Sima Güleser Polat

Sima Güleser Polat

Köpeklerini bile toplayıp gittiler…

Köpeklerini bile toplayıp gittiler…

Ölüm maskelenir ama korkusu? Binlerce insan Kabil Havalimanı’nda ölümden kaçmak için mahşer provasını yaptı ve bütün dünya bunu izledi…

 

Orada yaşananları tahayyül etmek bile canımıza okudu… Dehşetti, vahşetti, korkunçtu…

 

Aklıma Freud’un “Aslında yaşamın gayesi ölümdür” yaklaşımı geldi; sonra da onun karşı savı olan Jung’ın “Aslında ölüm kaygısının altında yatanın yaşama korkusu” olduğu yaklaşımı. Şimdi hangisi yaşandı orada? Afganlar ölümden mi korktu, yaşamaktan mı?

 

Afganistan’ın 20 yıl süren güya rahatlama dönemleri bitti. 11 Eylül 2001 tarihinde İkiz Kuleleri vuran saldırıları El-Kaide’nin yani Usame Bin Ladin’in üstlenmesinin ardından sözde kurtarıcı ABD’nin Afganistan’a konuşlanmasıyla ve ülke vatandaşlarına verdiği vaatlerle normal hayatına bir nebze yaklaşan Afganlar şimdi “Talibanlı” günlerine yeniden dönmek istemiyor. Nasıl istesinler ki? Her ne kadar Taliban ılımlı! bir yaklaşım sergilese de bu danışıklı dövüşün kurbanları oranın halkı olacak. Ali kıran baş kesen; din ve şeriat kisvesi altında sadece zorbalık yapan Taliban’ın bu tavrı, onların geçmişten bugüne yaptıklarının üzerini kapatmıyor, kapatmayacak. Müslümanlıkla uzaktan yakından ilişkisi olmayan kurallarla orada insanların yaşama hakları ellerinden alınıyor. Bir zamanlar Suriye’de secdeye uzanarak çocukları katletmesinin üzerini kapatmaya çalışan Beşar Esad gibi. Din bu değil, Müslümanlık bu değil…

 

NE YAŞANDI?

ABD ve Almanya ile işbirliği yapan ve çoğu da tercüman olarak görevlendirilen birçok aile herhangi bir olumsuzluk olduğunda ülkeden kurtarılacakları sözleri ile yıllarca hizmet verdiler. Havalimanında olanların büyük çoğunluğunu da bu topluluklar oluşturuyordu. Bir yandan ülkeden kaçmak için uçağın iniş takımlarına tutunan Afganlar kıyameti yaşarken, diğer taraftan Amerikan ordusuna bağlı köpeklerin koltukta seyahatleri için kaldırılan kargo uçağı…

 

ABD iğrenç politikalarıyla Afganistan’ı yüzüstü bıraktı. Amerika’nın yanı sıra, Almanya ve Danimarka gibi ülkeler de işbirlikçi Afganlara verdikleri sözleri tutmadılar. Almanya, yine Kabil Havalimanı’nda kendi ülke vatandaşları için sadece 7 kişiyle sınırlı bir uçak kaldırdı. Afganları kendileriyle çalışmaya zorlamadıklarına dair bir açıklama yapan Alman hükümeti, öncesinde çok az Afgan’ı planlanan bu düzenekte 5-10 gün öncesinde tahliye etti. Hatta Afgan bir gazeteci bu durumları teyit eden nitelikte serzenişte bulundu ve ağlayarak “Siz bize böyle söz vermemiştiniz” dedi. Diğer yandan korkunun ne kadar etken olduğunu anlatan Afganistan’ın ilk kadın belediye başkanı yaşamından endişe ettiğini söylerken “Benim gibi insanların peşlerine düşecekler ve beni de öldürecekler” dedi. Bu sözler soğukkanlılığı değil yarı yolda bırakılmış olmanın çaresizliğini anlatıyor.

 

Öte yandan, bir Afgan Gazeteci Taliban Kabil’e girmeden hemen önce ülkeden ayrılan Cumhurbaşkanı’nın “Nereye gittiğini?” sorduğunda Pentagon’un Sözcüsü Kirby buna cevap veremeyeceğini söyledi. Afganların korkusunu anladığını sözlerine ekledi ve “Orada korkulacak bir durumun olduğunu” kendilerinin de bildiğini böylelikle herkese ilan etmiş oldu.

 

70’lerin sonunda kendi elleriyle El-Kaide’yi kuran ABD, kendi kendine 11 Eylül’ü yaşatırken bile politikalarından bir an bile geri çekilmedi. Afganistan’da insan haklarına aykırı keşmekeşi yaşatırken de hiç tereddüt etmedi. Hatta Biden bu hafta yaptığı açıklama ile bunu kat be kat kanıtladı. Biden “Biz asla Afganistan’a merkezi bir demokrasi getirme amacı taşımadık” dedi.

 

Bu kaotik tabloyu 1975 yılında ABD Vietnam’a da yaşatmıştı. Yine aynı sahne yine havaalanı, yine uçak ve yine çaresiz insanlar…

 

Başka ülkeler üzerindeki acımasız gücünü “demokrasi” kılıfına sığdıran Amerika’nın politikası tekerrür etmeye devam ettikçe, daha çok masum insan ve toplum buna maruz kalacak. Yüce Yaradan, tüm toplumları ABD’den korusun!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sima Güleser Polat Arşivi