İş adamlarını zorlamayın
Türkiye’de üretim noktasında yüzbinlerce kişiye istihdam sağlayan onbinlerce iş adamı var ve bu iş adamlarını temsil eden büyük STK’lar bulunuyor. MÜSİAD, TÜSİAD, ASKON vb. dernekler iş adamlarının bir araya geldiği haklarını savunmak için toplandığı platformlar olarak görünüyor.
Fakat bu derneklerin yaptıkları sadece SİYASET… Siyaset anlamında nerede ne yapabiliriz, nasıl gücümüze güç katarız derdine düşmüş durumdalar. İş adamlarının yaşadığı zorlukları, problemleri bağıra bağıra dile getiren bir STK ile karşılaşmadım…
Ben gazeteci olarak bu iş adamlarımızın yaşadığı bazı sıkıntıları sizlere aktarmak istiyorum. Düşünün 200 kişiye iş imkanı sağlıyorum, üretim yapıyorum ve ihracat gerçekleştiriyorum. Ülkeye para girişi sağlıyorum. Her şeyim düzenli ve vergimi zamanında ödüyorum. Faturasız giriş kesinlikle yapmıyorum ama mağdur olan yine ben oluyorum. Neden diye sorarsanız anlatıyım…
Bir işçim benim yanımdan ayrılıp iş mahkemesine başvuruyor. Haksız olarak birçok ithamda bulunuyor. Hak etmediği şeyleri bile istiyor. Mahkemeye gidiyorum ve bana işveren olarak söz hakkı bile tanınmıyor. İşçi haklı mantığıyla girilen mahkemede davayı kaybediyorum. İşçinin söyledikleri yüzünden tazminat ödemeye mahkum ediliyorum.
Fabrikama işçi alacağım, ilana çıkıyorum ve eleman bulamıyorum. Gelen müdür koltuğu arıyor. İş beğenmeyen o kadar çok kişi var ki anlatamam. Suriyeli, Somalili işe ihtiyacı olan biri geliyor işe alıyorum ve SGK anında denetime geliyor, ağır cezalar yazıp gidiyorlar. Yine mağdur olan ben oluyorum.
Bu anlattıklarım birebir iş adamları tarafından bana aktarıılanlar. Böyle bir ortamda istihdam sağlamaya çalışan, ülkemize para girdisi sağlamaya çalışan üreticilerimize bu zulümleri yaşatmayalım. Onları destekleyelim. Daha fazla ihracat yapması, daha fazla istihdam sağlaması için destekleyelim. İş Mahkemelerinde onları üzmeyelim. Bu ülkede cari açığı kapatmak istiyorsak kesinlikle üretime yönelmeliyiz.
*-*-*-*-*-*
KAYIP KAÇAK BEDELİ YETMEDİ Mİ?
Bir haber okudum. Haberde “Elektrik şirketlerinin kayıp Kaçak bedelinden sonra temsil-ağırlama-seyahat giderleri de vatandaşın faturasına yansıtılacak” diyordu.
Yıllardır faturalara yansıtılan kaçak elektrik bedeline çözüm aranması beklenirken geçtiğimiz aylarda kayıp kaçak bedellerinin faturalara yansıtılmasınını içeren kanun teklifi, Meclis'ten geçerek 2025 yılına kadar uzatılmıştı. Çıkan bu kanun teklifine tepkiler devam ederken, yeni bir karar daha çıktı. Karara göre, elektrik dağıtım şirketlerinin yıl içinde yaptıkları temsil ve ağırlama giderleri, üye oldukları derneklere ödedikleri aidatlar, verdikleri ilanların giderleri gibi tüketiciyi ilgilendirmeyen birçok harcama vatandaşın ödediği elektrik faturalarına yansıtılacak.
Şimdi size sormazlar mı? Doğu’nun bazı bölgelerinden elektrik parası bile alamıyorsun. Kaçağın önüne geçemiyorsun. Vatandaşa kayıp kaçak bedeli yansıtıyorsun bir de üstüne temsil ağırlama seyahat gibi giderleri ekliyorsun. Ülke zaten korona salgınıyla boğuşurken, dükkanlar kapanmış millet geçim derdine düşmüşken bir de bu şekilde faturalara yansıtılan bedelli görünce insan eleştirmeden edemiyor. Şu süreçte çıkan bu kararı protesto ediyorum ve bir an önce bu yanlış karardan dönülmesini diliyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.