Yücel KEMANDİ

Yücel KEMANDİ

Osmanlı “Türk Düşmanı” mıdır?

Osmanlı “Türk Düşmanı” mıdır?

Osmanlılar, Türkleri aşağılamış, hakaret etmiş yalanları yine gündemde. Bunların doğru olmadığı defalarca, birçok tarihçimiz tarafından yazılmasına rağmen, hep gündemde tutulmaya çalışılıyor.

Osmanlıyı ırkçı gösterip, Türk olmadıklarını söyleyerek, Kayı boyundan geldiklerini inkar edip bizim tarihimizden kimliğimizden kopmamızı birlik ve beraberliğimizi kaybetmemizi istiyorlar.

Amaçları, ne olduğu belli olmayan ne idüğü belirsiz bir millet oluşturmaktır. Ancak, bunu yapanlar hiç bir zaman amaçlarına ulaşamayacaklardır. Bunu bilmelerini isterim.

Bazı Osmanlı tarihçilerinin eserlerinde "idrâksiz Türkler" gibi olumsuz sözler yazmışlardır. Bu yazılanları araştırmadan nedenini sorgulamadan hareket edenler, Osmanlı İmparatorluğu'nda Türkler'in aşağılandığını Türklerin çoğunlukta yaşadığı yerlere hizmet götürülmediği iddia edilmektedir.

Aslında olumsuz yazan Osmanlı tarihçilerinin eserleri incelendiğinde, Türkler'le ilgili bu tür ifadelerle kötülenenler, genellikle devlet otoritesine karşı çeşitli hadiselere karışanlardır,

Timur, Şeyh Bedreddin, Uzun Hasan veya Şah İsmail'le birlikte hareket eden Türkmenler veya Anadolu'da çıkan Celali isyanları kastedilmiştir.

Osmanlı’da ve günümüzde düşmana destek verenler için bu tür sıfatlar hep kullanmışlardır.

Hatta bu ifadenin iç oğlanı olup etnik olarak Türk olmamasına rağmen otoriteye karşı gelenler için kullanıldığı da görülmektedir.

Kısaca, bu tür ifadeler Türk kimliği için değil devlet düzenine ayak uyduramayan her ırk için kullanılmıştır.

Ermeniler için çok güzel düşünceleri olan “Millet-i Sadıka” olarak anılan ve Osmanlı Devleti içerisinde yüzyıllarca uyum içerisinde yaşayan, Ermeni toplumunun zamanla Osmanlı Devleti’nin güvenini nasıl sarstıklarını ve Ermeni sorununun ortaya çıkıp Ermeniler malum güçlerin oyuncağı hale gelince onlar içinde gereğini yapmıştır.

Göçebe Araplar'a, Arab-ı bed-fial (kötü işler yapan Arap), Arab-ı bed-rey (düşüncesi kötü Arap), Arab-ı Şekavet-şiar (eşkiyalığı adet hâline getirmiş Arap) denilirdi.

Yani Araplar'a sadece "kavm-i necib" dendiği iddiası da doğru değildir.

Buradaki millet isimleri etnik bir mana ifade etmekten ziyade toplulukların hayat tarzını gösterir.

Osmanlı eğer Türkler için o kötü cümleleri kurmuş olsa, devşirme olarak alınan Hristiyan çocuklar, Türkçe ve İslamiyet'i öğrenmeleri için Türk ailelerinin yanına verir miydi? Bu işleme de "Türk'e vermek" denir miydi?

Tarihçi Hadidî bu hadiseyi şöyle anlatır: "O kullar penc ü yekden kim derilür, Yazup defterle Etrâk'a virilür, ki Türk'e hizmet idüp öğrene dil."

Tarihçi Aşıkpaşazâde, Süleyman Paşa'yı anlatırken "Devri zaman Türk'ün oldu" demektedir.

Hoca Sadeddin, eserinde Osmanlı fetihlerini anlatırken "Türk yiğitleri", "Zaferleri gölge edinmiş Türk askerleri" gibi ifadelerle Osmanlı ordusunu över.

16. yüzyılın en büyük tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Âli ise "Künhü'l-Ahbâr" isimli dünya tarihinde Türk boylarını anlatırken bunları "seçkin millet, güzel ümmet" olarak zikreder.

Tahsin Paşa hatıralarında, Söğüt Alayı'ndan bahsederken "Türk neslinin temiz ve mübarek kanı dolaşan Karakeçili bölüğü" olarak zikreder.

Sık sık dillendirilen Yavuz Sultan Selim hanın Türkler'le ilgili olumsuz sözleri de tamamen uydurmadır.

Çaldıran Savaşı öncesinde Yavuz'la Şah İsmail arasındaki yazışmalarda,

"Ben Sultan Beyazıt oğlu Sultan Selim, sen ki ey eşek Türk" demiş.

Bu sözün aslı Yavuz'un Şah İsmail'e gönderdiği ikisi Farsça ikisi Türkçe dört mektup elimizdedir.

Yavuz, Şah İsmail'e bu mektuplarda "İsmail Bahadır" veya "Emir İsmail" diye hitap etmiştir.

 

Birde Vahdettin'e mâledilen "Türk, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsü" diye bir iddia da vardır.

Bu konunun tek uzmanı Murat Bardakçı bu iddianın hiçbir aslı astarı olmadığını defalarca belgeleriyle yazmıştır.

Bunlar gibi Türkler'in aşağılanmasıyla ilgili iddiaların çoğu ya doğru değildir veya geçtiği metindeki anlamından saptırılmıştır.

Osmanlı hanedanının atası Oğuz Han'dı. Osmanlı tarihi objektif incelendiğinde Orta Asya'dan geldiklerinin ve Türklüklerinin fazlasıyla farkında oldukları görülür.

Osmanlılar Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır. Osmanlı tarihi Türk tarihinin bir parçası olarak ele alınmalıdır.

Osmanlı hanedanının Türklük'le bir meselesi kesinlikle yoktur. Olsa, Şehzâde Cem'in oğluna Oğuz Han, İkinci Bâyezid'in oğluna ise Korkud isimlerini verir miydi? Bu konuda onlarca örnekler verebiliriz ancak bugünlük bu kadar.

Son olarak arkadaşlar, Osmanlı bir millet ismi değildir. Osmanlı adı Selçuklu, Karahanlı, Gazneli isimleri gibi bir hanedanın adıdır. Selçuklular, Karahanlılar, Gazneliler gibi Osmanlılar da bir Türk devletidir.

Ancak hiç unutulmaması gereken husus Osmanlıların çok uluslu bir devlet olduğu ve günümüzün milliyetçilik anlayışının o dönemde olmadığının kesin olarak bilinmesidir.

Bu konuda daha geniş bilgi almak isteyenler, Sayın Tufan Gündüz, Mehmet Öz, Hakan Erdem gibi tarihçilerin bu konudaki araştırmalarına bakılabilirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Yücel KEMANDİ Arşivi