Farkında mısınız pandemi başladığından beri tartışmalar, komplo teorileri bitmek bilmiyor. “İnsan yapımı mı ilahi bir ceza mı?” ile başlayan süreçte aşılama, çip takılması, insan ırkının aşı yoluyla robota dönüştürülmesi gibi türlü iddialar, bilimsel dayanağı olmayan dedikodular ortaya atıldı da atıldı.

Tüm dünya ayı bulmak için çırpınırken biz bulduğumuz aşıyı sıramız geldiği halde vurulup vurulmama noktasında tereddüt yaşamaya devam ediyoruz. Devlet büyükleri aşı vuruluyor hemen kulp hazırlıyoruz, “onlara boş aşı yapılmıştır!” Sağlık bakanı, bilim insanları açıklama yapıyor “pandemiden tek kurtuluş yolu aşı” diye bu kez de onları tefe koyup “bizi kobay olarak kullanmak istiyorlar” diyoruz.

Be hey mübarek insanlar devlet hiç vatandaşını kobay yapar mı? Hele hele insana ve milletine değer veren “insanı yaşat ki devlet yaşasın” prensibine bağlı binlerce yıllık kadim Türk devleti…

Sosyal medyada görüyoruz ki toplumumuz şimdi de “tevekkül” noktasında ikiye ayrılmış durumda. Bir kısmı “üzerime düşeni yaptım, aşımı vuruldum ve takdiri Allah’a bıraktım” derken aşı retçisi diğer kısım ise “gavurdan ne fayda gördük ki aşısından görelim. Biz tevekkül ediyoruz. Gerisi ilahi takdir” diyor.

Elbette herkesin kararına saygılıyız, aşıyı reddedip tevekkül edene de “ben eşeğimi sağlam kazığa bağlayayım da sonrası Allah’tan” diyene de. Ancak artık herkesin şunu kabullenmesi lazım. Pandemi ile birlikte dünyada yeni bir süreç başladı.   

Ve bu süreçte bizi kaçınılmaz bir son olarak “aşı pasaportu” dönemi bekliyor.

Ülkemizde de geçen hafta itibariyle aşı pasaportu döneminin ilk adımları da atıldı. Önce Hayat Eve Sığar uygulaması ve e-devlet üzerinden aşı pasaportları hazırlandı. Ardından da 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlara çift doz aşı sonrası kısıtlamadan muafiyet getirildi.  Yani 65 yaş ve üzerindeki 8 milyon kişiden 2 doz Kovid-19 aşısını yaptıranlar "normal" hayata dönecek. Bir başka ifadeyle Kovid-19'la mücadele kapsamında tam kapanma sonrası başlayan "Kademeli Normalleşme" döneminde, özellikle ağır hastalık ve ölüm riski taşıyan 65 yaş ve üzerindekilerin sosyal hayata katılmaları, 2 doz Kovid-19 aşısı yaptırmış olmaları halinde mümkün olacak.

Bu kararın sıradan bir karar olmadığı düşüncesindeyim. Bu karar yeni dönemin kapısının aralanması anlamına geliyor. Yaş almış vatandaşlarla başlayan bu uygulama kademe kademe toplumun ve hayatın her noktasına yayılacaktır.  Kim bilir belki de (görünen o ki büyük olasılıkla) aşılarını yaptırmadan seyahat özgürlüğü elden gidecek ya da kamu kurumlarındaki resmi işlemler için, hastane randevuları ve banka işlemleri için tıpkı HES kodu zorunluluğu olduğu gibi aşı zorunlulu da talep edilecek.

İleride pişman olmamak ve zaman kaybı yaşamamak için sürecin akl-ı selim ile yürütülmesi ve sırası gelenin uygun gördüğü bir aşıyı olmaları gerekiyor.

Yarın bir gün “Aşıyı vurun normal hayata dön” denebileceğini göz önüne alıp en önemlisi de devletimize güvenerek aşılarımızı yaptırmalıyız.

Haftaya görüşmek ümidiyle kalın sağlıcakla…