Annen yoksa kimsen yok!
“Annem benim yaşamda özgüvenimin temel kaynağı, kökleri… ‘Annen hastalandı ve öldü’ diyorlardı ama ben kelime olarak biliyorum; “öldü” yani yok... Ama hep içimde ‘Misafirliğe gitti; 2-3 gün sonra sonra gelecek’ diye bekliyorum... Günler geçti gelmiyor... Bir gün dedim ki ‘Annemi bir daha göremeyeceğim’… O zaman ölümün farkına vardım. Kaçtım mezarının başına gittim... Orda annem toprağın altında… Böyle kalakaldım… ‘Annemi bir daha göremeyeceğim annem öldü.’ Eve geldim babama bakıyorum. ‘Allahım babam ölmez inşallah’ diyorum. O zaman anladım tabi ölümü… Ölünebilirmiş... Aynı gün babam birşey için bana çıkıştı 'Niye öyle yaptın' diye... Kala kaldım… Çocuk aklımla o an şuna karar vermiştim: Annen yok kimsen yok… Ve böyle bir karar verdiğimi yıllar sonra anladım… ‘ANNEN YOK KİMSEN YOK’. O zaman kimsen yoksa senin bir şey istemeye hakkın yok. Sadece başkalarını memnun etmeye çalışırsın… Annen yok kimsen yok. Bunun farkına vardığım zaman kendimi yavaş yavaş fark edip hem yaşam ekibi keşfetmeye çalışıyorum hem de kendimi var etmeye çalışıyordum. ‘Yolculuk yapan biri var’ bunu fark etme meselesi… Böylelikle farkına varış yolculuğum devam ediyor… Ben de şimdi farkına vardırmaya çalışıyorum paylaşarak…"
Bu sözler merhum Doğan Cüceloğlu’na ait. Bir röportajında böyle diyordu. “Annen yoksa kimsen yok!” O bu sözleri söylerken ağladı biz ekranları başındaki milyonlar ağladık.
Büyük bir söz. Ama sözün büyüklüğü süsünde debdebesinde değil. İçerdiği tarifsiz acıdadır.
İnsanoğlu “anne”ye her dönem önem vermiş. Anneler gününün kutlaması da ta Sümerler’e kadar dayandırılmaktadır. Philadelphialı Anna Jarvis, annesinin ölüm yıl dönümü olan Mayıs ayının ikinci pazarının ''Anneler Günü'' olarak kutlanması için başlattığı kampanya, bu günün annelere adanmasını sağlamasıylla da yıllardır mayıs ayında Anneler Günü kutlanmaktadır. Anneler Günü belki birilerince gavur icadı ya da Hristiyan geleneği olarak da lanse edilebilir. Ancak anneye verilen en büyük değer de kuşkusuz yüce dinimiz İslam’dadır. Peygamberimiz “Cennet annelerin ayaklarının altındadır” ve "Anne cennet kapılarının ortasındadır" diye buyurmuştur. Yine annelerimize “öf” bile demememiz tavsiye edilmiştir.
Türkiye'deki Anneler Günü tarihine baktığımız da da belki de tüm dünyadakinden daha anlamlı bir başlangıç görmekteyiz. Milli mücadelenin sembol isimlerinden birisi olan Nene Hatun, Türkiye'de Türk Kadınlar Birliği'nin girişimleriyle kutlanmaya başlanan Anneler Günü'nde 'Yılın İlk Annesi' seçilmiştir. 1955 yılında gerçekleştirilen bu organizasyonun ardından Anneler Günü, günümüze kadar kutlanmaya devam etmiştir.
Ülke olarak, dünya olarak zor günler geçirdiğimiz bu pandemi günlerinde de en büyük sığınağımız annelerimiz olacak. Bugün annesi olanlar belki bir demet çiçek alıp onun elini öpecek. Annesi hayatta olmayanlar ise büyük bir burukluk yaşayacak. Acılarımızda sevinçlerimizde başımızı annelerimizin omuzlarına yaslayacağız ya da aziz hatıralarına sığınıp yine hayali de olsa, manen de olsa annelerimize sarılacağız.
Tüm annelerin anneler gününü kutlarken, hayatta olan kıymetli varlıklarımıza uzun ömürler, göçüp gidenlere ise rahmet diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.