Prof. Dr. Turan Akkoyun

Prof. Dr. Turan Akkoyun

Taç Kaçışı

Taç Kaçışı

Beden ve ruh münasebeti hep merak edilegelmiş, üzerinde geniş ve uzun değerlendirilmeler yapılmış, muhtemelen bundan sonrasında da aynı şekilde devam edip gidecektir. Bu iki unsura eklenen sosyal müesseseler ve idari mekanizmalar durumun her alana hakim olmasına vesile olmuştur.

Şehirler idari yapılanmadan çok daha öte anlamlar ifade etmektedir. Konya, Erzurum, Sivas, İzmir, Edirne, Trabzon, Manisa, Aydın ve daha niceleri akla geldiğinde zihinlerde canlanan sadece idari veya yönetim unsurları değildir.

Bir şehri sokakları, caddeleri, insanların yaşam alanları, bir birini destekleyen diğer tesisleri meydana getirdiği düşünülse de olumlu ya da olumsuz sıfatlar eklendiğinde ortaya konan direnç siyasi ve kültürel merkeze dönüşüvermekte hukuki bir terimle her ne surette olursa olsun ret ve savunma pozisyonunda karar kılınmaktadır. Temizlik veya kirlilik de bunlardan sadece bir tanesi olarak karşımızda yer almaktadır. Bir “şehrin temizliği veya kirliliği sokakları, caddeleri, halka açık tesisleri, sportif alanları ve diğer tesisleri kirli bir görünüm arz ediyorsa kentin temiz olmadığını ve pislik içerisinde göründüğü söylenebilir” hemen sonrasının girizgahı niteliğindedir. Ardından geçmişten kaynaklanan ve yakın geleceğin basit hesaplarıyla ruh ve bedeni birbirinden ayırmak suretiyle bizzat değerli noktada kalıp değersiz kılma olumsuzlukları yükleme boşuna çabalamaktır. Hep böyle olmuş başka alemlerde hüzün hikayelerinin anlatımıyla neticelenmiştir.

Sorumluluğu almaktan çekinenler, kaçınanlar, aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirmeyenler, asla getiremeyecek olanlar, “masalla masalla” menzillerinde ilerlemeye devam edeceklerdir. Hatta başka başka sorumlu paydaşlara paslayacaklar onların oto kontrollerine gönderme yapacaklardır. Bütün bunlara rağmen çarkların yanlış işleyişi hatta hiç işlememesi veyahut işletilememesi tespitlerden ziyade kanaatleri pekiştirir halde sunulacaktır.

Bütün bunlardan sonra nihayet doğru olan noktaya gelinecek yine de acısı gizlenmiş bir halde oto kontrol sisteminin bizzat seçilmesinin vahameti sadece garip bir durum olarak takdim edilecektir.

Çağdaş dünyanın güçlü unsurları bir tarafta Sivil Toplum Örgütleri ve onların yöneticileri ile birlikte tasarlayıp, planladıkları, zaman takvimine bağladıkları, belirli aralıklarla evrensel kriterler doğrultusunda kontrol altında tuttukları yürütüldüğü müddetçe bireye, topluma, şehre, ülkeye ve dünya katkı sağladıkları projeleridir.

Dünyadan, ülkeden, toplumdan kopuk hedeflerle ilerleyenler sözlü ifadelerinde sıklıkla tekrarladıkları “özgür, bağımsız ve objektif bir anlayış” hususlarında sadece kendilerine yer açabilirler. Eleştirdiği hususlar da maharetlerini sergilemekten çekinmezler.

Bahsi geçen hususlarda şurada veya burada daha başka şartlarda meydana gelmiş olmasının durumu değiştirmeyeceği ortadadır. Bir kirlenme, çirkinleşme, kötüleşme, çöküş, kaçış başlamışsa zıttı unsurlar karşısında daha fazla ilerleme yeteneğine sahip olduğu zaten bilinmektedir. Ancak zıttı bir irade ortaya çıktığında da onu yenebilecek bir gücün bulunmadığı da aşikardır. Bir tek insanın bütün dünyayı değiştirebilecek kadar güçlü yaratıldığı zihinlerden uzak tutulmamalı ancak kaçaklara da izin verilmemelidir.

Tek ile bütün aynı sudan, havadan ve besinden yaşamlarına devam ederken besleyen ile beslenen ayırımı yapılmadığı takdirde geçmişin görevleri nostaljik sohbetlerde kendini tanıtmanın geri dönüşümü olacak hiçbir tesir bırakmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Turan Akkoyun Arşivi