Türk dizileri ve yurt dışı pazarı
Dizi seyreder misiniz bilmem açıkçası kimin ne izlediği de konumuz değil. Son dönemde Türkiye dizi yapımcılığında önemli yol aldı. Özellikle tarih dizileri inanılmaz bir hava yakalamış durumda. Muhteşem Süleyman isimli dizi ile başlayan süreçte belli Hürrem’in entrikalarından belki de sarayın gizeminden olsa gerek tarih aşkımız depreşivermişti. Bu ilgiyi iyi gören yapımcılar da dizi üstüne dizi, senaryo üstüne senaryo patlatıyorlar. Osmanlı dönemi bitti şimdi biraz da Selçukluların ekmeği yenecek hatta Harzemşahlılar dönemine bile uzanıldı. Yetmedi tarih ve bilim kurgu harmanlandı ve Akıncı ismiyle bir dizi pazarlandı. Demek alıcısı var ki senaristler ve yapımcılar her geçen gün dizi sektörüne yeni yeni projeler kazandırıyor.
Hatta bu diziler yurtdışına pazarlanıyor. Bugün birçok ülkede en çok izlenen dizilerin başında Türk dizileri geliyormuş. Aslında bu güzel bir gelişme. Hep mi biz yabancılardan alacağız biraz da onlar bizim ürettiklerimizi tüketsin. Öyle değil mi? Ülkemizde yabancı dizilerin yayınlanmaya başladığı tarih ta 1974 yılına rastlıyor. Yani 47 yıldır bu ülke de yabancı diziler doğrudan ya da Türkiye versiyonu ile ekranlara taşınıyor. Biz ise onların bize sattığını 35-40 yıl sonra ancak onlara satar olduk. Vakti zamanında TRT, “Aşk-ı Memnu”yu mevzuat elvermediği gerekçesi ile yurt dışına pazarlayamamış. Dün okuduğum bir haberde “Latin Amerika ülkesi Kolombiya'da kültürel programlar yapan bir televizyon programının Türk dizileri üzerine yaptığı bir araştırmada, "Elif" dizisinin, ülkede en çok izlenme oranına sahip Türk televizyon dizisi olduğu belirlendi. Ülkede sıklıkla izlenen diğer başlıca Türk dizileri arasında "Cesur ve Güzel", "Fazilet Hanım ve Kızları", "Binbir Gece", "Kara Para Aşk", "Fatma Gül'ün Suçu Ne", "Adını Feriha Koydum", "Ezel" ve "Muhteşem Yüzyıl" da yer alıyor” ifadeleri yer alıyordu. Nereden nereye…
Türk dizilerinin yüksek izlenme oranları yakalaması üzerine artık televizyonlar, halkın istekleri doğrultusunda bu dizileri, gün içinde televizyonun en çok izlendiği saatlerde yayınlamaya başlamış. Hatta daha büyük bir bomba; birçok Kolombiyalı, yeni doğan çocuklarına Türk isimleri vermeye başlamış.
Dizi deyip geçmeyelim. Önemli bir kültür etkileşimi ve pazarlama sahası olmuş. Bunun için yapımcılarımıza büyük sorumluluk düşüyor. Dizilerimizde, sinema filmlerimizde Türk örf ve gelenekleri doğru anlatılmalı. Aile içi çarpık ilişkiler yerine milli değerlerimizi öne çıkaran yapımlara imza atılmalı. Hatta Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliği yapılarak bu tür yapımlarda ülke tanıtımını öne çıkarmalıyız. Bazı sahnelere tarihi ve kültürel zenginliklerimizi, coğrafi güzelliklerimizi, doğa harikalarımızı entegre etmeliyiz ki ülkemiz kazançlı çıksın. Cennet yurdumuzun tanıtımı yapılsın. Bakın yurt dışına gidenler çok iyi biliyor ki Avrupalılar en küçük bir müzeyi bile çok iye pazarlamış gelenden gidenden dolarlar, avrolar topluyorlar. Biz ise elimizdeki zenginliğin kıymetini bilmiyoruz. Kültür, tarih, sanat, din, doğal güzellik ne ararsan bizde. Bunun için fırsatları iyi değerlendirmekte fayda var. Diziler de bu tanıtımı yapmak adına önemli bir araç olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.