Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

Çevreci gözüyle bayram

Çevreci gözüyle bayram

Mübarek Ramazan Bayramı salgın hastalıkla mücadele kapsamında alınan tedbirleri nedeniyle buruk kutlansa da inşallah bu günler geçecek ve birbirimize sarılacağımız bayramlara ulaşacağız. Ama hadi gelin bu özel günde çevreci gözüyle memleketimize bakalım ve her günün bayram olması için dilekte bulunalım:

Bir memleket düşlüyorum;

İnsanları, sürdürülebilir yaşam ve çevreyle barışık bir gelecek için umutla ve inançla yaşayan. Yüce yaratanın kendilerine verdiği zekasını bencilliğine kurban etmeyen, tüketerek ve kirleterek değil, bölüşerek ve koruyarak mutlu olan;

Herkesin güne gülümseyerek başladığı karşılıklı sevgi ve saygının ön planda olduğu bu memlekette,

Doğa dostu insanların seçtiği bilinçli doğa dostu politikacılar iş başında. Hükümetler çevresel konularda atacakları her adımı başta STK’lar olmak üzere ilgili taraflara soruyor, vatandaşın rızası olmayan hiçbir yatırım yapılmıyor.

Kırsal alandaki kalkınma programlarının sonucu olarak; herkes doyduğu yerde değil doğduğu yerde çalışma imkanına sahip. Şehirden kırsala, kırsaldan şehre göç dengelendi.  Artık kimse doğa ile baş başa olan yaşamını, şehir yaşamına tercih etmiyor.

Şehirleri de artık yalnızca sosyal ve kültürel açıdan değil çevresel açıdan da yaşanılacak yerler. Şehir halkı bayramları tatil olarak değil bayramlaşarak büyüklerini ziyaret ederek, çocuklarını sevindirerek neşe içinde bir bayram havasında yaşıyor.

Şehir imar planlarında en önemli ölçü çevre düzeni planları. Şehirlerde artık yeni yerlerde yapılaşmaya izin verilmiyor. Nüfus artışı dengede olduğundan buna gerek de yok zaten. Her taraf inşaat değil.

“Kentsel Dönüşüm Projeleri” ile şehir içindeki güvensiz binaların yerine akıllı binalar aldı. Geçmişte işgal edilmiş birçok orman alanı ve su havzaları kurtuldu. Burada yaşayan insanlar daha güvenli binalara taşındılar. Bu sayede şehirlerin su havzaları da kurtuldu. Artık su havzalarının yakınlarında kimse bina yapmıyor.

Taş ocağı, maden ocağı açmak uğruna yatırım için doğa feda edilmiyor. Kimse ne olacak 100 ağaç kesilirse 1000 ağaç dikeriz diye olayı ağaçların kesilmesi olarak düşünmeden yetişkin bir ağacın kıymetini herkes biliyor.

Gecekondulaşma, plansız kentleşme, ulaşım, hava kirliliği, gıda güvenliği, su ve enerji gibi sorunlar için kalıcı çözümler bulundu.

Yapılan modern binalar sayesinde enerji çok daha verimli kullanılabiliyor. Zaten artık her bina kendi elektriğini kendisi üretebilecek durumda.

Yenilenebilir enerjinin önemi arttı ve kullanımı yaygınlaştı. Binaların çatılarındaki kiremitlerin yerini güneş enerjisi panelleri aldı. Belediyeden imar izni almak için bu sistemleri kurmak şart artık.

Güneş enerjisi kullanımı hayatın her alanında yaygınlaştı. Sokak aydınlatmaları ve trafik sinyalizasyonları artık tamamen güneş enerjisi ile yapılıyor.

Rüzgar enerjisi için uygun yerlerde yerel yönetimler yatırımlarını arttırdılar. Her şehir kendi enerjisini üretiyor.

Suyun alınır satılır bir mal değil, çok değerli bir nimet olduğu bilincinde olan herkes, suyunu boşa harcamıyor, kirletmiyor. Bu sayede şehir suları daha temiz ve güvenli.

