Aşkın efsane hali
Eğer kahveler hazırsa bu haftaya da içimizi ısıtacak bir konu ile başlamak için geliyorum. Kendimizi üzmek için o kadar çok sebep biriktiriyoruz ki, bazı zamanlarda yüzümüzü gülümsetecek şeylere ihtiyaç duyuyoruz. Bu yüzden bu hafta hepinizin bildiği bir efsaneyi konu almak istedim. Efsanelerdeki aşklar gerçek hayatta var mıdır bilemem ama bazı efsaneler ve ardında kalan izler, bugün hepimizi derinden etkiliyor. Kavuşamazsan aşk olur, kavuşsalardı hikayeleri dilden dile dolanamazdı diyenler haklıysa eğer şuan hayatlarında bize ders çıkartan olaylar yaşamış büyüklerimizin hikayeleri de bize en büyük miras.
Sanırım memleketim gereği aşk hikayelerinden en çok etkilendiğim ikili, Ferhat ile Şirin olmuştur. Ferhat’ın Şirin için deldiği yerler Amasya’da hepimizin şahit olup, müzesinde tüm aşıkları tekrar hatırlayabileceği yer olarak muhafaza edilmekte. Henüz gerçek mezarlarını göremediğim için gerçek olup olmadığı hakkında yorum yapamadığım bir söylentiye göre, günümüzde de bir mevsimde iki mezardan birer gül çıkar ve güller tam kavuşacakken aralarında bir sarmaşık onları engellermiş. Hatta o sarmaşığın kesildiğini ama yeniden aynı yerden çıktığını da anlatırlar gidenler.
Son zamanlarda ne kadar bunun tersi yaşansa da gerçek aşkın insanların kalbinde olduğuna inananlardanım. Zamanında sosyal medyada Leyla ile Mecnun’a ait olduğu iddia edilen ama sonrasında gerçek olmadığı ortaya çıkan fotoğraflar ortaya atılmıştı. O zamanlarda da o fotoğraftaki karakterler üzerinden bir sürü yorumlar yapılmıştı. Ferhat’ın Şirin’in sadece güzel gözleri veya dalgalı saçları ya da Mecnun’un Leyla’nın uzun boyuna tutulup aşkından efsaneler yazmış karakterler olmasını bekleyerek dinlemişiz meğer onları. Aklımıza gerçek aşk gelmemiş. Kendi içimizde güzellik kavramına o kadar çok takılmışız ki, asıl duygularının kalplerde, ince naif düşüncelerde yaşadığını unutuvermişiz. Ve sanırım hepimizin hala o efsanelere hayran olma sebebi, o güzel duygular.
Nostaljiye hayran olan bir karakter olarak en güzel zamanların, en düşünceli insanların geçmişte kaldıkları kanısında yaşıyorum hayatı. Ve bu aşamada en güzel çözüm de satırlarından ayrılmamak oluyor.
Sizin de bu satırlardan ayrılmamanız dileğiyle diğer salıya kadar esen kalın…
Günaydın,
Mutlu öğlenler,
Huzurlu akşamlar…
Gününüzün hangi vaktine denk geldiysem o vakitte bir gülümseme bırakabilmek umuduyla bir yazarca geçti buradan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.