Torku’yu Batırmaktan Yorulmadınız mı?
Zaman zaman bu şehir adına dünyada bir eşi benzeri olmayan durumlar adına o kadar üzülüyorum ki anlatamam. Bakın bir şeye bakarken, bir gelişmeye ya da kötü bir durumu değerlendirirken söz konusu durumun iktidarı muhalefeti, falanca siyasi görüşü ya da cemaati olmaz. Olamaz.
Niye?
Çünkü şehir iyi olursa şehrinde yaşayan herkes direkt ya da en direkt o iyiden nasiplenir.
Bir ülkede iyi şeyler olursa o iyilikten ülkenin her insanı etkilenir. Aksini düşünün kötü bir durumda herkes o kötü durumu hisseder.
..............
Hafta başından bu yana TORKU ile ilgili yine yalan yanlış, yıkıcı ve tamamen art niyetli dedikodu mekanizması yine çalışmaya başladı.
Bu konuda bizi arayan soran insanların ilk cümlesi “Siz bilirsiniz TORKU’ya kayyum mu atandı?” veya “TORKU’ya el konmuş!..”
........
Bunu soranların da TORKU ile yakından uzaktan hiçbir alakası yok.
Yani marketlerde TORKU ürünlerini alıyorlarsa alıyorlardır.
Belki ayda bir defa bile fabrikanın önünden geçmeyen TORKU’nun nerede ne ürettiğini bilmeyenler, oturdukları yerde 6 ayda bir TORKU’yu batırıp batırıp çıkardıkları sanıyorlar.
Bu insanlar için sizlerle kendimin uzaktan mesleğimiz gereği bildiklerimden birkaç cümle paylaşayım mı?
Kimse alınmasın ama burası sıradan küçük bir işletme değil.
45 tesisin olduğu, 15 bine yakın kişinin çalıştığı yerli ve uluslararası finans kuruluşlarınca denetlenen koskocaman bir holding.
Yapılandırma, borsaya açılma gibi her türlü finansal operasyonu yapabilmek adına Kalkınma Bankasından danışmanlık hizmeti alıyor ve bu durumu da kimseden saklamıyor.
Ama bunu bir şekilde yalan dolan ile olduğundan farklı bir şekilde çarpıtılarak yazılması, çizilmesi, konuşulması en sonunda da uyduranın bile kendi yalanına inanması dahası sosyal linç arenası olan sosyal medyada paylaşımlarının yapılması suç.
TORKU yönetimi bu işin üzerine gitmiyor. Gittiği takdirde bu durum suç teşkil ettiği için sonucunda hem para hem hapis cezası var.
................
Her işin bir ehli olur değil mi?
Nasıl tarım ve kooperatifçiliğin ehli Konya Şeker ise ve ülkemizde örnek gösterilip fikri soruluyorsa, bu model nasıl kopyalanıyorsa, yapılandırma, borsaya açılma gibi finansal operasyonların da ehilleri bankalardır.
Bunlar arasında en iyisi de devletin sahip olduğu Kalkınma Bankasıdır.
Böyle bir bankadan alınan danışmanlık işinin çerçevelerinin nerede başlayıp nerede biteceği profesyonel anlaşmalarla olur. Bu çizilen çerçevenin kasten ve bilerek ahlaksızca çarpıtılarak farklı amaçlarla yapanlar yerli ve milli özellikle de sahibi çiftçi olmasına tahammülü olmayan satılık ajanlardır.
Bir de buna alet olan işin gerçekliğini ve konusu hakkında hiçbir bilgisi olmadan fikri olanlar var ki bu da elindeki 45 tesisi görmeyen onun katkılarını fark etmeyen ahmaklardır.
................
Bu konuya girdikçe canım sıkılıyor.
Çünkü inanın şahıslara ya da kurumlara zarar vermiyoruz.
Şehre zarar veriyoruz.
Sadece Konya’ya da değil ülkeye zarar veriyoruz.