Enerjide olduğu gibi su kullanımı konusunda da insanlar bilinçli. Zaten binalarda buna uygun yapılmış durumda. Her sitede yağmur hasadı yapılıyor. Birçok yerde binaların bodrumlarında ve bahçelerinde Yağmur Suyu depoları görmek mümkün. Bu sular evlerde ve bahçe sulamasında kullanılıyor.

Şehirde yerel yönetimler tarafından belirli aralıklarla kurulan yağmur suyu toplama şebekesinde biriken sular ise park ve bahçeleri sulamada kullanılıyor.

İnsanlar israfın haram ve günah olduğu bilinciyle hareket ediyorlar. Tüketim alışkanlıklarını, israf çılgınlığına çevirmiyorlar.

Çöp diye bir sorun yok artık. Her atığın bir altın değerinde olduğu biliniyor. Üretilen her ürün geri dönüşümlü. “Kullan at” tipi ürün üretimleri artık kesinlikle yasak. İnsanlar evlerinde atıklarını kendileri değerlendirmesini biliyor, yapamayanlar. Belediyelerin şehrin her tarafına yerleştirdiği geri dönüşüm kutularına bırakıyorlar.

Fabrikalar şehirlerinde dışında. Enerjilerini güneş ve rüzgardan kendileri üretiyorlar. Artık “sıfır emisyon” ilkesi onlar için bir toplumsal sorumluluk. Yenilenebilir enerji kullansalar da geçmişten aldıkları derslerle enerji kullanımında her zaman tasarruflu olmak zorunda olduklarını biliyorlar.

Bacalardan çıkan dumanlar, atık sular ve kimyasal atıklar çok sıkı denetleniyor. Tarım alanlarında, meralarda ve orman alanlarında sanayiye izin verilmiyor.

Bütün kanalizasyonlar ve fabrikalardan çıkan atık sular arıtılmadan derelere ve denizlere verilmiyor. Hatta arıtılan bu sular organik tarım yapılan alanlarda sulamada ya da tekrar fabrika ve evlerde kullanılıyor.

Ulaşımda   yaygın olarak toplu taşıma araçları kullanılıyor. Artık şehirlerde trafik sorunu yaşanmıyor. Herkes trafik kurallarına harfiyle uyuyor. Şehir merkezine özel araçların girişi zorlaştırılmış, park et, devam et sistemi uygulanıyor. Bisiklet kullanımı yaygınlaşmış.

Toplu taşımada kullanılan araçların birçoğu hibrit ya da güneş enerjisi kullanıyorlar. Güneş enerjisinin pilleri boşalınca rüzgârdan üretilen elektrikle yollarına devam ediyorlar. Şehirlerimiz daha az gürültülü ve havası daha temiz.

İnsanlar tüketerek ve kirleterek değil, koruyarak ve paylaşarak mutlu olmayı seçmiş. Bu dünyanın dedelerimizin mirası değil torunlarımızın emaneti olduğu bilincinde olarak israftan ve gereksiz alışverişten kaçınıyor.

İnsanlar yaşadığı bu şehirde ormanın ve yeşil örtünün önemi çok iyi biliyor. “Ağacı kesmek büyük suç, fidan dikmek  ibadet,” olduğunu  inancı benimsenmiş durumda. Kişi başına yeşil alan miktarı sürekli artıyor. Pek çok yere park ve gezinti yerleri yapıldı. Şehir çevresindeki boş alanlara yıllarca dikilen fidanlar da artık iyice büyüdüler. Her taraf yemyeşil görünüyor.

Bu yeşillikler arasında bir zamanlar kurumuş derelerden ve kuruyan pınardan artık gürül gürül sular akıyor.

Ve ben, bu suların sesiyle yukarıdaki bayramlık rüyamdan uyanıyorum. Kalın sağlıcakla…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi