Sima Güleser Polat

Sima Güleser Polat

Kadının Yeri Evidir...

Kadının Yeri Evidir...

Yüzyıllar öncesinden kurulan bir düzen gibi görünse de bir çoğumuza göre durum pek de öyle kabul edilebilir gibi durmuyor. Ortaya çıkması için birçok somut neden oluştu onca zamanda, bunlardan en göze çarpanı ise; kadınla erkeğin önüne serilen fırsatların birbirinden oldukça farklı olmasını sağlayan tetikleyici faktörler...
Yetiştirilme şekli, annelerimizin kendi annelerinden bildiği ve otomatik olarak öğrendiği erkeğin güç faktörü olduğu olgusu, eğri doğru denilmeden bizi bu günlere kadar getirdi. Bu konuyla ilgili bir çok uzman görüşü var ve varılan en temel yaklaşım da yukarıda belirttiğim gibi öğrenilmişlik. Bu dönemin kadınları olarak doğar doğmaz pembe rengi kendimize işleyerek renge de cinsiyeti kondurarak maviden uzak durduk. Kız çocuğuyduk ve hayat toz pembe idi. 
Gözümüzü açıp bu durumun aslında hiç de şeker rengine benzemediğini gördüğümde, kendi adıma çok geç kalmış değildim; fakat ezelden gelen yetiştirilme tarzım birazdan fazla uyum sağladığımı gösteriyordu. Sofrada pasta ya da yemek fark etmez en büyük pay erkeğindi ve buna hiç sesimi çıkarmadım, hâla da bu durumun tam  önüne geçebilmiş değilim, kadın da olsam insandım ve onlar kadar iştahlı olabilirdim:) Ah annelerimiz...
Sadede gelmek gerekirse cinsiyetçilik kavramına çok bulaşmadan bir kadın olarak tutunduğumuz dünyada nasıl var olma çabası verdiğimizden bahsedeceğim.  Geçmişten bu yana ortaya koymamız beklenilen bir çok davranışın altında güvensizlik yattı, bu durumdan hem çok şey beklenildi hem de şüphe duyuldu. Bunun en can alıcı örneği trafikte en absürt hareketi yapan bir şoförün kadın olduğundan emin olarak ortaya koyduk. Nasıl da emin sıralanıyor kendimize söylenildiğinde gururumuzu incitecek sözler; ne acıdır ki bunu kadın da yapıyor, öğrenilmişlik cinsiyeti aşıp topluma sirayet etti. 
Çoğu zaman düşünemedik, hayatta var olmamızda en önemli etkenlerden biri de öğretmenlerimizdi ve bir çoğumuzun öğreticisi de kadındı ama biz onun öğrettiklerinden, en basitinden Hayat Bilgisi dersinden öğrendiklerimizi attık kenara genel geçer(siz) kurallarla var olmayı tercih ettik, kolaydı çünkü. Ya da tam aksini düşünelim erkek öğretmenlerimiz bize bir kadının, bir annenin, bir kız kardeşin toplumda asla yerlerinin olmadığını mı gösterdi ya da işlediği dersin ana adı farklısınız ve siz daha güçlüsünüz müydü? Bunu değiştirmemiz gerektiğini bile fark etmedik.
SORU: Farklı olmak için ne koyduk ortaya?
Şimdi erkekler biraz seslerini yükseltebilir hani cinsiyetçilik yapmayacaktın diye, yapmıyorum durun bakın ne anlatacağım size. İş hayatında çoğunlukla var olan bir durum var hadi baştan kabul edelim sonra söz, size bizimle ilgili de bir sır vereceğim. Kadınların bir işin altından kalkamayacağı ile inanılmaz bir şüpheniz var, kabul edin  çünkü size öğretilen; erkek çalışır, erkek amir, memur olur evine ekmek götürür, eşleri de çocuklarına bakar ve yemeğini pişirir tabii ki çamaşırlarını yıkar. Evet öğretilen çok doğru çünkü bu durum kadının anaçlığının bir parçası içimizde var malum bir yandan da anaerkiliz; ama kabul etmediğiniz bir durum var ki, kadın hem evine ekmek götürür hem de onu başka bir boyuta büründürür sofraya koyar, şimdi şunu da söyleyeyim; erkek  hem çalışabilir hem de eşiyle birlikte evinin tüm sorumluluklarını alabilir. Zira birbirimize ayrıştırılmış gibi görünen tüm meziyetler her iki cinste de eşit seviyede var. (kavanoz kapağı açmak hariç :)) Hep evliler için konuştun der gibisiniz. Gelelim bekarlara, bekar bir kadın tek başına hayat kurabilir tıpkı erkekler gibi, çalışır geçinir, hem evlenmek de şart değil ya! Nasıl erkekler ütü yapmayı, çamaşır makinesini çalıştırmayı öğreniyor ve akşam evde ne yemek yapacağını düşünüyorsa kadınlar da evinde bozulan bir şeyi tamir etmenin yolunu bulabiliyor, erkeklerin yalnız kaldığında yaptığı bir çok şeyi kadınlar annelerinden su gibi içmiştir o konuda endişeye mahal yok zaten. 
Umarım zülfüyâre dokunmadan azıcık meramımızdan bahsedebilmişimdir. Amacım kimseyi incitmek değil iki taraflı biraz düşünmeyi sağlamaktı. Şimdi söz verdiğim gibi sırrımı vereyim size; kadınlar nazik yaradılışlıdır siz erkekler kadar, kadınlar üzülebilir tıpkı erkekler gibi, kadınlar da çalışabilir ve yapabilir aynı sizler gibi... 
Aynı gök mavinin altında birbirine karıştırılmış alacalı bir tablo gibi yaşamak lazım.  Bu kez de "Hayal değil hayat kuralım"


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sima Güleser Polat Arşivi