Uğur Başkan Portekizli gence seslenmiş (!)
Herkes koronayı konuşsa da şükürler olsun ki hayat tüm hızı ile devam ediyor.
İşte yeni dönemde biraz akıl, biraz dikkat gerisi Allah’ın izni ile tamam.
Lafı uzatmadan bugünkü konularımıza hemen başlayalım.
******
MEDAŞ’A BU KEZ TEŞEKKÜR
Pazartesi günü MEDAŞ ile ilgili yazdığımız yazı üzerine sağ olsunlar MEDAŞ’ın yetkilileri ve Sayın Genel Müdür Erol Bey bile aradılar.
MEDAŞ işçisinin çilekeş yöneticilerinin de duyarlı olduklarını zaten biliyordum.
Onun için şaşırmadım.
Yetkililer yazımıza, yazdıklarımıza hak verip kendi işletme bünyesinde aynı hataların yapılmaması için yeniden bazı konuları ele aldıklarını da belirttiler.
..............
Mesela dün yine bir şey yaşadık.
Ama bu kez MEDAŞ o eskiden bildiğimiz MEDAŞ gibiydi.
Gece yarısı ya da şöyle diyelim günün ilk saatlerinde bizim oralarda yine elektrikler gitti. İki kez aradım. Telefona bakan müşteri temsilcisi bayan bu kez son derece kibar bir şekilde kesinti ile ilgili açıklayıcı bilgiyi vererek (yanılmıyorsam) “Manevra hattında bakım var, elektrikler 04.30’da gelecek” dedi.
Bu bizim için yeterli idi.
Ve elektrikler 03.27’de geldi.
Teşekkürler MEDAŞ.
Benim MEDAŞ’ım bu işte...
******
CAHİLLİK KÖTÜ BİR ŞEY
Hep haddimi bilmeye çalışırım. Boyum kaç, kilom kaç? Kafam kel, az da olsa göbek var.
Çünkü hep şu anlatılana inanmışımdır; “Eğer İslam’ın 6. şartı olsa idi o da haddini bilmek olurdu”...
Her gün köşe yazısı yazsam da, mesleğimizde geriye dönüp şöyle baktığımız zaman iyi sayılabilecek bir tarihimiz olsa da, bu şehirde 40 küsur yıldır konumumuzu korumayı başarsak da pek çok konuda cahilim. Hatta bazı konularda zır cahil.
Bizim yazar ailemizden Fikret Coşar abimiz var. Fikret abimiz benim için özellikle dini meselelerde yeni pencerem oluyor.
Pazartesi günü yazımızda KAMELYA demiştik ya.
O gün Fikret abi yazmaya başladı,
“Kamelya çaygiller familyasından Camillia cinsine mensup çiçek açan bitki türlerinin ortak adıdır.....” gibi uzunca bir bilgilendirmeden sonra “Galat bozuk kullanım kamelya kavramının doğrusu hele hele yazı ve basında KAMERİYEdir. KAMERİYE aslı İtalyancadan odacık, gemideki kamara gibi...”
“Aman Uğur abim dikkatli ol. Herkesin gözü senin üzerinde” diyordu.
..........
Allah razı olsun Fikret abi gibi bizi bizden daha çok düşünen dostlarımız olduktan sonra Allah’ın izni ile sırtımız kolay kolay yere gelmez.
Demek ki bugün kendi cahilliğimize bu noktada son verirken sizden ricam bizde bundan sonra kamelya demeyelim KAMERİYE diyelim olur mu?
******
POLİS, POLİS DİYORDUNUZ ALIN SİZE POLİS
Bu korona meselesinde nedendir bir türlü anlamıyorum ama Emniyet Teşkilatı mensuplarına da akılları sıra kızan bir kesim vardı. Neymiş efendim “Polis maske konusunda gevşekmiş.” Neymiş efendim “denetimler tam olarak yapılmıyormuş”...
...........
Asla ama asla bu iddiaya katılmadım.
Polis yani devlet milletine bu ekonomik ve sağlık meselesi konusunda biraz sıcak yaklaştı. İnsanlar zaten salgın nedeni ile ruhen bunalımda idi. Maddi yönden ise en büyük, en güçlü fabrikatörlerimiz bile sıkıntılı bir tünelde idiler.
Böyle bir ortamda eğer bir de devlet sıksa o zaman canımız çıkacaktı.
