Sima Güleser Polat

Sima Güleser Polat

Turkuaz ülkemin rengi Al'a boyandı...

Turkuaz ülkemin rengi Al'a boyandı...

DSÖ hafta başında Covid-19 virüsüyle ilgili raporunu açıkladı. Örgütün, Çin'de virüsün kaynağını tespit etmek için uzun süredir üzerinde çalıştığı raporda ilk dikkat çeken detayın virüsün bir laboratuar sızıntısından meydana gelme olasılığının "son derece düşük bir ihtimal" olduğunun belirtilmesiydi. Bütün bildiğimiz senaryoların aksi olan bir diğer açıklama da “Yarasalarda tespit edilen virüs ile Covid-19 arasındaki evrimsel mesafenin, birkaç on yılda gerçekleşebileceği, bu da yarasalar ile Covid-19 arasında kayıp bir halka olduğunu, bunun da başka bir hayvan olma ihtimalinin çok muhtemel olduğunun bildirilmesiydi. Yani yarasaların masum olma ihtimali oldukça yüksek. Onlar da bizim gibi başka bir canlıdan bu virüsü almış olabilirler. Ama neticeye bakacak olursak durum öyle ya da böyle insan evladının belini büktü.

Turkuaz tablonun son haftalarda kendini iyice kaybetmesinin ardından, bir yıldır korona gündemiyle toplanan Kabine bir kez daha yeni kararlar aldı. Günlük vaka sayısı 40 bini buldu, bu da son dönemlerin en yüksek rakamı. Korona belası her geçen gün içimizdeki korkuyu artırmaya devam ediyor. İtiraf edelim kendimize, ara ara virüs yokmuş gibi de davranabiliyoruz, bu zafiyetlerimizin bedeli de bir hayli ağır oluyor. Bu meret görmemezlikten gelmeye de gelmiyor. Maske, mesafe artık yaşam tarzımız ama neden maske taktığımızı unutmak istiyorum ben de çoğu zaman... O değil de, yüzümüzdeki maske çizgileri genetik bir faktör olarak yüzyıllar sonra araştırma konusu olacak.

Ramazan ayı geldi çattı. Şunun şurasında ne kaldı. Müslüman alemi Ramazan'ın manevi atmosferine hazırlanırken kabinede alınan kararlara göre; lokanta ve kafe gibi işletmeler, hizmetlerini paket servisiyle sınırlandıracak ve toplu iftar ve sahur gibi etkinlikler gerçekleştiremeyecek. Güzel ülkem, pandemili sürecinde bir kez daha Ramazan ayını idrak edecek. Geçtiğimiz yıl oldukça sıkı uygulamalar vardı, bayrama kadar iş oldukça sıkı tutulmuş, milli bayramlarda bile bayrağımızı balkonlardan sallamıştık. Bu sene o kadar bile olmayacak gibi. En çok görünen kalabalık ortamlar pide kuyruklarıydı geçtiğimiz yıl, korkumuz taze, bize ve çocuklara sunulan gün ve saatlerden başka kafamızı dışarı çıkarmıyorduk. Bu durum olumlu olarak sonuç vermişti ama sonrasında turizmin her yerde açılmasıyla, bu günlerin zeminini de hazırlamıştık. Aferin bize.

Kararlara dönecek olursak her yerde sokağa çıkma sınırlaması akşam 21 ve sabah 5 olarak devam edecek. Haritada kırmızı olan illerde, ki bu illerin sayısı 58'e çıktı, sadece pazar günü olan sokağa çıkma yasağı cumartesi ve pazar olarak yine bir kaç hafta önceki haline döndü. Böyle olacağını zaten söylemiştik. Vaka, ölüm sayıları düşmedikçe esnetme kararının yanından bile geçilmemesi gerekiyor. Bir de hala tam anlaşılamayan mutasyonlu virüs yayılımı her yanda mevcutken. Daha önce de söylediğimiz gibi insan sağlığı ve canı için yaptırım önemli. Kararlı ve öngörülü olmak lazım.

Eğitim sistemi ile ilgili karar da çarşamba günü netleşti.  Artık değişmemesini umduğum bildiride, önümüzdeki salı günü uygulanmaya başlanacak olan değişikliğe göre, "yerinde karar" uygulamasıyla yüz yüze ve uzaktan eğitim il bazlı olarak devam edecek.  Geçtiğimiz günlerde de okullara giden diğer bir yazı da çarşambaya kadar sınavların bitirilmesi ile ilgiliydi. Öğrenci-öğretmen-veli üçgeni arasındaki iletişimi de olumsuz etkileyen bu süreç herkesi yormaya başladı. Zaten evde olmanın sıkıntısı yaşayan insanlar bir de sürekli karar değişimlerine yeniden ve yeniden uyum sağlamakla uğraşıyor. Kalabalıklardan uzak  durmaya mecbur kalarak yalnızlığa alıştığımız gibi, çocuklar da okuldan soğumasalardı bari...

Geçtiğimiz hafta sırt ağrısı ve halsizlik şikayetiyle hastaneye gittim. Son dönemlerde tanıdıklarımdan testi pozitif çıkanların ilk belirtisinin de sırt ağrısı olması beni oldukça endişelendirdi. Test olmak için kalabalıklar içerisinde bekleme ve ardından muayene ve Kovid-19 test aşamalarım, toplamında 3.5 saatimi aldı. Bekleme odasında yığılma yapılmaması konusunda ne kadar uyarı yapılsa da sıra numarası da ellerinde olan hastalar o kadar saat boyunca birbirlerinden ayrılmadılar diyebilirim. Hakikaten bazen anlam verilemeyecek durumların içine atıyoruz birbirimizi. O kadar yığılma olması son zamanlardaki artış olarak görüp herhangi bir sorgulama ve eleştirme içine girmiyorum ama testlerim yapılırken, sedye örtülerinin binlerce kez kullanılmış olduğunu söyleyebilirim. Kalp grafiğimi çekecek olan doktora bu konudaki rahatsızlığımı dile getirdiğimde aldığım cevap "böyle maalesef" oldu. Bu pandemi döneminde göz nurumuz olan sağlık çalışanları o örtüleri değiştirmeyecek elbette ama kontrolünü sağlamak zorunda değiller mi ya da o örtülerin değişmesi gerekmez mi? O gün, o kadar işkillendim ki, aman negatif olan pozitif çıkar buralardan dedim... Neyse ki belirtilerim çok belirgin olmasına rağmen test sonucum negatif çıktı... Çift maskeyle hayatıma devam ediyorum.

Hepimize şifalar dilerim efendim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sima Güleser Polat Arşivi