Fahrettin Damga

Fahrettin Damga

Türkiye Afganistan’dan çekilmemeli

Türkiye Afganistan’dan çekilmemeli

ABD Afganistan’dan çekiliyor. Sözde dünya liderinin yenildiği bir savaş daha. Tarihlerinde yüzlerine gözlerine bulaştırmadıkları bir savaş yok.

Sovyet işgaline karşı işbirliği yapıp destekledikleri mücahitleri, soğuk savaş sonrası düşman ilan edip Afganistan’ı işgal etmek için bahane olarak kullandılar.

Bugün artık kurgu olduğu açığa çıkmış olan 11 Eylül 2001’deki İkiz Kuleler’e yapılan saldırılar işgalin kıvılcımı oldu. Afganistan İkiz Kuleler saldırılarından sorumlu tuttukları El Kaide’yi ülkesinde barındırdığı için suçluydu. Cezalandırılmalıydı. Saldırılardan sadece 3 gün sonra Afganistan’a karşı füzeler ateşlendi.

Zaten Sovyet işgali ve iç savaş yüzünden yorgun olan Afganistan bu kez de ABD işgaliyle karşı karşıya kaldı.

Sovyet işgalinin başladığı 1978 yılından bugüne tam 43 yıldır savaş içinde olan bir ülkeden bahsediyoruz. 43 yaşındaki bir Afganlı barış nedir bilmiyor yani.  Savaş bir hayat tarzı haline dönüştü Afganlılar için. O tarihten bu yana ABD 2 bin 400 askerini kaybederken işgalin maliyeti 1 trilyon doların üzerine çıktı.

Orada da çok masum katlettiler. Buna rağmen sahanın tamamına asla hakim olamadılar. Çoğu zaman kurdukları üs bölgelerinden dışarı adım dahi atamadılar. Çıkmaya mecbur kaldıkları zaman da NATO göreviyle orada bulunan ama halkın içine rahatça çıkan Mehmetçiklerimizden aldıkları ay yıldızlı flamaları araçlarına takarak üslerinden çıkabildiler.

Türk askeri Afganistan’da halk tarafından asla işgalci olarak görülmedi. Mehmetçik de asla diğerleri gibi davranmadı. Kendi yurdundaymış gibi hareket etti, her dertlerine koştu. Bulunduğu her ülkede olduğu gibi.

ABD, artık işgalin maliyetinin altından kalkamaz hale geldi. Trump’ın içe kapanma stratejisi imdada yetişti.  Afganistan’ı terk etmek zorunda kaldıklarının farkındaydılar ama her zaman yaptıkları gibi kuyruğu dik tutmaya çalıştılar.

Yaklaşık bir yılı aşkın bir süre Taliban'la güvenlik garantisi ve Kabil hükümeti ile barış görüşmelerine başlama sözü karşılığında askerlerini ülkeden çekeceği bir anlaşma üzerine müzakereler yürüttü.

Sonunda ABD, en uzun savaşını sona erdirme yolunda önemli bir kilometre taşı olan barış anlaşmasını Taliban'la Katar'ın başkenti Doha'da imzalamak zorunda kaldı.

Afganistan'a Barışı Getirme Anlaşması" adı verilen anlaşmaya Amerikan yönetimi adına ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, Taliban adına ise Siyasi Ofis Başkanı Molla Abdulgani Berader imza attı.

Heyetler imza töreninde bir araya gelirken yapılan ortak açıklamada "ABD ve müttefikleri, Taliban'ın anlaşmaya uyması halinde 14 ay içinde ülkedeki askerlerini tamamen çekecek," ifadeleri kullanıldı.

ABD bu. Tıpkı işgal ettiği Irak’ı sözde düşmanı İran’a teslim edip gittiği gibi Afganistan’ı da anlaşmayla Taliban’a bıraktı bir anlamda.

Son günlerde Taliban tüm cephelerde ilerliyor. Bu ilerleme ABD desteğiyle bile olabilir. Hiç şaşırmamak lazım.

ABD’deki başkan değişimi yüzünden takvim biraz gecikse de gün geldi çattı. ABD Başkanı Biden askerlerini 11 Eylül’e kadar tamamen Afganistan çekeceklerini açıkladı.

Taliban ise, Eylül'den sonra ülkede kalacak tüm yabancı askerlerin işgal gücü muamelesi göreceğini açıkladı. Buna Türkiye’de dahil. Doğrusu bu açıklamada hedef sadece Türkiye desek yeridir.

