Necmettin Şimşek

Necmettin Şimşek

Haddimiz Hududumuz

Haddimiz Hududumuz

* Dijitalleşme, ekonomiden uluslararası ilişkilere kadar insan ilişkilerini içeren her alanı etkiler. Blok zincir, uydu interneti, siber savaş ve dijital diplomasi gibi birçok kavram bu etki faktörünün yeni alanları. Farklı dijital gelişme alanları ekonomi, toplum, sanayi, iklim, iletişim, güvenlik, uzay ve siyaset. Bu alanları, devletlerin dijital dönüşüm gerçekleştirerek uluslararası güç elde etmek istedikleri öncelikli alanlar olarak kullanmak istedikleri görülmüştür. Yöntem olarak nicel verilere dayandırılarak mukayeseli bir nitel analiz oluşturulmaktadır. Sanayileşmenin devamı olarak ve zorlu sürecin dezavantajlarını ortadan kaldırmak için dijitalleşmenin önemli sebepleri var.

* Dünya teknoloji sıralaması listesinde Amerika Birleşik Devletleri ilk sırada yer alıyor. Hem askeri hem de ekonomik olarak dünyanın en gelişmiş ülkelerinden ABD’deki teknoloji endüstrileri toplam dünya pazarının %37’sini oluşturuyor. Apple, Microsoft, Facebook, Google, Intel ve IBM gibi teknoloji şirketler ABD’de teknoloji sektörüne yön veriyor. Tarihteki en eski medeniyetlerinden biri olan Çin, geçmişte nüfus, kirlilik, gelir eşitsizliği vb. gibi birçok zorlukla karşı karşıya kalsa da günümüzde hızlı bir ekonomik büyüme gösteriyor. Lenovo, Tencent ve Huawei gibi şirketlere sahip Çin, küresel teknoloji sektöründe önemli bir oyuncu konumunda yer alıyor. Üretim alanında da küresel bir lider olan Çin; özellikle yapay zekâ, 5G teknolojisi, yarı iletken üretimi ve e-ticaret gibi alanlarda büyük ilerleme kaydediyor. Yapılan araştırmalar, Çin’in dijital teknolojideki sıralamasının artık 6,94 trilyon doları aştığını ve ülkenin GSYİH’sinin %40’ından fazlasına katkıda bulunduğunu gösteriyor. Teknolojisi en gelişmiş ülkeler listesinin 3. sırasında ise Japonya var. Dünyanın en okuryazar ülkelerinden biri olan Japonya ayrıca teknoloji alanındaki gelişmişliğiyle de öne çıkıyor. Panasonic, Sony ve Toyota gibi devasa şirketlere ev sahipliği yapan ülke; makine, otomobil, elektronik ve robotik gibi alanlarda da büyük ilerlemeler kaydediyor. Başarılı teknoloji inovasyonu deyince akla gelen ilk ülke olan Güney Kore, internet erişimi ve AR-GE çalışmalarıyla da öne çıkıyor. Life Good (LG), Hyundai ve Samsung teknoloji devlerinin anavatanı olarak bilinen ülkede genç zihinler sürekli yeni girişimler gerçekleştiriyor. Yüksek yabancı yatırımlar alan Güney Kore’de hükümet de endüstri araştırmalarına yaptığı önemli yatırımlarla yenilikçi araçların ve çözümlerin yaratılmasını teşvik ediyor. Almanya, Singapur, Birleşik Krallık, İsveç, İsrail, Finlandiya ilk 10 ülke.

* Dünyadaki yatırımlarda Türkiye’nin payı ne? IMF verilerine göre, 2023 yılında dünyada 41,1 trilyon$ doğrudan yabancı yatırımı gerçekleşti. Türkiye bu yatırımlardan çok düşük bir pay aldı. ABD 5,4 trilyon dolarla bu yatırımları en fazla ülkesine çekenlerin başında gelirken, 3,7 trilyon dolarla Hollanda ve 3,65 trilyon dolarla da Çin onu takip etti. Lüksemburg, Birleşik Krallık, Singapur gibi ülkelerin ardından Hong Kong, İrlanda, Almanya ve İsviçre doğrudan yabancı yatırımcı çeken ülkelerde ilk 10’da yer aldı. Türkiye pastadan %1 oranında pay alamadı. Türkiye, yatırımlarda yalnızca 10,7 milyar dolarlık bir pay alabildi.

* Eğer gerçeği arıyorsan her zaman zafer peşinde olmamalısın ve gerçeği bulduğunda artık mağlup olmaktan korkmana gerek kalmaz. Zafer peşinde koşarken, gerçekten uzaklaşmanın maliyetini yükselen ödemelerle görüyoruz. Ekonomiler, yönetimler değişir. Devlet devamlıdır. Yapılan yanlışlar, beceriksizlikler yapanların yanına kâr kalabilir de onlar gidince bıraktıkları faturayı halk öder. Kötüsü geride kaldı diyor yönetim. Haklılar. Kötü geride kaldı da yerini daha da kötü gelişmeye bırakıyor. İş insanları sorgulanıyor, sanayici ifadeye çağrılıyor. Oysa iş dünyası yoksa yatırım yok. Yatırım yoksa iş de yok. İş yoksa üretim yok. Üretim yoksa vergi de yok. Bu kısır bir döngü.

* Sonuç olarak, altyapı özellikle elektrik, güvenilir ve yüksek hızlı internet bağlantısı ve dijital beceriler teknolojilerin uygulanması için ön koşullardır. Günümüzde firmalar ya da sermayeler için kar artırmak, endüstriler için ölçek avantajlarından yararlanarak maliyet azaltmak, sadece fiyat ve fiyata ilişkin göstergelerle sınırlı kalmayıp, iktisadi ve siyasi kurumların etkinliği, altyapı, demografik koşullar, makroekonomik ortam ve pazarın yapısı gibi faktörleri de kapsamaktadır. Pek çok iktisadi düşünce okulu açısından ülkelerin zenginliğinin nasıl sağlanacağı, bu zenginliği hangi araç ve yöntemler ile ölçülebileceği ve kaynakların etkin tahsisi için hangi iktisat politikasının benimseneceği konuları araştırmalarının ana hedefi olmuştur. Bu doğrultuda, ülkelerin zenginleşme dinamiği çeşitli sektörler temel alınarak açıklanmaya çalışılmıştır. Merkantilist öğreti zenginliğin kaynağını ticaret ve sömürgelerde ararken; fizyokrasi, zenginliğin kaynağı olarak tarım sektörünü öne çıkarmıştır. Sanayi devriminin çocuğu olan klasik okula göre üretkenliğin ve zenginleşmenin merkez üssü ise sanayi sektörüdür. Bu yaklaşıma göre sanayi sektöründeki üretkenlik, ancak ve ancak rekabetçi gücü arttırabilecek teknolojik ve yenilik temelli bir üretim politikası ile mümkündür. Sanayi devrimi ile başlayan ve hızlanan yenilik temelli üretim, kapitalist tarzdaki üretimin yönünü önemli ölçüde tayin etmiştir. Sermayeler rekabetçi güçlerini artırmak ya da korumak için bir dizi üretim politikası ve stratejisi geliştirmek durumundadır. Bunların arasında en önde gelen ekonomi politikalarından birisi teknoloji ağırlıklı bir üretim modelinin benimsenmesidir. Bu süreç, ülkelerin zenginleşme veya ekonomik büyümelerine ilişkin tartışmaları yeni bir eşiğe taşımıştır. Haddimiz hududumuzdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Necmettin Şimşek Arşivi