Corona turizm ile biter (!)
Bugün bayram. Ama corona tedbirleri nedeni ile yine çocuklarımız bayramı bayram gibi kutlayamayacaklar.
Salgın düşünüldüğü zaman, ölüm sayılarının rekor üstüne rekor kırdığını gördüğümüz zaman törenlerin kısıtlı bir şekilde yapılacak olması da normal.
Ama belli bir kesim bu işe öfkelenirken, belli bir kesim de “ohhhhhhhhhhhh... ohhhhhhhhhhh” diyor.
Sonra diyelim ki diğer kesimin eline cenaze törenleri, mitingler geçiyor. Onlar “ohhhhhhhhhh. Ohhhhhhhhhhh” derken diğer kesim öfkeleniyor.
Peki bu işten kim kazançlı çıkıyor?
Hiç kimse.
Peki kim kaybediyor?
Millet... Millet...
Yani ister bayram olsun ister cenaze. İster eğitim isterse spor.
Yapılan bir şeye 40 milyon aferin diyerek alkış tutarsa, diğer 40 milyon da “yuuuh” derse sonumuz ne ola?
Hadi bugünü kolay atlattık.
Ya önümüzdeki Ramazan Bayramında ne yapacağız?
...........
Bana bu konuda çok soru sorulduğu için bazı küçük küçük tüyolarla yorum yapabilir miyim?
Benim tahminlerime göre Ramazan Bayramında kapanma olmayacak.
Niye böyle düşünüyorum?
Bir; Bakın Sağlık Bakanı Koca iki gün önce bir tweet attı kimse görmedi. Ya da görmezden geldi. Bunun daha da korkuncu insanlar Bakan Koca’nın dediklerine inanmaz oldular.
Biz inanarak Bakan Koca’yı dinlediğimiz zaman Sayın Bakan diyordu ki, vaka sayılarındaki çıkış durdu. Bundan sonra rakamlarda düşüş bekleniyor.
Yani biz istersek bayramda kapanma olmasın derken Sayın Koca işaret fişeğini şimdiden atmış oldu.
İkiiiii; kapanarak ne olacak?
Kapandık ne oldu?
Salalım insanlar yaşaya yaşaya sağlıklı kalmayı öğrensinler. En iyisi bu formül değil mi?
Sokakta caddede kim, hangi kurala uyuyor ki?
Dün sabah İstanbul Caddesi, Türbe bölgesi, Kadınlar Pazarı, Larende biraz turladım.
Kim öle, kim kala.
Milleti bırakın dolmuşlarda ayakta bile yer yoktu.
O zaman biz niye kendimizi temize çıkarmak için suçlu arıyoruz ki?
...........
Geçen yaz aylarını bir hatırlayın.
Türkiye’nin her yerinde corona vardı değil mi?
Anadolu coronadan kırılıyordu.
Peki Akdeniz’de, Ege sahillerinde bir tek corona vakası var mıydı?
Yoktu.
İşte bütün formül bu.
Türkiye bütün corona hazırlığını turizm üzerine kurdu baylar bayanlar.
İster kabul edin isterseniz etmeyin.
Ama karpuz kabuğu denize düşer düşmez bizde corona yasakları kalkmış olacak.
******
DİLENCİLERE GÖZ AÇTIRILMIYORMUŞ (!)
Dün bizim gazete de dahil herkes haber yapmıştı “Konya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı” dilencilere göz açtırmıyormuş.
Yahu yapmayın Allah aşkına.
Bizim arkadaşlara da kızdım.
Yahu şehrin her yerinde dilenci kaynıyor.
Ramazan öncesi kavşaklarda caddelerde olan dilenciler şimdi bütün marketlerin fırınların insanların olduğu her yerde aile boyu dilenen insanlar.
Kim ne derse desin.
İğneyi kendimize de batırmak zorundayız.
Bu haberi okuyan tüm insanlar bize küfrettiler.
Ben onlardan kendi adımıza özür diliyorum.
.........
Belki yasaların elek gibi olmasından Zabıtanın da yapacağı bir şey yoktur.
Zabıta görevlilerinin de elleri kolları bağlıdır.
Ama ortadaki koskoca gerçeği de üç satıra sığdırıp kendimize küfrettirmemek gerekir diye düşünüyorum.
*******
İKİNCİ DOZ AŞIYI OLAN DA CORONA OLABİLİYORMUŞ
Yine gördüklerimizle duyduklarımızla her gün yeni yeni şeyler öğrenmeye devam ediyoruz.
Şimdi size Konya’dan ve dün yaşanılan bir olayı aktarmak istiyorum.
Biliyorsunuz sağlıkçılarımız ikinci doz aşılarını da oldular,
Oldular ama böyle ikinci doz aşısını olan bir doktorumuzun testinin pozitif çıktığını öğreniyorduk.
Yani doktorumuz corona olmuştu. Karantinaya alınıyordu.
Şimdi birileri çıkıp “Bak gördünüz mü iki kez aşı olan yine corona oluyor. Demek ki aşı boş” diyebilir.
Bu şu demek.
Bu mikrop sürekli olarak kendini yeniliyor. Yani mutasyona uğruyor.
İkinci doz aşıdan sonra yeniden corona olabiliriz.
Ama bunu çok hafif kırgınlıklarla ayakta geçirebiliriz.
Yani insanlarımız yoğun bakımlara alınmaz.
Yani her gün 350 küsur insan toprağa verilmez.
Ve yine sağlık sektöründeki insanların korktukları o Güney Afrika illeti ülkemizi bizleri sarmaz.
İngiliz ile idare edip durumu ayakta kurtarırız.
******
DÜN ARİFE GÜNÜ GİBİYDİ
Yine kendi merkezimizden bir konuyu değinelim.
Çarşamba akşamı 23 Nisan gününde yasak olduğu açıklanınca dün sabahtan itibaren şehrin güzel insanlarının halini bir görecektiniz.
Uzaktan insanlarımızın alış verişlerini, telaşlarını, paniklerini izlerken Allah’a hep dua ediyordum. Dahası yalvarıyordum “Ya rabbim bu milleti yoklukla, yoksullukla terbiye etme”...
.......
Tabii ikinci duamız da “Ya rabbim en başta beni ve ailemi olmak üzere ıslah et”
******
RİZE BUNU DA MI YAPTI?
Dünkü yazımıza yapılan yorumlardan birisi de Ankara’daki dostumuz Dr. Ahmet Öztemel’dendi. Benim haberim yoktu.
Dr. Ahmet Hoca yazınca öğrendim.
Haberiniz yoksa sizinle birlikte okuyalım;
“Adamlar “plakayı tabela yaptık astık” diye başlık attılar. En çok da o ağrıma gitti”
.........
Dostumuzun yazdıklarına inanırım.
Ama gerçekten bunu da yaptılarsa onlara şapka çıkartıp bizim bir daha aynaya bakıp suratımıza bakmamız gerekir.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Gemi karaya vurmuşsa. Deniz son sözünü söylemiştir
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kısa sürede çalışmadan, emek vermeden, alın teri dökmeden köşe dönmenin yasal ve helal yoldan olmayacağını idrak edebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.