Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Ses Bayrağımız

Ses Bayrağımız

 

Bir iletişim aracı olarak dil, Allah’ın insana verdiği eşsiz nimetlerdendir...

 

KONFÜÇYÜS:

 

Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu? diye sormuşlar. O da: “Hiç kuşkusuz dili gözden geçirmekle işe başlardım” demiş ve dinleyicilerin hayret dolu bakışları karşısında sözlerini şöyle sürdürmüş:

-Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceleri iyi anlatamaz.

-Düşünceler iyi anlatılamazsa yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz.

-Ödevler gereği gibi yapılamazsa töre ve kültür bozulur.

-Töre ve kültür bozulursa adalet yanlış yola sapar.

-Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez.

-İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.

Geleceğin dünyasında millet olarak yerimizin neresi olacağını merak edenler, dilimizin de yerini sorgulamış olurlar. 

İster konuşma dili, ister yazılı dil, ister işaret dili olsun; dil zihinden zihne bilginin aktarılmasını sağlar ve bu sayede uygarlığın bilgi birikimi nesilden nesile aktarılır.

Artık okuma, yazma, hesaplamaların yeterli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Bilgisayar, eleştirel düşünme yeteneği ve değişebilme kapasitesini de eklemek zorunda olduğumuzu yaşanan Covid salgın süreci gözler önüne serdi.

“Bugün insanlar sağda solda sizin hakkınızda konuştuğu kadar (Reputation), güvenli ve öz bir şekilde övünebileceğiniz yetenekleriniz ve sonuçları (Resume) ve profesyonel ilgi alanınızda kurduğunuz bağlantı sayınız kadar (Rolodeks)iyisiniz” diye söylenen ve 3R olarak belirtilen bir düşünce var. Bütün bunlar yapılırken kullanacağınız iyi bir anadil sizin her zaman en güçlü donanımlarınızdan birisi olacaktır.

Dijital çağda, gençlerimizin ve çalışanlar olarak bizlerin eğitim, teknoloji ve girişimcilik yönlerimizi güçlendirmek zorunda olduğumuz bir gerçek. Çalışma hayatınızda sahip olduğunuz tek güvence, giysilerinizin içinde bulunan bedeninizin yetenekleri ise değişimi doğru okumadan atacağınız her adım hüsranla sonuçlanabilir.

Girişimcilerin en güçlü yanlarından biride dili en güzel şekilde kullanmalarıdır. Dilini en güzel şekilde kullanan, kendini rahat bir şekilde ifade eden, özgüven sahibi, kuvvetli bir iradeyle bütünleşmiş ruha sahip gençler yetiştirmek istiyorsak, azim ve sebat ile birlikte planlı hareket etmek, dilin kullanımını geliştirecek etkinlikler ve projeler üretmek zorundayız.

Salgın sürecinde gençlerimizin okuduklarını anlama, öğrenme becerilerindeki düşüşlerin sebeplerinden biriside dili etkin bir şekilde kullanacakları sosyal ortamlardan uzak kalmaları olmuştur. Uzaktan eğitim sürecinde daha önceden cep telefonlarının gençlerin hayatına girmesiyle istenmeyen bir durum olan SMS dilinin yerini, teknolojide kullanılan yeni ifade yöntemleri, anlatım şekilleri almıştır.

Kullandığımızın ana dilin daha verimli olabilmesi için eğitimciler olarak gerekli şartları sağlıyor muyuz?

Onların sağlığına önem verdiğimiz kadar ana dili kullanma becerilerine de dikkat ediyor muyuz?

Onların beyin ve kalp gücünden yararlanmak, sevilen bir insan olmaları, işlerini en güzel şekilde yapmaya çalıştıkları gibi düşünebilmelerini de sağlamak istiyorsak, dili en güzel şekilde öğretmek, etkili dil kullanım becerilerine de önem vermek zorundayız.

İnsan sahip olduğu kavramlar ve kelime hazinesi kadar düşüncelerini geliştirebilir. Bu konuda şanslı bir milletiz çünkü dilimizde bu konuda oldukça zengindir.

Oktay Sinanoğlu’nun güzel bir ifadesi var: “Her öğretmenin Türkçeyi çok iyi bilmesi ve konuşması gerekmektedir. Türkçe konuşurken yarı İngilizce laflar sokuşturmak marifet değil, kimliksizlik, haysiyetsizlik alametidir. Unutulmamalıdır ki Türkçenin terim üretme yetenekleri bütün dilcilerin dünyada hayran oldukları bir özelliğidir.”

İstatistiklerin gösterdiği her zaman gerçekleri yansıtmaz bunu hepimiz biliyoruzdur.

Çocuklar her şeyi bildikleri ama hiçbir konuda derinlikleri olmadığı konusunda şikâyetlerinde olduğu bir gerçektir. Sıradan bir hayatı aşıp, insani bir derinliğe sahip gençlerimiz en büyük zenginliğimiz olacaktır.

 Dil mi düşünceyi belirlemekte yoksa düşüncemi dili? Geçmişten beri çözülemeyen bir soru. Bilinen bir gerçek var ki oda birbirlerine etki ettikleri, birbirlerini güçlü kıldıkları ve biri olmadan diğerinin de olamayacağıdır.

İnsanların düşünmemesi, adaleti yeryüzünden yok eden, yaratılanı yaratandan ötürü sevmeyen, insan odaklı olmayan anlayışlara sahip yönetenler için ne büyük bir mutluluktur.(!)

Ses bayrağımızı koruyan, tüm dünyaya umut olan, uyumlu, ufuk ve ubudiyet bilincine sahip gençlerin yetişmesi için dilimize ve kimliğimize sahip olmak öncelikli görevlerimizdendir…

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi