Bugün şehrimizden o kadar çok yazılması gereken konularımız var ki. O yüzden genel bir değerlendirme girişi yapmadan müsadenizle yazının ortasından başlıyoruz.

BU KAZA GÖRÜNTÜLERİ YETKİLİLERİ

HAREKETE GEÇİRMEYE YETER Mİ?

Sanayide patronundan işçisine, insanımız ne pandemi dinliyor ne yokluk ne yoksulluk ne de soğuk... İnsanlarımız inanınılmaz bir fedakarlık içerisinde adeta dünya ile bağlarını kesmişler çalışıyorlar da çalışıyorlar.

Ancak bu fedakar insanların zaman zaman da belediye yöneticilerimizden istekleri oluyor.

Ne adına?

İnsanımızın can güvenliği adına.

Bakın biraz sonra aşağıda kameralara yansımış trafik kazalarından sadece bazılarını paylaşacağım.

..........

Burası neresi mi?

Burası Karatay Hilal Caddesi, Hacı Yusuf Mescit’i olarak geçiyor. Bizim yerli ifademiz ile tam da yol ağzı. İş yeri sahipleri belediyeye yazılı olarak da başvuruda bulunmuşlar. Bugün bu çağda burası için ne mi istiyorlar?

Yola bir tümsek olması için yalandan iki taş. Yani araçlar buraya girerlerken sürücüleri ayaklarını gazdan çekecekler. Böylece de yol ağzında kazalar olmayacak. Canlar yanmayacak. Biz de burası için yetkililerden bir kez daha ricacı olalım.  

İnanıyoruz ki bizim iyi niyetli büyüklerimiz çok küçük bir işi yapıverirler ve duaları kaparlar.

*****

ANKARA YOLU DA YAYALAR İÇİN TEHLİKELİ OLDU

Burası Jandarma Kavşağından sonra BÜSAN’a doğru giden Ankara Yolu’nun başlangıcı diyebileceğimiz cadde.

Malum bu yolun bir kısmı tamamen resmi kurumlarımız ile dolu.

Karşı tarafı ise işletmelere ait. Bu yolda bir de büyük market var.

Durum böyle olunca bu yol artık yayaların karşılıklı olarak sürekli olarak araçların önünden geçmeye çalıştıkları hem yayalar hem de araç sürücüleri için son derece tehlikeli bir yol haline geldi.

Bu fotoğrafı gönderen okurumuz buraya yayalar için acil bir geçiş yolu istiyor. Dahası bu yolun trafik olarak en rahat olduğu saatlerde çekilmiş. Çünkü zaman zaman benim de kullandığım bu yol inanın araç sayısı bakımından çok daha yoğun. 

******

VALİ VAHDETTİN ÖZKAN BEY’İN DUYARLILIĞI

Salı günü köşe yazımızın bir bölümünde sosyal medya fenomeninin Zazadın Hanı’nın önünde aracının çamura saplanmasını dile getirmiştik. Vali Bey aynı gün eşi ile Zazadın Hanı’na gelmiş. Hem Selçuklu’nun bu muhteşem eserini yerinde gezmiş bu arada da yazımıza söz konusu olan çamuru da görmüş. Vali Bey’e hassasiyeti için biz de teşekkür ederiz.

******

İTTİFAK YAZIMIZ ORTALIĞI SALLADI

Dün köşemizde ufacık bahsettiğimiz İttifak Holding ile ilgili birkaç satır üzerine telefonlarla, mail ve mesajlarla inanılmaz bir dönüş oldu. Holding, borsada olduğu için ve yeni yeni bir dizi çalışma içerisinde oldukları öğrendim. Öğrendiklerimi de yazamıyorum. Çünkü yasalar izin vermiyor. Dün çok sayıda okurumuzun merakı üzerine yine yazıyorum. İTTİFAK Holding bundan sonra da yaşamalı. Burada çalışan insanlardan dolaylı olarak şehre ve ülkeye katkı sağlayan kesimi düşünelim. Bu yüzden yöneticilerin holdingin geleceğini düşünerek bazı yerleri elden çıkarma ve zararını azaltma girişimi son derece yerinde bir karardır. Kim kurumunun göz göre göre zarar etmesini ister. Delik süratle kapatılmalı mı? Evet kapatılmalı.

******

VERGİDE ADALET NE ZAMAN OLMUŞ DA

ŞİMDİ OLSUN DİYE BEKLİYORSUNUZ Kİ?

Asgari ücrette sona yaklaşıldıkça ekonomistlerinden uzmanlarına, her şeyde ahkam kesen çok bilmişlere, çok bilmişlerden siyasilere kadar herkes sallıyor.

Sallamanın siyasi boyutunda iktidar farklı muhalefet farklı yine konuşuluyor.

Elbette adı üstünde politika. Onların bu işin şovunu yapacaklar.

Gel gelelim hiç işin dibine inen var mı?

Yazdıklarım ve yazacaklarımın hiç bir parti ve siyasi görüş ile alakası yok.

Bunu peşinen ifade edelim.

Şu asgari ücret diye konuşulan iş neyin nesidir?

Ben de birileri gibi okuyup araştırıp herkesi dinlemeye çalışıyorum.

Adı üstünde ASGARİ ÜCRET...

Yani..

Ücretin dibi demek.

Peki biz de milyonlarca insanı direkt mideden ilgilendiren bu asgari ücretin rakamı gerçek anlamda insanımızın dipten asgari ücreti mi?

Yoksa...

Yoksa...

Milyonlarca insanın aldığı ücret mi?

Demek ki biz de konuşulan rakam asgari rakam değil milyonların aldığı geçinmeye ve geçindirmeye çalıştığı rakam.

Buraya kadar anlaştık mı?

İki;

Bu iş AK Parti falanca parti meselesi de değil.

45 yıldır gazetecilik yaparım.

Bugün seyrettiğim film hep aynı film.

Üç; herkes asgari ücretten vergi alınmasın.

Vergi adeletsizliği diye konuşuyor da.

İş icrataa gelince kim hangi vergide neyin adaleti onu hiç masaya yatırıyor mu?

Eğer büyüklerimiz kızmaz ise konuyu şöyle noktalamak istiyorum.

45 yıl önce de yapılan bugün için de olacak konu paranın adaletinin olmayacağıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımız bile geçenlerde demedi mi?

“Paranın dili, ırkı, dini olmaz” diye?

Hadi siz bana söyleyin o zaman;

“Dili, dini, ırkı olmayanın adaleti olur mu?

.........

Biliyorum biliyorum yine haddimi aşmak üzeriyim.

Üzdüm ise özür dilerim.

Kızdırdım ise beni af edin.

Ben paradan puldan ekonomiden hiç anlamam.

Bugünlük beni affediverin, “İhtiyar şaşırmış” deyiverin.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Özgür olmak istiyorsan tuttuklarını ve tutunduklarını bırak

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Mobilyacılar Alt Geçidi’ne giren sürücü daha sonra dörtlüleri yakarak geri geri alt geçitten çıkmaya çalışmadığı zaman daha iyi ADAM oluruz.