Eda Nur Harputlu

Eda Nur Harputlu

Zorbalık üçgeni ve zorbalığa sürüklenen çocuklar

Zorbalık üçgeni ve zorbalığa sürüklenen çocuklar

Geçtiğimiz hafta akran zorbalığından bahsederken daha çok zorbalığa uğrayan tarafın yaşadıklarına, ailenin nasıl fark edip önlem alabileceği konularına değindim. Fakat meseleyi kapsamlı bir şekilde ele alırsak hem zorbalık yapan hem de duruma şahit olan çocuklar açısından da bir değerlendirme yapmak gerekecektir.

Zorbalığa uğrayan taraf kadar zorbalık yapan çocuk da risk altında

  • Akran zorbalığı söz konusunda olduğunda her iki tarafında yardıma ihtiyacı vardır. Zorbalığın önüne geçmek için yalnızca mağduru korumak yetmez. İki çocuğun da nerede zorlandığını, durumu düzeltebilmek için hangi becerilere ihtiyaç duyduğunu anlamak, her çocuğu bireysel olarak değerlendirmek gerekir.
  • Olay yaşanırken şahit olan çocuklar da herhangi bir tepki versin ya da vermesin durumdan etkilenir. Bazen zorbalığa uğramaktan korktuğu için içe kapanabilir, zarar görmemek için güçlü görünen tarafa yakın durmayı seçebilir ya da kendisini zorlayan bir vicdan muhasebesine girer. Böylece zorbalığın uzun süre görmezden gelinmesi, fark edilmemesi ya da müdahale edilmemesi sadece mağdur ve zorba değil aynı ortamda bulunan çocuklar için de risk taşır.

Zorbalığa neden olabilecek risk faktörleri

Mağdurların ve zorbaların bazı ortak özellikleri vardır. Risk faktörlerini belirlemek ve önlem almak konusunda bunları öngörebilmek yardımcı olacaktır. Bazı ebeveyn tutumları farkında olmadan zorbalığı destekler, mağdur zamanla rol değiştirerek zorba tarafa geçebilir ya da çatışmayla baş etme, problem çözme, duygularını yönetme konusundaki eksiklikler zorbalık yapmanın nedeni olabilir.

  • Aile içinde mevcut olan güç ve popülerlik algısı, (sesi daha yüksek çıkanın istediklerine daha kolay ulaşması, uygun olmayan bir yolu tercih etse de istediğine ulaşmasının taltif edilmesi gibi),
  • Evde ya da geniş ailede şiddete şahit olma,
  • Çocukların bir konuda kendini yetersiz ya da zayıf hissetmesi,
  • Zorbalığı kendini korumak için bir yöntem olarak benimsemesi,
  • Televizyon-bilgisayar oyunları-sosyal medya gibi mecralarda izlenen içerikler
  • Şiddet içeren davranışların sebebi bazen de anne- babanın ilgisini almak için bir yol gibi görünür. Özellikle ihmal edilen ve yalnızca olumsuz bir şey yaptıklarında bir şekilde tepki alan çocuklar bu yola başvuracaktır.
  • Güçlünün yanında yer almak, daha popüler görünmek ya da bir gruba dâhil olma arzusu zorbalık davranışları sergileme nedeni olabilir.

Görüldüğü gibi çocuk ve gençler arasında zorbalık pek çok farklı nedenle ortaya çıkabiliyor. Durumu çocuğun özelinde değerlendirmek ve önlem almaksa iki taraf için de önem taşıyor.

Araştırmalara göre özellikle ergenlik döneminde yapılan zorbalığın etkisi uzun vadede devam ediyor. Bu çocuklar yetişkin olduklarında da madde bağımlılığı, şiddet ve istismar ya da suça sürüklenmeye yaşıtlarına göre daha yatkın oluyorlar. İlişkilerini güç, kontrol ve korkutma üzerine kurdukları için kendilerini sürekli tehdit altında hissediyor ve zamanla yalnızlaşıyorlar.

Duygusal tepkiler vermeden sakin kalabilen ebeveynler süreci daha sağlıklı destekler

“Ne olursa olsun sen üste çık, suçunu kabul etme- inkar et, senin sesin yüksek çıksın, niye böyle kırılgansın, böyle daha çok ezilirsin, hayat böyle ya güçlü olursun ya ezilirsin vb..” ifadelerine ya da bu içerikteki başka cümlelere rastlamışsınızdır. Ben de çocuklarının üzülmesinden endişe eden anne- babalar ya da farklı aile büyüklerinin hararetle bu gibi ifadelere sarıldığına şahit oluyorum. Çocuk zaten yoğun bir duygudayken müdahale eden yetişkinin daha da yüksek bir duyguyla destek çabası sıklıkla olayın seyrini olumlu etkilemiyor. Sanıyorum yanımızdaki kişinin duygusuna eşlik ederken onunla birlikte yükselmek bizim toplumumuzda biraz da sevgi ve samimiyet gibi algılanıyor. Hal böyle olunca anne- babalar bu gibi tepkilerini açıklarken çocuklarını ne kadar sevdikleri üzerinde duruyorlar. Fakat böyle bir durumda çocukların duygularını açmak, ifade etmek ve anlamlandırmak için sakin yetişkinlere ihtiyacı var.

Özetle ebeveynler hayatın zorluklarına karşı çocuklarını güçlendirmek isterler. Evet böyle bir sorumlulukları da vardır fakat baş etme becerilerini aktarmadan önce bir kere daha gözden geçirmeleri gerekebilir. Özellikle olayları değerlendirirken tarafları siyah ve beyaz iki kutup gibi görmek çocuklar için büyük bir talihsizlik olacaktır. Kazanan-kaybeden, güçlü- zayıf vb ithamların keskinliği ve kısıtlılığı zamanla çocukları bir role ya da döngüye hapseder. Kendilerini tanıma, sınırlarını keşfetme şanslarını ellerinden alır. Empati kurma, sorumluluk alma, duygularını tanıma, problem çözme gibi becerilere destek olmaksa çocuklar ve gençleri hayatın içinde donanımlı kılacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Eda Nur Harputlu Arşivi