Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!" sözüyle varoluşunun temel dayanağını oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi 101. yılını kutluyor.  İşgal altındaki İstanbul'da meclisi toplamanın risk olduğunu öngören Atatürk, Heyet-i Temsiliye'yi temsilen meclisi Ankara'da toplanmaya çağırdı ve 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı bir bildiri ile meclisin 23 Nisan 1920 tarihinde toplanacağını duyurdu. 23 Nisan Cuma günü Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından dualar ile meclis açıldı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Meclis-i Mebusan üyelerinden oluşan 324 milletvekili ile kurulan meclis, zorluklar nedeniyle 115 milletvekili ile açıldı. Aynı gün gerçekleşen toplantıda meclis adının "Türkiye Büyük Millet Meclisi" olmasına karar verildi. TBMM'nin 23 Nisan 1920'de açılışında en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif Bey yapmıştır. Parlamento gereği en yaşlı üye kürsüdeydi ama Şerif Bey, tarihe geçen konuşmasında “Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum” ifadelerini kullanarak meclisin adının da "BÜYÜK MİLLET MECLİSİ" olmasını sağlamıştı.

Birinci Meclisin saygın üyeleri zor koşullarda verilen mücadelenin ardından Cumhuriyetimizi kurmuşlardır. Kurtuluş Savaşını başlatıp, Cumhuriyet'e giden yolda adımlar atarken genç Cumhuriyet’in de filizlenip büyümesini sağlamıştır.

Tam 101 yıl boyunca milli iradeyi hakim kılmak adına çalışmalarını sürdüren Türkiye Büyük Millet Meclisi; milli iradenin tecelligahıdır. Milli iradenin üstünlüğü bizim için devredilemez ve asla vazgeçilemezdir. Bunu korumak herkesin vazifesidir, tabi en başta da milletin seçilmişleri yani milletvekillerine bu noktada büyük sorumlulmuk düşmekte. En başta da bizlere, siz saygıdeğer milletvekillerine düşmektedir.

Ne yazık ki nice kanunlara, anlaşmalara imza atan bu kutlu meclis son dönemde sıklıkla kavgalarla gürültülerle hafızalarda kötü izler bırakmakta.

Tutumları, davranışları, ortaya koydukları söz ve fiilleriyle milletvekili sıfat ve sorumluluklarıyla bağdaşmayan olumsuzluklara tanık olmakta siyaset uğruna koca koca adamların yumruklarını, hakaretlerini görmekteyiz. Elbette orada sorunlar tartışılacak, açığa kavuşacak; ancak bu kavga ile değil tartışma ve diyalog zeminlerini tahrip etmeden yapılmalıdır.

Çünkü bu meclis büyük ümit ve heyecanla, dualarla açılmış, milli mücadelemizi başarıyla yürütmüş ve bağımsızlığın kazanılmasında temel direk olmuştur. 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nde de alçakça saldırıya uğrayıp bombalanmış olan 'Gazi Meclis'imiz dünyada eşi benzeri olmayan şanlı ve kutlu bir meclistir.

Gazi Meclisimize yakışmayan bu nahoş olayların bir daha tekrarlanmamsını ümit ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 101. yılını kutluyorum.