Son yapılan NATO Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmede Türkiye, NATO güçlerinin çekilmesinin ardından Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğini üstlenmeye devam etme teklifinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ordunun bu görevi üstlenmesi için şartlarının "siyasi, mali ve lojistik destek" olduğunu açıkladı.

Erdoğan, "Taliban gerçeğini kenara koymak mümkün değil. Bir diğer konu yine Afganistan'da biz Pakistan'ı da Macaristan'ı da yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. Şu an itibariyle bir mutabakat söz konusu. Bir sıkıntı söz konusu değil" açıklaması yaptı.

ABD, Türkiye’nin teklifine sıcak yaklaştı.

ABD'nin Türkiye'ye istihbarat desteği vermesinin de görüşülen konular arasında olduğu basına yansıdı. Halihazırda havaalanının askeri kısmının operasyonel olarak yönetilmesinden Türkiye sorumlu.

Doğrusu Türkiye Afganistan’dan çekilmek istemiyor. Zira son dönemdeki Türk Devletleriyle gelişen ilişkiler için önemli bir konum. Türkiye bölgeyle bağlantısının kesilmesini istemez, kesilmesine de katlanamaz. Bununla ilgili ne gerekiyorsa yapacaktır, yapıyor da.

Havaalanının korunması ülkenin dünyayla bağlantısının güvence altına alınması demek. Değilse büyükelçlikler çekilecek ve Afganistan dünyadan tamamen izole olacak.

Türkiye ile ABD arasında konuyla ilgili görüşmeler devam ediyor. Teknik heyetlerden sonra Milli Savunma Bakanı Hulusş Akar’la ABD savunma Bakanı Austin konuyu görüştüler. Bu görüşmelerle bir sonuca ulaşılacak.

Türkiye’nin Afganistan’da kalmasına Taliban, Rusya, İran ve bölgede genişleme planları olan Çin karşı görünüyor. Özellikle Rusya, Azerbaycan’da kurulacak bir Türk Üssü ihtimalinden de rahatsız olmuş ve bunu bir tehdit unsuru olarak görüp tedbir alabileceklerini açıklamıştı. Bir de içimizdeki sözde muhalefet rahatsız. ABD’nin ise konuyla ilgili gerçek fikrini öğrenmek isterseniz yaptıklarına değil, içimizdeki ABD destekli muhalefetin tavrına bakmak yeter.

Aslında ABD can-ı gönülden Türkiye’yi asla istemez. Fakat öyle bir hamle ki arasının iyi olmadığı, kendisine tehdit olarak gördüğü ama Türkiye’nin onlara yakın durmasından rahatsız olduğu ülkeler ile Türkiye arasında bir kırılma oluşturabilme ihtimali ABD için yatırım yapılabilir bir ihtimal.

Kabil Havalimanı’nı korumak ABD çıkarlarına hizmet etmek demek değildir. Türkiye’nin çıkarlarının zarar görmesini engellemek. Gelecek ilişkilerini garanti etmek demektir.

Rusya, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesine pek razı değil. ABD’nin ayrılmasıyla bölgede kurulacak yeni dengede oyun kurucu olamayacağını düşünüyor belki. Bu yüzden de ABD’yi Türkiye’ye tercih ediyor. Belli ki Türk Keneşi de uykularını kaçıran bir başka gelişme.

Bir zamanlar hayal olan ‘’Turan’’ artık hayal olmaktan çok uzak. Hatta bir adım ötede. Onca yıl uğraşıp parça parça ettikleri Türkistan, hem kendi arasında hem hal olurken hem de yüzlerini Türkiye’ye dönmüş durumda. Dün yabancı dil gibi duran lehçeler her geçen gün birbirine yaklaşıyor. Devletler unutturulan özlerine dönüyor. Olmaz denilen oluyor.

Karabağ Savaşı sonunda Ermenistan’ın ve Rusya’nın razı olduğu Zengezur Koridoru’’ neyse Afganistan Havalimanı da öyle. Bizim Ata yurdumuzla bağlantımız demek. Afganistan’ın üzerine kurulduğu coğrafya Güney Türkistan’’. Tarihi önemi de ayrı bizim için. O yüzden o coğrafyaya gözümüzü kapatamayız.

Bizim orada ne işimiz var?’’ diyenlere, Siz kimin iç sesini dillendiriyorsunuz?’’ sorusunu sorabilmemiz lazım.

Zira o iç ses Türkiye’nin içi sesi değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fahrettin Damga Arşivi