Geçmişi ve geleceği ile sohbet edebilen bir sanatçımızın dilinden…
…Yaz dostum,
Altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum,
Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?
Dijital çağda ihmal edilmemesi gereken konular listesi oldukça uzundur. İnsanımızın duygu yönünden besleneceği kaynaklardan uzak kalması beraberinde istenmeyen psikozlara davetiye çıkarabilir. Buna bir de insanların yeterince kafalarını kaldırıp yukarı bakmayı ihmal etmeleri de eklenince kalplerinin kararması da gecikmeyecektir.
Çocuklarımızın kalplerinin kararmaması için bilişsel, psikomotor becerileri kadar, duyuşsal becerileri de büyük önem arz etmektedir. Aksi durumlar da ve duyuşsal alanların ihmalinde ne mi olacak? Düşünceleri yaptıklarından ırak, duyularının mutlu olmaktan engellendiği, bedeni yorgun, anlamsızlık kaygısı yaşayan, sanal ve gerçek dünya ayrımını yapamayan bir dijital neslin, tasarlanan hibrit dünyada bizleri beklediğine de hep birlikte istemesek te şahit olacağız.
Çocuklarımızın akademik başarılarının yanında, duygusal ve sosyal becerileri de eşzamanlı olarak kazanmalarına gereken önemi vermek bizden öncekilerin olduğu gibi bizlerinde asli görevlerinden birisi olmalıdır.
Sıkça dile getirilen ‘’Türkiye Yüzyılında’’ Yaratılanı yaratandan ötürü severiz anlayışını hâkim kılmak, öncelikle insan olmanın ortak paydasında, duygu ve ihtiyaçların birliğinde buluşmak zorunda olduğumuzu bilmek ve hissettirmek önem arz etmektedir.
Bir toplumun bireylerinde “Geçmişi ve geleceği ile sohbet edebilen bir insan” olmak şahsiyet olabilmek için önemli ve anlamlı bir gelişim aşamasıdır...
Fikirleriyle, geride bıraktıkları eserlerle özellikle çocukların ve gençlerin gönül dünyalarına değerler kattığına inandığımız, ‘’geçmişi ve geleceği ile sohbet edebilen’’ nadir şahsiyetlerden biri olan Barış Manço, 01 Şubat 1999 tarihinde bedenen aramızdan ayrılsa da geçen onca zamana rağmen insanımızın gönül dünyalarındaki yerini halen korumaya devam ediyor.
Düşüncemize göre bu işin sırrı, onun toplumuna olan aidiyet duygusunun güçlü olmasından kaynaklanıyor.
Barış Manço; kadim kültürümüzü görmezden gelmeyen, güçlü mazisini bilen, bu topraklara ruh üfleyenleri tanıyan, dünyaya umut olan, yüreğinde baharı taşıyacak gençlerimizi yetiştirmek adına yaşadığımız coğrafyanın iklimiyle birlikte kültürel zenginliklerinde farkında olan sayılı sanatçılarımızdan birisidir.
Bir eğitimci olarak Barış Manço’nun şarkılarını incelediğinizde Değerler Eğitimine ve kazandırılmak istenen Duyuşsal Becerilere Yönelik olarak çok sayıda içerikle karşılaşmamız bizleri bu yüzden şaşırtmıyor.
Onun geride bıraktığı eserlerinde nelerle karşılaşabiliriz?
Affedici olma, cömertlik, çalışkanlık, dürüstlük, hoşgörü, onurlu olma, iyi niyetli olma, sadelik, saygı, sevgi, duyarlılık, kanaatkârlık, vefalı olma, nezaket, insana değer verme, sabır, aile, bağımsızlık, dostluk, merhamet, namuslu olma, sağlıklı olmak, şükretme, misafirperverlik, helâl kazanç, selamlaşma, dünya malına tamâh etmeme, eşitlik, kul hakkı gözetme, bereket, nasip/kısmet, işini iyi yapma, hak ve helalleşme vurguları gibi birçok kadim değerlerimiz ve daha fazlasına rastlamamız söz konusudur.
Sanatçının eserlerinde bu değerlerden sadece bahsetmenin ötesinde yaşanılır kılmanın da önemi hep vurgulanmıştır.
Bu değerlerin sergilenmesini sağlayan davranışların, tutumların, inançların ve kavramların sanat hayatı boyunca sanatçı tarafından da samimi şekilde öncelenmiş olması ve şarkı sözlerinde yer alması, onun eserlerinin kalıcı olmasında ve çocukların kalbinde ve insanımızın gönül dünyasında var olmasının da en önemli unsurları arasındadır.
Türkiye Yüzyılında farkındalık duygularımızla, dünyayı memleketi bilen bir anlayışla hareket etmek zorundayız.
Çocuklarımızın Rahmetli Barış Manço gibi rol model sanatçılardan kazanacağı yönlerden biriside geleceğe yönelik ön görülerde bulunmak olacaktır.
Çocukların “Geçmişi ve geleceği ile sohbet edebilen bir insan” olan Barış abilerinin 1974-1975 yılları arasında, 2023 yılı için yazdığı, farklı anlamlarında yüklendiği ‘Kayaların Oğlu’ isimli bir şiiri ile yazımızı bitirelim.
Barış Manço 2023 (Kayaların Oğlu)
“1923’ün ılık bir ekim sabahında,
Kayaların toprağa dikine saplandığı yerde doğdum,
Toprak anayla kaya babanın oğluyum ben,
Toprak anam sevgi dolu, bereket dolu,
Toprak anam sessiz, ama toprak anam dopdolu…
Toprak anam toprak anam Anadolu,
Babamsa sağı solu belli olmaz,
Bir gürledi mi yer yerinden oynar,
Göğsünde çatırdamalar olurmuş,
Onun için derdi, onun için sayısız irili ufaklı,
Kaya parçaları vardır bu topraklarda,
Ve sen benim oğlum
Ve sen kayaların oğlu,
Bu taşı toprağı bir arada tutacaksın,
Kolay değil kayaların oğlu olmak,
Kuzeyden esen rüzgara,
Güneyden gelen kavurucu sıcağa,
Karşı koruyacaksın onları,
Kolay değil, kolay değil,
Kayaların oğlu olmak,
2023’ün ılık bir ekim sabahında,
Bacaklarımda hafif bir uyuşma ile uyandım,
Ve sanki yüz yıllık ulu bir çınar gibi,
Kök salmaya başladım o sabah,
Ve ilk kez sağımda solumda asırlardır,
Durmakta olan diğer çınarları fark ettim,
Doğudan hafif bir seher yeli yükseldi,
Ve asırlık çınarlar beni de aralarına aldılar,
Ve 2023’ün ılık bir ekim sabahında,
Yeni bir kayaların oğlunun doğuşunu,
Beraberce seyre koyulduk…”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.