SESSİZ İŞGAL
Bu hafta ülkemiz gündemini de yakından meşgul eden; hükümet yıkan, hükümet kuran iki konu başlığından bahsetmek istiyorum.
1- EKONOMİ
Ekonominin faturası halka kesilmeye devam ediliyor. Pek yakında neredeyse aldığımız nefesten de vergi alınmaya başlanacak gibi görünüyor.
Vatandaşın vergi yükünün artması, kamunun gelir elde edebilmesi noktasında vatandaşa yönelmesi de durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Halkın huzur ve güvenini sağlamakla yükümlü devlet otoritesi, akıllı, makul ve mantıklı çözüm ve politikalarla vatandaşın ekonomik refahını da sağlamak mecburiyetindedir.
Aç insan hata yapar, aç insan suça meyleder, aç insan gergin ve mutsuz olur ve aç insan kolay kandırılır.
Peygamber efendimiz, “Bir memlekette bir kimse açlıktan ölürse; bütün memleket onun katili sayılır” buyurmuştur.
Ekonominin kötü gidişatı ve sürekli artan vergi yükü bununla birlikte devamlı gündemde olan maliye bakanlığının yeni vergi düzenlemeleri, spekülasyonlar, gelecek kaygısı ve artan enflasyon...
Tarih her zaman tekerrürden ibarettir. İki binli yıllarda hükümet değiştiren gündem Ekonomi idi, bu gün ise buna ek olarak milli beka ve güvenlik sorunlarının da mevcut olduğunu görüyoruz.
2- DÜZENSİZ GÖÇMEN
Kayseri'de Suriye uyruklu olduğu açıklanan bir kişinin küçük yaştaki bir kız çocuğunu taciz ettiği iddiası, kent sakinleri arasında infiale neden olmuş vatandaşın belirli noktalarda toplanarak yabancı uyruklulara ait olduğu belirtilen işyerleri ve araçları hasara uğratması sonrası artarak devam eden düzensiz göçmen sorunu bir kere daha gündem maddesi haline gelmiştir.
Vatandaş sayıları hızla artan, kontrol ve denetimi yapılamayan düzensiz göçmen özellikle Suriye uyruklu ülkemizde geçici koruma statüsünde bulunan insanlardan şikâyetçi iken yetkililerin ise böyle bir yakınmanın hiç yokmuşçasına davranması ve halkın taleplerini görmezden gelmesi, Kayseri’de başlayan ve tüm yurda yayılan haklı tepkilere neden olmuştur.
Konu öyle bir boyuta ulaşmıştır ki, yapılan haberlerde dahi “Suriyeliler” ifadeleri yerine “yabancı uyruklular’’ ifadelerine yer verilmekte, basın mensuplarına da bu şekilde telkinlerde bulunulduğu ve halkta oluşabilecek infialin en aza indirilmeye çalışıldığı bilinmektedir.
Esasen bir dönemin başbakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun “Araplar geldikçe görüyorlar ki İstanbul onların şehri... Bu güzel bir işgal…” sözleri unutulmuş değildir.
Vatandaş ekonominin gelmiş olduğu durumdan şikâyetçi iken yine vatandaş özellikle de güvenlik zafiyetine, vatana, bayrağa ve topraklarımıza ortakçıların çıkmasından ise asla memnun olmayacaklardır.
Tüm siyasi, ekonomik sosyal gündemler bir kenara düzensiz göçmen sorunu ülkemizin en çok endişe veren konusudur.
Çanakkale’de, Malazgirt’te ve yurdun her sathında canları pahasına mücadele eden atalarımıza olan minnet duygumuz ve evlatlarımıza olan başka bir borcumuz yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.