Mustafa AYCAN

Mustafa AYCAN

Haber almada üç maymun oyunu

Haber almada üç maymun oyunu

Gündemi takip edebilmek ve dünyada ne olup bitiyor anlamak, ülkemiz hangi noktada, nereye gidiyor, yerelde, ulusalda, uluslararası satranç hamlelerini anlamaya çalışmak, birçok okurumuz da olduğu gibi benim de hobim olsa gerek. Şimdilerde her hafta köşe yazısı yazdığımdan bu hobiye biraz daha fazla zaman ayırmak biraz da zaruret oldu.

Hele bir de internetin sağladığı kolaylıklarla bu haber alma işini kolay kılmamız bu hobiyi tadından yenmez hale getirdi.

Gazete almıyoruz, kütüphaneye gitmiyoruz, haydi itiraf edelim eskiden az olan kitap satın alan kişi sayısı da internet sayesinde minimuma düştüğünü söyleyelim.

İnternet sadece haber-bilgi akışından öte hayatımızın yön vericisi de oldu ama neyse, o başka konu.

Eskilerin deyimiyle ajansı takip etmek için radyoda saati, tv’de TRT haberlerini beklemeye de gerek yok. Sabah gelişen olaydan akşam 8'de haberin olmuyor, aynı olayı birçok pencereden farklı yorumlardan okuyup, izleme şansımız var. Neredeyse her haberin görüntü ya da ses kaydı var.

Bilgi yoğun, bilgi kirli, bilgi hızlı, bilgi farklı ama bedava…

Ancak sevgili dostlar, siz de takdir edersiniz ki, her bedavanın bir de bedeli vardır.

Bu bilgi bombardımanında, akıl süzgecimizin çok sağlıklı çalışıyor olması gerekiyor. Az evvel değindiğim gibi bir haber bir yerde siyah olarak sunulurken aynı olay, bir başka yerde beyaz olabiliyor. Veya haberi nasıl sunmak istiyorsa olayın o kısmını sunuyor. Bir habere bakıyorsunuz, Avrupa bizi kıskanıyor, diğerine bakıyorsunuz Afrika'nın en ücra köşesinde bir boşluk bulup, istemsizce navigasyona bakıyorsunuz ben neredeyim diye.

Cümlede virgülü nereye attığınız bile haberi tepetaklak edebiliyor. Meşhur örnek; Oku oku adam ol baban gibi, eşek olma. Virgül 2 kelime geriye gitse konu nerelere geliyor.

Velhasıl hakimin ne karar vereceği değil avukatın sizi nasıl savunduğu kararı belirler misali, günümüzde bizler bir kaynağı kendimize avukat tutuyor ve o kaynağın bilgileriyle fikirlerimizi oluşturuyoruz. X kanal söylüyorsa doğru, y kanal söylüyorsa yanlış, önyargısıyla başlıyor takip. Aynı gazeteyi okumak, aynı kanalı izlemek, aynı siyasilerin sözlerini dinlemek... Özetle at gözlüğüyle bakar hale geldik. Bilgilenmede bile bölünmeyi başardık. Hak böyle olunca haber sunanlar, haberi yorumuyla sunar oldu. Haber kanalları benimsediği görüş dışında, ne gelişme olursa olsun yer vermez oldu.

Elbette bu yanlışın sorumlusu birey olarak en başta biziz, tıpkı evlilik programlarını yayından kaldırın diye bağırırken, aynı zamanda reyting rekorları kırdırdığımız gibi.

Ancak doğru, temiz bilgi uğruna bu şekilde gündem takip ediyor olmanın gerekçelerine bakmadan, sorumlu sadece bireyin kendisidir teşhisi koymak biraz gerçekçi olmayacak sanki.

Doğru ve temiz haber aktarmak asli görevi olan ve bunu ilke edinerek bina girişlerine, reklam spotlarına kazıyan kişi ya da kurumlar, son yıllarda adeta futbol takımlarının kanalları misali sadece kendi renklerini haber yaparak, sanki 3 maymunu oynuyorlar.

Ve seçilen bu tehlikeli yolun bireyden sonra gelen en büyük sorumlusu da onlar olsa gerek. (bu ilkelerden sapmayanları tenzih ederek ve sayılarının artması ümidiyle)

Medya için kullanılan en ünlü sözlerdendir üç maymunu oynamak.

Biri gözlerini, biri kulaklarını, diğeri de ağzını elleriyle kapamış üç maymun figürü ile ifade ediliyor. 'Üç maymunu oynamak' deyimi kişinin olaylara karışmak istememesi anlamında kullanılıyor.

Oysa "3 maymunu oynamak" deyiminin hikayesi hiç de canım ülkemde kullanıldığı anlamda değilmiş.

Bakın Doç.Dr Şafak Nakajima'ya göre neymiş, 3 maymun oynamanın aslı;

"Elleriyle gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatan üç maymun sembolü ülkemizde,

''Üç maymunu oynamak'' diye bilinir.

Gerçeklere gözünü kapatıp başını derde sokmamayı, doğruları dinlemeden ve söylemeden kurnazlıkla aradan sıyrılmayı temsil eder.

Oysa üç maymunun simgelediği değerler bundan çok farklıdır.

 

Üç maymunun kökenleri, eski Japon Koshin Folk geleneklerine dayanır.

Japonca isimleri Mizaru, Kikazaru, İwazaru olan bu üç maymun, bilge maymunlardır.

- İki eliyle gözünü kapatan maymun Mizaru, kötü gözle bakmamayı simgeler.

-Kulaklarını kapatan Kikazaru'nun mesajı, kötüyü dinlememektir.

-Ağzını kapatan İwazaru, kötü söz söylememeyi öğütler"

Üç maymunu sorumsuzluk ve kayıtsızlığın sembolü gibi mi algılıyoruz, yoksa dürüst, ahlaklı olmanın bir yolu mu?

Doğru, dürüst haberler almanız ümidiyle...

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa AYCAN Arşivi