Milyonlarca garip çiftçinin hakkına, hukukuna dahası ekmeğine dil uzatıyorsunuz.
Bu ayıbın dışında günahtır vebali olan bir iştir öte dünya var.
******
ŞU PANDEMİDE BİLE MEVLANA’YI AVUCUMUZDAN KAÇIRDIK YAAA HELAL OLSUN SİZE
Bizi bilen bilir. Yıllardır takip eden sıkı okurlarımız çok daha iyi bilir.
Pandemi nedeni ile bu sene Hazreti Mevlana’yı anma törenleri başta olmak üzere hiçbir şeyi görmemek için kör sağır ve dilsiz oldum.
Nereye kadar?
Dün aşağıdaki şu fotoğraflar haber ajansları vasıtasıyla bize ulaştırılıncaya kadar.
Bunlar da neyin nesi imiş diye soranlarımız için.
Bilgi notu ise şöyleydi;
“Uluslararası Mevlevi Kültürünü Yaşatma Derneği, (USMEV) vefatının 747. yılında Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi anmak ve Mevlevilik kültürüne dikkat çekmek amacıyla tarihi Afyon Konakları arasında "sema" gösterisi düzenledi.”
Uluslararası Mevlevi Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Hacer Aran, "Sultan Divani Hazretleri Mevlevilikte Afyonkarahisar'ı ikinci merkez yapmıştır. Şehrimiz Mevlevi kültürüne hiç yabancı değildir. Biz de bu güzel kültürümüzü hem Afyonkarahisar'ımızda yaşıyoruz hem de etkinliklerimizle de Mevleviliği canlı tutuyoruz." diye konuştu.
..........
Gelin de şimdi fesatlanmayalım.
Allah rızası için biz Pir’in ev sahibi olarak Konya'da kocaman Hz. Mevlana haftasında ne yaptık?
Tabii iki üç kurumumuz var onlara bir şey demeyelim.
Büyükşehir Belediyesi, CumhurBaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı ve İl Kültür Müdürlüğü, merkezdeki belediyelerimiz ve belki de ismini yazmayı unuttuğumuz birkaç kurum ya var ya yok.
Onun dışında Konya yattı.
Yatmak için mazeret maşallah kocaman idi.
Neydi onun adı PANDEMİ..
Ama işinize geldiği zaman, ya da iş yaparmış gibi görünmek istediğiniz zaman hepiniz yok efendim video konferans sistemi ile yok efendim skype ile her şeyi yaptığınızı iddia ediyordunuz.
Hazreti Pir ile igili video sistemi yapmak ağırınıza mı gitti?
Bu iş bu kadar mı zordu beyler?
Bu kadar yeter.
Kimse kimseyi kandırdığını sanmasın.
İster hayır ister şer olarak bakın. Ne var ki belki de 500 yılda bir böyle bir Hazreti Mevlana’yı anma denk gelirdi, işte o da bu yıla denk geldi.
Konya olarak bu denk gelişi gönlümüze göre layığı ile yapabildik mi?
HAYIR... HAYIR... HAYIR
******
Çok sayıda okurumuz ve özelliklede belediye çalışanı işçilerimiz her gün ama her gün geçtiğimiz haftadan bu yana sürekli belediyelerde taşeron işçi olarak çalışan insanlarımızdan sendikalı olup anlaşmayı bekleyen okurlarımız sürekli olarak bize yazıyorlar.
“Bizim durum ne oldu?, “Müjdeli bir haber yok mu?”
............
Allah sizi inandırsın sizin adınıza sürekli belediye ile temas halindeyim.
Belediyenin bu konuda çalışma yaptığını biliyorum ama elle tutulur gözle görüler bir bilgiye ulaşamadım.
Onun için de özür dilerim.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
“Hayat insanı bazen öyle bir noktaya getirir ki, kimseye zararın olmamıştır ama sen ziyan olmuşsundur.”
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hayallerimizin ve hedeflerimizin peşinde koşarken adaletten, yasalardan ayrılmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.