Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Salı günü Milli Uzay Programı Tanıtım Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında Türkiye için çok önemli bir de müjde verdi ve "2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay'a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz" diyerek Ay'a yolculuğun ilk adımını da atmış oldu.

Programı yakından takip ettim. Olumsuz tepkilerin aksine son zamanlarda duyduğum en güzel haber de olabilir. Her şeyden önce söylemeden geçemeyeceğim bir an var ki; Cumhurbaşkanı, "Gökyüzüne bak Ay'ı gör" ifadesini duyduğumda gözlerim fal taşı gibi açıldı; çünkü fena trollenmiştik. Geçtiğimiz hafta Göbeklitepe'de ortaya çıkan esrarengiz metal bloğun nereden geldiğini düşünüp bir de üzerine “Hayırdır inşallah! Bu uzaylıların Göbeklitepe'de bir zaman zaten var olduklarına dair söylenceler de vardı yeniden mi geldiler?” derken, durum değişti, 2023'e nasipse biz onlara yolcuyuz...  Gidiyoruz...

Sağlığı, zamları, ekonomiyi her şeyi bir kenara bıraktım bir an, gerçeklerden kaçtım sanırım. Nasıl sahiplendim ama, isim düşünüyorum bir kaç gündür. NASA geçtiğimiz yıl Mars'a göndereceği uzay aracına isim bulmak için dünya çapında oylama yapmıştı. O dönemde isim önerisiyle Türkiye listede 2.5 milyon kişinin isim önerisiyle ikinci sıraya kadar yükselmişti, bakalım kendimize gelince sosyal medyada dalga konusu haline getirilmeye çalışılan isim durumu ne olacak, sadece erkekleri temsil eden isimler mi olacak mesela? Süreç nasıl işleyecek? Diğer yandan isim önerileri gelmeye başladı tabi, kendimce beğenmedim ben. Bakalım ben ne bulacağım?

Erdoğan'ın konuşmasının bir diğer dikkat çeken noktası ise şöyle; "Eminim ki birçok kişi bu hayali kurarak büyümüştür. Hatta belki aranızda hala bu hayalini sürdürenler vardır. Hatta ve hatta belki bayanlardan bile ben adayım diyenler vardır." dedi. "Bile"si fazla olsun bu cümlenin, kadınlar düşsün ay yollarına. Uzaya giden kadınlar ve uzayda uzun süre kalan kadınları düşününce neden biz yapmayalım demek en haklı sorumuz olabilir bu konuda.

Ülkemizde kadına şiddetin had safhada olduğu diğer yandan kadının hor görülmesinin  önüne geçilemediği, arabada direksiyon başındaki insan erkek olunca sürücü, kadın olunca "kadın sürücü" olduğu bakış açısının hız kesmeden devam ettiği, kadının iş hayatında onca başarısına rağmen diken üstünde tutunmaya çalıştığı, mobingin ve ötekileştirmenin en çok olduğu dönemdeyiz malum. Kadın rüştünü ispatlamak zorunda bırakılıyor madem e haydi bir kadın olsun...

Uzay konusunda dünyada da Türkiye'de kadınların emeği büyük.  Dünyada direkt uzaya giden kadınlar var.  Bugüne kadar  uzay yolculuklarında 41 ulustan toplam 565 astronot uzaya gitti. Bu astronotların 500’ü erkek, 65’i kadın. Şu anda Dünya yörüngesinde, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda çalışan üç astronottan biri kadın.

16 Haziran 1963’te “Vostok 6” misyonu ile uzaya giden Sovyet uzay programı kozmonotu Valentina Tereşkova.  O zaman 26 yaşında olan Tareşkova, bu ayrıcalığa sahip olan ilk kadın ve ilk sivil astronot. Dünya yörüngesinde 48 tur attı ve neredeyse 3 gün uzayda kaldı. Uzaya giden ikinci kadın olan kozmonot Svetlana Savitskaya, Temmuz 1984’teki uzay yürüyüşüyle bunu gerçekleştiren ilk kadın olarak tarihe geçti.

Bir çok ülkeden başka örnekler de var. 11 Ekim 1984'de Challenger uzay aracından çıkan Kathy Sullivan uzayda yürüyen ilk Amerikalı olurken, İngiliz, Afrikalı, Japon, Fransız ve Çinli... Ve 2023'te Türkiye'nin en cesur kadını başlığı ile Uzay Bilimi konusundaki çalışmalarımızı taçlandıran bir Türk Kadın... Kulağa hoş geliyor.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını taçlandırılmak üzere belirlendi 2023 tarihi. "İstikbal Göklerdedir" sözü bilim konusunda anlamını bulacak. Türkiye'nin Uzay programının var olduğunu görmüş olmak iyi geldi.Umarız bundan sonra bilimsel araştırmaların, tespitlerin, buluşların  altına imza atacak çalışmalar olur. Ve yine umarım ki oldukça heyecan verici olan bu gelişme sadece gitti geldi ile kalmaz.