Milli mücadelenin ve depremin görünmeyen kahramanları; ANALAR
Depremden etkilenen vatandaşlarımızın acıları bizim acımızdır. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerim. Sahada çalışan tüm ekiplerimize Cenab-ı Allah’tan yardım dilerim. Millet olarak başımız sağ olsun, Allah ülkemizi bir an evvel selamete çıkarsın inşaAllah.
Geçen hafta köşemde yazdığım "Ne olacak bu 6'lı masa?" başlıklı yazım, bazı dostlarımı ve okurlarımı zamanlamasından dolayı üzmüş.
Ben de yazdığım bu yazının içeriği ve zamanlaması için değil, (çünkü yazımın arkasındayım) değer verdiğim dostlarımı ve bazı okuyucularımı üzdüğüm için çok ama çok üzgünüm.
Siyaset de bizim için, felaket de bizim için…
Siyasi iktidar "felaket var seçim yok" derse ona da tavrımı koyarım.
Ancak; Yaşadığımız acıyı görmeyip, felaket üzerinden siyaset yapan, siyasi liderlere, onun taraftarlarına ve televizyon kanallarına ne demeli? Onu da sormak isterim.
Deprem bölgesi çok sıkıntılı; ağlayanlar, siyasi iktidara kızanlar, nerede devlet diyenler var. Bunlar her felakette vardı, bugün de var. Keşke olmasa.
Felaket yaşayan vatandaşlarımızın bu tavrı çok normal. Bu vatandaşlarımızı yatıştırmak yerine, ateşe körükle gidenlere, bu durumdan nemalanmak isteyen, acı üzerinden siyaset yapanları görmeyip, muhalefet parti liderlerine "bu yaptığınız yanlış aklınızı başınıza alın" demek o kadar yanlış olmasa gerek diye düşünüyorum.
Sonra da İçişleri Bakanımıza bir soru sormak istiyorum; Deprem bölgesinde yıkıntıları, marketleri yağmalayanlar, yardım konvoyunu yağmalayacak kadar alçalanlar kimler? Lütfen bunları açıklayın ki bu millet dostunu, düşmanını iyi öğrensin.
Sonra da suya sabuna dokunmadan işimize bakalım.
Tarihi tarih yapan yaşananlar olduğu gibi, bunu yaşayan ve yaşatanların sadece erkekler olmadığı açıktır.
1918-1923 yılları arasında yaşanan “Türk Bağımsızlık Savaşı” olarak da tanımlayabileceğimiz Milli Mücadele Dönemi, Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır.
Bu tarih aralığı, geçen yüzyılın başındaki bağımsızlık mücadelemizi askeri, hukuki ve siyasi açılardan kapsamaktadır. Bu süreçte Türk Milleti, bağımsızlığını kurtarmak için azim ve kararıyla kendini ortaya koymuş, “Ya istiklal ya ölüm!” diyerek tüm vatanı kadın-erkek birlikte savunmuştur.
Mili Mücadele’nin ne olduğunu anlayabilmek için Milli Mücadele’de anaların yerinin çok iyi bilinmesi gerekir.
Milli mücadelede vatanı kurtaran yiğitlerin imanını, yükselten diri ve canlı tutan merkez AİLE'dir, evdir.
Ailenin temel direği, şevkat kahramanı olan ANALAR'dır.
Vatan savunması için dünde, bugünde, yarında her zaman onlara, ANA'lara ihtiyacımız var.
Dolayısıyla bugünün milli mücadelesi Analardır.
Dün Anadolu’yu işgal edemeyenler bugün ailemizi işgal etmeye çalışıyorlar.
Onun için de Analar'la (Kadınlarımızla) uğraşıyorlar.
Çünkü aile son kaledir. Bu kalenin komutanı da Analardır.
Yürekleri milli mücadele ruhuyla dolu ANALAR bugün de, yarın da, bizi kurtaracaktır.
Peki bu ANA nasıl yetişecek?
Milli mücadele ruhunu bilmeden Mehmetçik yetiştiren ana olur mu?
Olmaz tabii ki.
Neden?
Çünkü milleti doğuran da Ana, ayakta tutan da ANA'dır da ondan
Tarihimiz eşine evine ailesine sadakatle bağlı olan Ana'larla doludur.
Tarihimiz; Cephede kalan erinin sofradaki boş tabağını ölünceye kadar sofrada tutan Ana'larla doludur.
Tarihimiz cenazesini kaldıran bayramda kendi kurbanını kesen Ana'larla doludur.
Tarihimiz düşman galip gelirse “Öl de köye dönme oğul” diyen Ana'larla doludur.
Tarihimiz köyünü işgal etmiş işgal kuvvetlerini etkisiz hale getirip köyünü evini namusunu koruyan Ana'larla doludur.
Ah anam, vah anam, ille de anam.
Deprem yıkıntılarına kurtarılanlara bakarsak bugünde Ana'ların tüm fedakarlıkları anlaşılır.
Son depremden kurtarılanların yüzde 90’ı kadınlar ve çocuklar.
Neden acaba?
Erkekler bir an evvel kurtulalım diyerek evini terk ederken ya göçük altında kalmış ya da dışarıda ailesini çocuğunu beklemekte. Çocuklarını toparlamak için vakit kaybeden kadınlar ise göçük altında kalmış olabilir mi?
Ben bugün milli mücadelede ve depremde ANAlar neler yapmışlar ona bakmayacağım. Anaların Milli mücadelede ve deprem sonrası yaptıklarını daha sonra yazarız inşaallah
Anadolu Türk kadını dünde bugünde ne kadar cesur, başarılı, kararlı, azimli, cevval, gözü kara, fedakâr, şefkatli ve güçlü olduğunu tüm dünyaya duyurmuştur.
İsimlerinden pek bahsedilmeyen bu kadınlar tarih yazımında, öğretim programlarında ve ders kitaplarında daha fazla temsil edilmeli ve yeni neslin eğitiminde rol model olmalıdırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.