Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Depresyona girmek için yaratılmadık

Depresyona girmek için yaratılmadık

Mesneviden bir kesit:

Titrek bir şekilde Hz. Süleyman’a gelerek, rüzgârdan şikâyetçi olduğunu söyleyen sivrisinek üzgündür.

Rüzgâr yüzünden, canı çekilmiştir. Yuvası habire dağılmaktadır. Süleyman (as.) durumu rüzgâra iletince Divanında, rüzgâr durumu hiç hoş karşılamaz, “Sultanım” der şöyle devam eder “Allah beni eseyim diye yarattı. ‘Bana es’, dedi. Ben eserim.

Ama ona da söyleyin, benim karşımda sivrisinek olmasın güçlensin, sağlam dursun…”

Covid Pandemisi nedeniyle alt-üst edilen hayat ve yaşam tarzı beraberinde birçok toplumda depresyonu, kaygıyı da istenmeyen hediye olarak sunmuş, esen rüzgar karşısında sağlam duruşunu kaybetmiş bir insanlıkla bizleri karşı karşıya bırakmış görülüyor.

Bir çok farklı alanda kullanımı olmakla ve Avrupa ülkelerine göre kendi toplumumuzda da kullanım oranları birlikte ele alındığında farklı yorumlar üretilecek olmakla birlikte, Türkiye’ de ve Dünya’da artan antidepresan tüketim sayıları ciddi bir alarm olarak algılanmalı. Konunun uzmanları tarafından sağlıklı veriler toplumla paylaşılmalı, insanlarda farklı ve yanlış algılar oluşturulmamalı.

Şekil olarak en güzel sürette yaratılmış olan insan için sunulan sefilce bir yaşam veya sefillerin sefilinin yer alacağı bir girdapta yaşam bunalımları da beraberinde getirecektir. Mutsuzlukla depresyonu birbirine karıştırmamakla birlikte, insanda giderilmeyen mutsuzluk depresyona da sürükleyebilir.

Serotonin, Dopamin, Oksitosin ve Endorfin gibi mutluluk hormonlarının dengeli harmonisine sahip olacağımız bir yaşam tarzını kaybedersek tehlike daha da büyük olacaktır.

Peki bu istenmeyen durumları yaşamamak adına insanımız nelere dikkat etmeli, neyin arayışında olmalı Soruları akla gelebilir.

-Aklı duygularının gölgesinde kalmayan bir insan olabilmek,

-Duyguları ve mantığı doğru kullanmak becerisine sahip olmak,

-Zamanın kıymetini bilmek ve doğru yönetebilmek,

-Kişisel kapasitesinin farkında olmak ve doğru alanda kullanmak

-Korkunun korkulan şeyden daha zararlı olduğunu bilmek,

-Korkuların, kuşkuların ve anlamsız kaygıların gayret kanatlarını bağlayacağını bilmek,

-Hata yapmanın insanlara mahsus olduğunu ama aynı hatayı yapmanın aptallara mahsus olduğunu bilmek,

-Amaçlarının farkında olmak, doğru gerçekçi amaçlar belirlemek,

-Kadim kültür ve değerlerden kopuk bir hayat yaşamamak,

-Emanet bilincinde olup, sorumluluk sahibi olarak yaşamak,

-Yeryüzünü imar ve inşa etme sorumluluğunu akıldan çıkarmamak

-Seferin önemli olduğunu, zaferin sabır gerektiğini bilmek,

-Kaynaktan sapmadan, ruhunu beslemek ve ilim yolcusu olmak,

-Umut sahibi, uyumlu, ubudiyet bilincinde, ufuk sahibi insan olmak,

Kısaca;‘’İyi duyguları, beden ülkesinde iktidara getirebilmektir bütün mesele…’’

Gelelim arayış meselesine…

Nasreddin Hoca’nın meşhur yüzük fıkrasını hatırlayalım. Hocayı dışarıda bir şeyler aranıyor olarak görenler ne aradığını sorarlar. Kaybettiği yüzüğünü aradığını söyleyen Hoca’ya yüzüğü nerede kaybettiği sorulunca verdiği cevap tuhaftır:

“Samanlıkta kaybettim.”

“Samanlıkta kaybettiğin yüzüğü burada niye arıyorsun?” diye sorulunca Hocanın verdiği cevap en saf akılları bile hayrete düşürecek gülünçlüktedir:

“Burası aydınlık da onun için.”

Bir Şeyi Olmayan Yerde Aramak Elbette Aramak Değildir.

Doğruyu, güzeli ve hakikati bulmak, yaşamak ve hayata hâkim kılmak adına arayış içinde olanlar bahse konu sorunların çözümünde de öncü olacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi