Sima Güleser Polat

Sima Güleser Polat

Gelen Gidiyor, Önümüze Bakalım Gençler...

Gelen Gidiyor, Önümüze Bakalım Gençler...

Üniversite deyince gözümüzün önüne gelen, yemyeşil kampusun bahçesinde ellerinde kitap, kahve, sere serpe yere oturan renkli giyimli, artık özgürleşmeye başlayan topluluklar geliyor öyle değil mi? Benim öyle. Dersler ne kadar ağır olursa olsun var olan bir özgürlük alanı, bir şekilde sınavları geçmenin, öğrenmenin, hayata, mesleğe her geçen gün bir adım daha yaklaşmanın hazzıyla geçer günler. Hızlıdır, doludur ve unutulmayandır. Üniversite hayatı anılarımızın özerk bölgesidir. Şimdi bu durumdan eksik kalan öğrencileri düşündükçe üzülüyorum. Her şey gibi bu günler de geçecek elbette ama biraz pareli, biraz eksik biraz da farklı tecrübeyle beraber.

Özledik sosyal ortamları, arkadaş sohbetlerini, kısa tatilleri, şen kahkahaları ve şakalaşmaları. Herkes gergin ama en çok da gençler. Zar zor verdikleri hayat seçimleriyle ilgili eğitim kararları sekteye uğradı. Onlarca örnek var. Mesela benim aklıma ilk gelen daha 3. sınıfın ortasında üniversiteyi örgün olarak iki yıl okuyabilenler ki bu yıl sonu tatları damaklarında  mezun olacaklar. Bunun yanında mezun olup töreni yapılamayanlar, kep atamayanlar,  başka şehirden okumaya gidip sonrasında evleri boşaltmak zorunda kalanlar, kapısına kilit vurulmak zorunda kalan onca heyecan, hedef, ümit ve öğrenci hayatı bir çoğu için yıllar boyu hatırlanacak bir eksiklik olarak kalacak. Bunlar tabi ki duygusal boyutu, diğer yandan uzaktan eğitimle ne kadar başarılı olduklarını bile kestiremedikleri bir sonucun içerisine girecekler. Devlet olarak asla yadsınamaz bir çaba gösterildi, çok kısa süre içerisinde yapay zekanın da yardımıyla gençler ekran arkasından eğitim sürecine girdi. Online eğitimin mecburi olarak hızlandırılmış biçimde verilmesi, sınavların internet üzerinden devam etmesi sonuçların yine buradan belli olması beyinlerini de robotlaştırdı. Bu durum internet erişimine sağlıklı ulaşanlar için geçerli elbette. Diğer yandan yüzdesel olarak büyük denilebilecek bir kesim öğrenci, sağlıklı internete erişemediği için bir çok dersten geri kaldı, eğitimini yarım bıraktı. Nasıl tamamlanacağı ya da onların bu eksikliği nasıl tamamlayacağı konusu muamma. Sorun oldukça büyük. Kaçıncı sınıfta olduklarını bile idrak etmekte zorlanan gençler her şey sona erdiğinde ne ile karşı karşıya gelecek? İyileşme ve sosyal eksikliği tamamlama da hayatlarından bir bölümü de çalıp götürecek. Salgın ve hastalık endişesi de tüm bunların yanında onlarla birlikte yol aldı. Kimi ailesini kaybetti, kimi yolculuk yasağı nedeniyle ailesinden uzak kaldı, kimi de bu sürecin neticesinde evinden çıkamayıp ruhsal sıkıntılar yaşadı.

BBN Haber olarak biz de, bu konunun muhatabı bir kaç üniversiteli gence sorduk, konuştuk onlarla bu konuyu. İlk sorumuz ne yaşadıkları doğrultusundaydı, kısa ve önemli olan bu soru, içlerinde bulundukları durumu bir kez daha sorgulamalarını sağladı. Bu durumu fırsata çevirip iyi geçirenler var, kötü geçirdim diyenler de. Aile ortamına, yaşamına, düzenine tam manasıyla doyum sağlayanların yanında bu durumu rahat bir hayata çevirmeyi başaranlar da yok değil. Onlara söyleyeceğim şu ki; bir kez daha fark ettiğiniz bu durum geçecek, onlarca öğrenilmişlikle hem de. Artık hep beraber girdiğimiz bu yolda, payımıza düşeni yaşayacağız. Dünyada yaşam  evrildi bir hastalıkla, söylediğimiz gibi hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ve genç yaşınızla edindiğiniz bu tecrübeyle çok daha olgun ve sağlam bir tecrübeyle kriz yönetebileceksiniz. İyi yönünden bakın demeyeceğim ama bir kez daha "bundan ne öğrendim" diye sorun... Sağlıklı ve sürekliliği olan faydalı eğitimleriniz olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sima Güleser Polat Arşivi