Sokak hayvanları…
Günlerce Konya’daki hayvana eziyet vahşetini konuştuk. Nereden bakarsanız bakın vahşice bir eylem. Kabul edilebilir, affedilir tarafı yok.
Tabi bu vahşet Konya Büyükşehir Belediyesine de mal edilemez. Zira Konya Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm merkez ilçe belediyelerinden tutun en ücradaki belediyelerin hayvanlara bakış açısına doğrudan şahidiz. Gerek barınaklarda gerekse de park, bahçe ve kırlarda hem sokak hayvanları için hem de yaban hayatı için atılan adımları görüyor, yerel medyamız yoluyla da ilgili haberleri sıklıkla okuyoruz. Bu şehirde gerek kamu kuruluşları gerekse de hayırsever vatandaşlar sokak hayvanları için mücadele ediyor. Yakından tanıdığımız hayvansever dostlarımızın ceplerinden para harcayarak, kasap kasap dolaşıp pay bularak hayvanları doyuruyor. Alkışlanacak bir hareket. Allah hayırlarının karşılığını iki dünyada da versin.
Sokak hayvanlarına bakmak çok güzel bir şey. Tarifsiz bir mutluluk, ancak bunun bir yolu yöntemi olmalı. Hayvanlara bakacağız diye sokaklara gelişigüzel yiyecekler atılıyor. Kuru fasülye, nohut, pilav, bezelye, makarna… ne ararsanız var. Sokaklarda dönem dönem büyük bir kirlilik oluşuyor. Kedi kuru fasülye nohut yer mi diyen yok. Evde tüketilemeyen tabiri caizse artık yiyecekler bir plastik kapla ya da poşetle sokaklara, ağaç diplerine atılıyor. Ya da küflü ekmekler…
Hem görüntü kirliliği hem de sağlık açısından sıkıntılı bir durum. Oysa bunu yapmak yerine hayvanların yiyebileceği yiyeceklerden imkanlarımız ölçüsünde uygun noktalara, hayvan besleme istasyonlarına bırakmak daha sağlıklı ve şık bir davranış olacaktır.
Gelin bu kış bir farkındalığa imza atalım ve hayvanlara, sokaktaki dostlara daha sıcak ve güzel imkanlar sağlayalım. Mesela kuşlar için ağaçlara elma asalım, kedi ve köpekler için kasaplardan pay alalım, evde yediğimiz balık, tavuk, et gibi yiyeceklerden hatta bunların yemediğimiz kısımlarını ayrı ve temiz bir kapla hayvanlar için ayıralım. Artık diye bakmayın, yüzlerce yıldır bu böyle gelmiştir. Hani derler ya eskiden hazır mama mı vardı? Biz ne yiyorsak, ucundan kıyısından kedimize, köpeğimize de o düşerdi. Hiç aç kalan hayvan da kalmazdı. Kediler hem sofra kırıntılarından hem de doğaları gereği avcılık yaparak yakaladıkları fare türü yiyeceklerle beslenirdi. Şimdi biz insanoğlu gibi onlar da hazıra kondu. Gelin biz doğrusunu yapalım. Bu işi doğasında bırakalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.