Gözünüz ve gözümüz aydın aşı geldi, tünelin ucunda ışık göründü.

Dün itibari ile dünyada coronadan ölen insan sayısı 2 milyon oldu. Bugün itibari ile bu sayı daha da artmıştır.

Bu hastalık hâlâ ölümcül bir tehlikedir.

Aşının üretilmiş olması asla ama asla bu işin bittiğini ya da bitmekte olduğunu göstermez.

Daha ilk günden asla negatif düşünenlerden değilim. Ve de olamam.

Ama aşının üretimi ve insanlığa yetme konusunda çok şüphelerim var.

Nasıl mı?

Şöyle...

Mesela bize Çin aşısı geldi doğru mudur?

Doğru.

İlk aşamada 3 milyon geldi.

Bu rakam ne demek 84 milyon Türkiye’de 1.5 milyon insanın aşı olması demektir.

Bunun arkası gelecek mi?

Evet gelecek.

Bu konuda şüphemiz var mı?

Hayır yok.

Peki 60 milyon insanımız bu yıl içerisinde iki kez olmak üzere aşılanır mı?

...........

İşte en büyük korkularımdan birisi bu.

Çünkü bize aşı gönderen Çin diğer taraftan diğer üretilen aşıdan kendi vatandaşına aşı yapılması için 200 milyon aşı talebinde bulunuyor.

Sizce bu nasıl bir iştir?

Evet kendi aşımızda devreye girdiği zaman inşallah daha az dışarıya bağımlı hale geleceğiz.

Amma velakin tüm bu güzel gelişmeler hepimize birer birer uygulandığı günü de inşallah görebiliriz.

Hiçbir yetkili bu konuda ne tarih verebiliyor ne de net konuşuyor.

O zaman iş yine başa düşüyor.

Kendimizi koruyacağız, sevdiklerimizi koruyacağız ve çok çok dua edeceğiz.

******

AŞI GELDİ YASAKLAR KALKAR MI?

Diğer taraftan aşının gelmesi ile başta yaşlılarımız, gençlerimiz ve esnafımız olmak üzere herkes almış eline takvimi yasakların kalkması için kendilerince gün belirliyorlar.

Bence daha bu yasakların kalkması için ortam asla hazır değil.

Yeni normalleşme sürecini hızlandıracağız diye okulları açarsak, spor müsabakalarını seyircili yaparsak inanın aşı filan mevcut felaketi önlemeye yetmez.

Madem sabrettik, biraz daha sabır.

Haaa biraz daha sabır demeye yüzümüzün olmadığı dahası utandığımız kesimler de var.

Bu kesimlerin başında büyüklerimiz geliyor.

Pandemide en büyük haksızlığı yaptığımız ve en zor girdaba soktuğumuz kesim büyüklerimiz. Bu insanlarımız ömürlerinin en güzel ve son bölümünde odalara mahkum oldular.

Kim ister anasının babasının hastanede yatağa mahkum olmasını. Ama gelin görün anamıza babamıza bu durumun sonunun ölüm olduğunu nasıl anlatabiliriz ki?

.........

Ya gençlerimiz.

Ne deseler haklılar.

Gençliğimizin gençliğini zincirledik.

..........

Ya esnaf.

Esnafın gözü kulağı aşının gelmesi ile yasakların kalkmasında.

Ama bugünlerde hiç kimse böyle bir şey beklemesin.

Eğri oturalım doğru konuşalım.

Türkiye’de en az 50 milyon kişiye aşı yapılmadan bu salgının önüne set çekilmiş değildir.

Onun için aşı geldiği için sevinelim, mutlu olalım, ümitli olalım ama her şeyin bittiğini asla ama asla sanmayalım.

******

BAKAN KURUM’UN SÖZÜNE İNANIYORUZ, NOTUMUZU ALDIK

Bakan Kurum’un Konya’da olması demek şehrin her an her saat kazanması demektir. Bakan Kurum’un dünkü programını televizyondan takip ederken şu cümlelerini de hemen hafıza ajandamıza yazıverdik;

“Konyalılar; “Garşıdan er gelmeli, yanağına ter gelmeli” derler. Yani er dediğin çalışacak, ter dökecek ve hep gayretli olacak. Biz de işte Konyalıların sözünü ettiği o erlerden olmak için, karşıdan mutlulukla gelmek için, Konya’mız için, hemşerilerimiz için ter döküyoruz.
Büyük hayallerimiz var. Konya’yı sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel şehirlerinden birisi yapacağız.
Sizler gereğini her seçimde yaptınız.

Şimdi sıra bizde. Sizlere söz veriyoruz.

Her an şu caminin köşesinden Sultan Alâeddin ordusuyla bizleri selamlayacak; şu meydandan Hz. Mevlana talebeleriyle çıkıverecek; yukarı caddeden Hacı Veyiszade Mustafa Efendi ve Şems Hazretleri gelecekmiş gibi hissediyoruz.
Onların gezdiği, dolaştığı, ruh kattığı bu sokakların, bu çarşıların, bu aziz şehrin imarı ve ihyasını bir şeref biliyoruz.
Konya’nın tüm sokaklarına ve caddelerine sinmiş Selçuklu geleneğini, Osmanlı mührünü koruyarak Konya’mızı, marka şehir haline getireceğiz.”

...........

Sağ olun Sayın Bakanım, Allah kalbinize göre versin.

Bu Konya gerçekten ilk günden bu yana AK Parti’ye ve Sayın Cumhurbaşkanımıza gerçekten beklentilerin üzerinde destek vermiştir. Ama Konya ve Konyalı hep öksüz muamelesi görmüştür. 

İnşallah Sayın Bakan Kurum ile inşallah Sayın Bakan Koca ile inşallah siyasilerimiz ile Cumhurbaşkanımızın “benim şehrim” dediği Konya önümüzdeki dönem hak ettiğini ve verdiğini alacaktır.

******

YAĞLARDAN SONRA PEYNİRE DE KİLİT VURULMUŞ YAAA   

Daha dün yazdık.

Zamların ardı arkası gelmiyor.

Ve öyle ki zam yapanların da vicdanı kalmamış. Allah korkusu kalmamış.

İnsanların ve belli bir kesimin tek hedefi var PARA... PARA... PARA...

İnsanlığın geldiği nokta bu baylar bayanlar.

Bir yandan ölüm salgını bir yandan ekmek aş iş derdi diğer yandan birilerinin paralarını katmerlemesi için peynirinden yağına bu zor günde zam üstüne zam.

Haaa inşallah birileri bu durumu Sayın Cumhurbaşkanımıza iletir.

Vekiller süratle bu işin üstüne gitmeli.

Bakın dün sabah bir okuyucumuz marketten gönderdiği fotoğraf karesi

İşletmeciler peynirler çalınmasın diye (Demek ki böyle hızla artan üzücü bir gerçek var) peynirlere kilit vurmuşlar.

Aynı şekilde yine bu sütunlarımızda yağların kilitlendiğinin fotoğrafını sizlerle paylaşmıştık.

.........

Bilmem yetki ve makam sahipleri insanımızın geldiği durumu anlamıştır.

Daha fazla konuyu detaylandırıp insanlarımızı üzmek istemiyorum.

Ama gelinen nokta bu ise oturup hep birlikte yeniden düşünmemiz gerekir diyorum.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Her şey kötü gidiyorsa, güzel bir şeyin olmasına hazır ol. ... Ama zorlamadan da nasip olmaz. Çünkü kader gayrete aşıktır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İçinde bulunduğumuz zor ve soğuk günlerde sokak hayvanlarına samimi bir şekilde sahip çıkabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.