bugünlerde bir şehit evladı ile yaşanılan şu not sosyal medyada dolaşıyor. İzninizle diğer konularımıza girmeden bu yavrunun acı tarifini sizlerle şöyle paylaşalım.

....

Evde şehidin 5 yaşındaki kızıyla karşılaştım.

Elinden düşürmediği mavi bir balon vardı.

Ona “Beraber oynayalım mı?” dedim.

-”Olmaz patlarsa ölürüm”dedi.

Bende “O patlarsa ben, sana binlerce balon alırım” dedim.

Cevap verdi ”Olmaz bunu babam şişirdi. Bunun içinde babamın nefesi var.”

İşte benim nefesimin kesildiği andı o an....

..............

Bugün artık bu konuda başka bir şey söylemek istemiyorum.

BU CUMARTESİ DİĞERLERİNDEN ÇOK FARKLI İDİ

Evet Konya olarak kırmızı kart yemiş cezalı ilde olsak, Cumartesi günü aylar sonra Konya olarak elimizi kolumuzu sallayarak polisten korkmadan sokaklarda idik. Kimse yanlış anlamasın sokakta, caddede olmayı bir yere kadar kabul edebiliyorum. Amma velakin o soğuk ve kapalı havaya rağmen park bahçelerde kabanlarla mangal partilerini anlayabilmiş değildim.

Buyurun okurlarımızın bize gönderdiği mangal partilerinden birkaç kare

Şüphesiz işe başkanın yeni mezun yeğeni alınmalı (!)

 

Şüphesiz işe başkanın yeni mezun yeğeni alınmalı (!)

 

Ve akşam saatlerine doğru şehrin göbeği Kültür Park’tan iğrenç çöp manzaraları

 

Şüphesiz işe başkanın yeni mezun yeğeni alınmalı (!)

 

Şüphesiz işe başkanın yeni mezun yeğeni alınmalı (!)

Bu karelerden sonra kimsenin kimseye diyecek bir sözü olmadığına inanıyorum. Bu kafa ile sizce biz kırmızı çizikten kurtulabilir miyiz?

CUMARTESİ GÜNÜ O RADAR KONTROLÜ NEYDİ ÖYLE?

Cumartesi günü şehrin nerede ise tüm kilit yerlerinde polisin radar kontrolü vardı. Aman Allah’ım hemde nasıl bir kontroldü o. Ben son dönemlerde böyle bir anda hız kontrolünü hatırlamıyorum. Hem polis bu kez öyle cezayıda haftaya filan bırakmıyordu. Radar sonrası az ileride cezanızı kesiyor elinize veriyordu. Demek ki polis millet olarak bizim üç ay sonra zincirlerimizi böyle kıracağımızı kestirmişti.

NE KADINLAR GÜNÜ ALLAH AŞKINA

Dün evden çıkarken eşim hatırlattı “Yarın Kadınlar Günü. Yine bir iki satır yazmayı unutma” diyordu. Tamam kadınlar günü için bir iki satır değil, günlerce sütunlar yazayım. Kadınlarımız haklılar. Kadınlarımız bizim baş tacımızdır. Kadınlar olmaz ise biz olmayız. Kadınlarımızın hakkını ödeyemeyiz. Ben her gün her fırsatta eşimden bana hakkını helal etmesini istiyorum. Amma velakin Allah aşkına siz değerli örnek insanlar olan kadınlarımız, analarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz, kızlarımız, gelinlerimiz böyle güzel şeyler yazsam siz yaşadıklarınız ile bana inanır mısınız?.

Daha önceki gece, Türkiye Samsun’da yaşanılan son kadın vahşeti ile ayağa kalktı. Ha Bakanlar hemen olayı kınadı.

Geçin beyler, bunlar bırakın kadınların karnını doyurmayı benim bile karnımı doyurmuyor bu sözde kınamalar. Samsun olayı da sosyal medyada patlamasaydı herkes o gece eşine sarılıp mışıl mışıl uyuyacaktı.

Son bir yılda Türkiye’de 303 kadın öldürülmüş. Böyle bir vahşet, ne insanlıkta ne de İslam’da vardır.

Tamam tüm kadınlarımızın “Kadınlar günü”nü içim kanıyarak kutluyorum. Ama biliyorum ki siz de bana çok kızıyorsunuz. Haklısınız. Bizi af edin ne olur.

TORPİL VE KUL HAKKI”

Çok yakından tanıdığım bir dostum iki gün önce sosyal medyada şöyle bir paylaşım yapıyordu;

Şu an Tıp Fakültesi’nde okuyan büyük oğlum, üniversite sınavında iyi bir derece yapmıştı.

Mühendislik istiyordu. Bana fikrimi sordu;

Başka bir ülkede olsaydık. Kesinlikle mühendislik yaz. Hayallerinin peşinden koş derdim. Ancak Türkiye’deyiz. Okul bittiğinde şeytanın yolu olan torpil, kul hakkı olayına ne kendini ne de bizi sok. Bizi namerde muhtaç etme. Yaz Tıp Fakültesini. Hak nereyi nasip etti ise gider orda rızkını kazanırsın. Kimseye boyun eğmeden, torpil arayıp kul hakkına girmeden tertemiz helal paranı yersin..”

Cevabıma başlangıçta biraz kızmış ama isteğimi de kırmamıştı.

Şimdi çoğu arkadaşının iyi üniversiteler bitirmelerine rağmen torpilleri olmadığı için boş gezmelerini görünce bana hak vermiş oldu.

Ben bu ülkede namaz kılanı elinden gelse asacak olan siyasetçi de gördüm. Gece gündüz dini kullanan siyasetçi de gördüm. Kul hakkı ve torpil konusunda aralarında zerre fark olmadığını da gördüm.

Ben öbür tarafta da sorumlu olduğum çocuklarıma “Varsın paranız kaybolsun, işiniz kaybolsun ancak birilerinin kul hakkını yiyerek onur ve haysiyetiniz asla kaybolmasın. Kaybolursa hakkım size haramdır.” derim ve demeye de devam ederim. Ömrüm oldukça.

Torpil, kul hakkı ve konumunu yakınları için ayrıcalık olarak kullananlar, gerçekten üzülüyorum size.

Yazık, gerçek dünyanızı yalan dünya ile heba ediyorsunuz”

............

Hocamı yakından tanırım dedim ya. Evet hocam tecrübeli bir mühendis olan yakını için Belediyeye müracaat etmiş ve o başvuru kabul olmuş gibiydi. Birlikte öğrenmiştik ki tecrübeli mühendis tüm engellerden geçmiş eleğin üstünde kalmıştı.

Amma doksan artıda o mühendis yerine bir başkanımızın yeğeni olan genç mühendis arkadaş tercih edilmişti.

..........

Her zaman her yerde söylediğim bir cümleyi buradada söyleyeyim de siz bana kızın. Kızsanızda vicdanen ben Allah katında rahatlayayım.

45 yıldır her iktidarı gördüm. Her iktidarda her torpili gördüm. Amma velakin ölçüsünün bu kadar kaçtığını hiç görmedim ve yaşamadım.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

 

Hayatımızın yarısını uyuyarak geçiriyoruz, diğer yarısını da uyutularak

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

 

Bir sokak hayvanına araç ile çarptıktan sonra hayvanın durumunu öğrenmek için aracımızı hiç değilse ileride durdurup o hayvana bakma cesaretini gösterebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Uğur Özteke Arşivi