Enerji Bakanımızı Doğu’ya davet ediyorum
Sağlıklı günlere hasret kaldık, 2020 yılı gerçekten tarihe kara bir yıl geçecek şekilde hafızalarımıza kazındı. Tarihe belgesel olacak nitelikte yaşanılan olaylar yıllarca film senaryolarına da ilham kaynağı olacak...
Bu dönemde sağlığın da kıymetini daha iyi anladık. Bütün imkanlara sahipken evlere mahkum olduk, paranın her şeyi yaptıracağı dünya algısı bir anda yerle bir oldu. Maskeli hayat hepimizi illallah ettirse de mecbur kaldık.
Bu süreçte hâla sağlıkçılara şiddet haberleri ile karşılaşıyoruz. Gerçekten cahilliğin tavan olduğu bir dönemi de aynı zamanda görmüş oluyoruz. Sağlıkçıların hepsi iyi mi? Hayır tabi ki içinde gerçekten saygısızlık ve nezaketsiz olanlar da var. Bu her meslekte çıkabilir. Fakat bunun çözümü şiddet değildir. Daha önce gözümün önünde 2 yaşlı hastaya terbiyesizlik yapan bir sağlık çalışanını bizzat şikayet ederek gerekli cezayı almasını sağladım. Nezaketsizlik ve terbiyesizlik yapan cezasız kalmamalı elbet fakat bunun çözüm yolları farklıdır. Ayrıca bizim sağlığımız için gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarımızı o nezaketsiz kişilerle kıyaslamak kesinlikle haksızlık olur. Özellikle bu süreçte gecesini gündüzüne katarak çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza minnettarız.
Yıl olmuş 2020... Halen Doğu bölgemizin terör odaklarından temizlenmesi için mücadele veriyoruz. Bitmek bilmiyorlar. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu gecesini gündüzüne katarak bu bölgenin temizlenmesi için mücadele veriyor. Yoğun emeklerine, mücadelesine şahidiz. Bu mücadeleyi Enerji Bakanımızdan da bekliyoruz. Neden diye sorarsanız hâla kaçak elektrik kullanımı çok yüksek seviyede... Bu haksızlığa devletin bir an önce dur demesi gerekiyor. Kaçak olan her şeye dur demek devletimizin görevidir. Doğu ile Batı ayrımı olmadan bu konuda gerekli adımlar atılmalı ve haksızlığın önüne geçilmelidir. Devletimizin bu gücünün olduğunu da biliyoruz. İsteseler bir günde çözerler... Sayın Enerji Bakanımızı bir Doğu turu yapmaya davet ediyoruz.
Geçtiğimiz gün bir haber çıktı. Başlığında “Swinger çetesi çökertildi” diyordu. Haberi okudum. Meğer ne çarpık ilişkiler varmış. Yapılan operasyonda çok sayıda gözaltı vardı. Bu şehirler arasında Konya’nın da olması beni oldukça şaşırttı. Fakat bir arkadaşımın anlattıklarıyla iyice şaşkına döndüm. Şehrimiz bu konuda kendini oldukça aşmış. O anlatırken aklıma Lut Kavmi geldi. Belki de günümüzde bu kavmi bile sollayan işler yapılmaya başlamış. Eş değiştirme, erkek erkeğe ilişkiler gibi iğrençlik boyutunu aşan bu sapkınlar inşallah doğru yolu bulur. Allah hidayet versin diyelim.
Bir de bu trafikte yanımızda hızla geçen, makas atan motosikletli kuryelere değinmek istiyorum. Adeta ölüm makinesi gibi yol alıyorlar. Bunlar genellikle yemek satışı yapan sitelerin üyeleri olan restorantların kuryeleri... Siteye giriyorsun sana belli bir dakika veriyor ve bu dakika içinde yemeğinin gelmesini bekliyorsun. Motosikletli kurye verilen dakika içerisinde yemeği yetiştirmek için adeta ölümle dans ediyor. Trafik kurallarına uymuyor. Bu tehlikeli yolculuk hepimiz için bir risk oluşturuyor. Acilen bu konuda bir çalışma yapılması gerekiyor. Yoksa bu uygulamalar ölümlere yol açmaya devam edecek...
Sağlık ile başladık, güzel bir sağlık hikayesi ile bitirelim...
Uzman Cerrah Arif Bey’in telefonu defalarca çalar. Hastaneden görevli arıyordur. Cerrah “efendim? sizi dinliyorum”
Görevli: “Kusura bakmayın rahatsız ettim ama acil ağır hasta var. Lütfen işinizi bırakıp gelin.”
Arif Bey: tamam geliyorum deyip acele şekilde hastaneye gider. Hastanede cerrahı, hastanın babası sinirli bir halde kapıda karşılar ve cerraha bağırarak: “oğlum bu ne halde, hastanede cerrah bulamıyoruz! Neredesiniz niçin bu kadar geç geliyorsunuz?! Sizin çocuğunuz olsaydı böyle rahat davranır mıydınız!” Cerrah Arif Bey tebessüm edip:
“Hastaneden aradıkları anda yola çıktım ve hızlıca geldim merak etmeyin” der ve ameliyathaneye girer. Ameliyat meşakkatlidir ve 3 saat sürer, cerrah ameliyathaneden çıkıp koridorda bekleyen babanın yanından öylece geçip gider. Daha sonra yardımcı doktor çıkar ve babaya “merak etmeyin oğlunuzun durumu iyi, ameliyat başarılı geçti” der. Hastanın babası sevinir fakat cerraha haber vermediği için sinirlidir: “Bu cerrahta hiç insaf yok mu? Yanımdan geçerken ameliyatın iyi geçtiğini söylese ne olurdu sanki? Hiç insanlık kalmamış” diye söylenir.
Yardımcı doktorun yüzü düşer ve hastanın babasına açıklama yapar: “Cerrahımız Arif Bey çok iyi bir insandır aslında. Onun oğlu dün geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti, bugün de cenazesi vardı. Hastaneden arayınca acil cenazeye bile katılamadan gelmiş. O sebeple hızlıca geri gitti. Yani oğlunu defnedemeden sizin oğlunuzun ameliyatı için hastaneye geldi…”
Hastanın babası yutkunur ve gözyaşları süzülür. Söyledikleri için çok pişman olmuştur…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.