Yalanı Yalanlaştırma
“Bir mezar taşıdır yarına kalan,
Onu da başkası yaptırır, gerisi yalan”
Ömrün değeri, zamanın, çağın ve de geleceğin durumunu doğru orantılı bir şekilde tayin eder. Onun için hiç kimse, bir kişiyi ya da en azından kendisini asla küçümseyemez, küçümsememelidir de. Gaspıralı İsmail Bey’in gerçekleştirdikleri ve sonuçları ortadadır. Buradan hareketle eser bırakıp dünyadan ayrılanlar ile çalışmalarından birkaç hususu dile getirerek hatıralarını anmak gerekiyor, zira ekseriyetle vefat sonrası “sahibi olunan itibar” gün yüzüne çıkıyor.
Henüz onlu yaşların ikinci yarısında mahalli basında yazıları yayınlanan, İstanbul’a gelişi sonrasında gazetelerde muhabirlik, şeflik, yazı işleri müdürlüğü görevleri üstlenen, başyazarlık yapan Cavit Ersen Beyaz İhtilal eseriyle Menderes dönemini isabetli bir başlık ve edebî üslupla kamuoyuna aktarmıştır. Güncel gelişmeler kadar Türk kültürüne farklı cephelerden katkı sağlayanları romanlaştırmıştır. Çile, acı, ıstırap dolu bir ömrün arkasında imzasını taşıyan makaleler, piyesler, hikayeler ve romanlar bırakmıştır.
Oyun ve gazete yazarlığı gibi uğraşıları olmakla beraber Sancı başta olmak üzere daha çok romancılığı ile düşünce dünyamızdaki puslu havada ayakta duruşu simgeleyen Emine Işınsu’nun Küçük Dünya eseri ekranlar için tünelin sonundaki ışık misyonu üstlenmiştir. Mücadelelerle dolu bir şekilde her çağa fedakarlığı ile damgasını vuran Türk kızı ve kadının yakın dönem temsilcisi olarak ürettiği eserler şanlı yürüyüşün kütüphanelerdeki bakiyeleridir.
Doğu Anadolu’da başladığı saha çalışmalarında elde ettiği bilgileri genel Türk içinde değerlendirip eserler vücuda getiren M. Fahrettin Kırzıoğlu, Oğuzların Anadolu’ya akınını Kanlı Sarık ile daha da pekiştirmesine katkısı yapan bir düşünce insanı olmuştur. Öğretmenlik vazifesini sürdürürken İstanbul’un Fethi’nin 500. Yılı etkinlikleri öncesinde Atsız Hoca‘nın davetiyle Diyarbakır’dan İstanbul’a gelerek Fatih Sultan Mehmet’in türbesinin temizliğine iştirak eden beş kişi arasında yer almıştır.
Antropoloji, halk edebiyatı, mitoloji, kültür tarihi, iktisat gibi bilim dallarının kaynaklarını kullanarak sosyoloji araştırmalarını yapan Mehmet Eröz yayladan yaylaya, köyden köye bir bal arısı titizliği ile topladığı bilgileri Türk kültürü ile alakalı eserlerdeki malumatla yoğurup Millî Kültürümüz ve Meselelerimiz başta olmak üzere birçok eser vücuda getirmiştir. Aydın Söke’de yetişip akademik disiplini kürsüsünün dışına, ülke sathına ve gönül coğrafyasına taşımış, silikleşmesi muhtemel hususların kayıt altına alınmasını, üzerinde bilimsel değerlendirmeler yapılmasını sağlamıştır.
Makale vesilesiyle zikretme imkanı bulduğumuz önemli ilim ve fikir insanlarımızın dikkate değer müşterek niteliklerinden birisi de, XX. yüzyılda bütün Türk Dünyasını tehdit eden Komünizm hakkında esaslı tenkitler geliştirmeleridir.
Hiç tahsili olmadığı halde Türklük ateşi ile etrafını ısıtan rahmetli babaannemin ağzından düşürmediği “yalan dünya” ibaresindeki haklılığa adeta meydan okuyan kalem sahipleri vücuda getirdiği esaslı eserlerle yalanı yalan kılmışlardır. Aynı zamanda dünden yarına esaslı bir yol çizmişlerdir.
Türklüğü ebedî kılanlara selam olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.