Ve devlet bir yerde de siyasi irade bu bölümü çok iyi idare etti.
Ama bakıyorum da Konya basınında çıkan haberlere o kesimin istediği polis kurallara uymayanlara dokunuvermişti.
İşte bir dolmuştan 26 yolcu çıkıyordu diğer yanda Meram’dan Karatay’a ana güzergahlarda biraz radar uygulaması yapan polis fiş keser gibi ceza makbuzu kesiyordu.
O kesime bugün sormak isterim;
“Nasılsınız? Rahatladınız mı? Şimdi. Polisi gördünüz mü?”
******
BİZİM OKURUMUZ MUHTEŞEM
Belki belli bir kesim bizim her gün peynir ekmek yer gibi yazdığımız yazılarımıza burun büküyor olabilirler.
Ama bizim öyle bir okur kesimimiz var ki yemin ediyorum ulusal basın olsa böyle takipçisi olamaz. Ve şükürler olsun ki biz bu kesimin karşısında her gün çıkabiliyoruz.
Bakın bir okurumuz bizi ve dolayısıyla şehrin insanını şöyle uyarıyordu;
“SA. Uğur abi hayırlı günler.
Malumunuz olduğu üzere, Karatay Belediyesi sıfır atık projesine katkı sağlamak amacıyla ilçenin farklı noktalarına eski ve kullanılmayan giysilerin bırakılabileceği ‘Giysi, Ayakkabı ve Tekstil Ürünleri Geri Dönüm Kumbaraları’ yerleştirdi. Projeyle, ilçe sakinlerinin eski ya da giymedikleri giysi, ayakkabı, aksesuar ve tekstil eşyalarını kumbaralara bırakarak temiz çevre ve geri dönüşüme katkıda bulunması hedefleniyor.
Ancak bu hayırlı hizmeti kendini bilmezler bakın nasıl kullanıyor.
Abi, ya bunların okuma yazması yok, ya da ……. diyecek bir şey bulamıyorum.
Bir malın bir ürünün nasıl ki kalitelisi varsa, insanın ahlakı da, terbiyesi de onun kalite ve seviyesini ortaya koyar.
Ya buraya nasıl çöp atarsınız?
Hiç utanmanız yok mu?
Duyduğumuza göre bazı kumbaraların da kilitlerini kırıp içini boşaltıyorlarmış.
Bu densizlere ve merhamet hırsızlarına karşı bir önlem alınmalı, gerekirse etraftaki güvenlik kameralarından tespit edilip cezai işlem uygulanmalı diye düşünüyorum.
Saygılarımla.”
...................
Alın size bir başka okurumuzdan yeni bir örnek.
Bu şehrin bir insanı beni şok etmeye devam ediyor.
Okurumuzun uyardığı konuya en az 10 defa bakmak zorunda kaldım.
Şok oldum.
Bizim insanımızın zekası nasıl da zehir gibi maşallah.
...........
Sadede gelelim ve hemen başlayalım,
Dün bir okurumuz önce şunu gönderdi
Sonra bunu
Sonra da bunları…
.............
Belki siz de benim gibi ilk anda ne olduğunu anlayamadınız.
Okurumuzun attığı linki tıkladım o zaman anladım.
Uğur Başkan değil ama belki ekibi bu bisikletteki maskeli genci Konyalıya benziyor diye bir Portekiz sitesinden fotoğrafı alıp Başkan adına paylaşım yapmış!
Eeeee baştan bu yana ne diyoruz.
Bizim okurumuz Türkiye’nin en kaliteli ve en samimi okurlarındandır.
Nereden bulduğunuz?
Nasıl düşündünüz?
O Portekiz sitesinden Uğur Başkan’ın attığı tweetteki fotoğrafı buldunuz.
.............
İşte her gün köşe yazısı yazıyoruz yaaa.
Allah sizi inandırsın her gün yumurtayı dik tutturmaktan yorulduk.
Salıversek yumurta kırılacak ve 40 küsur yıllık emek çöpe gidecek.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Çocuklarınıza zengin olmayı değil mutlu olmayı öğretin. Böylece hayatları boyunca sahip oldukları şeylerin fiyatlarını değil kıymetlerini bilirler.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kavşaklarda trafik ışıklarının önünde durup gelen dolmuşu durdurup o dolmuşa binmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.