Şükür kavuştuk ramazan ayına. Bu yıl hüzünlü de olsak, bir sevinç var  gönlümüzde. Hadis-i Şerifteki müjde gibi “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluştur.” Büyük müjde ise Kadir Gecesi. 1000 aydan daha hayırlı olan bu geceyi hepimiz ihya etmek isteriz.

Bu yıl sevindirici olan, Danimarka’daki Müslümanlar  aynı  günde başladılar ramazan ayına.

Oruç tutma süresi 17 saat. Uzun olsa da  oruç tutma oranı yüksek maşallah.

Hikmetini bilmeyiz. Belki de elimizdeki nimetlerin kadir kıymetini bilemedik, nankörlük yaptığımız için, paylaşmasını bilmediğimiz için gitti elden o güzellikler.

Nasıl yaşanırdı ramazan Danimarka’da? Türkiye’dekinden farkı yoktu genelde.

Türkiye’de olduğu gibi burada da ramazana has olan etkinlikler yok haliyle.  Zenginin zengini davet ettiği, fakirin çağrılmadığı iftar sofrası da yok. Ne ailelerin iftarları, ne cemaatlerin iftarları, ne de iftarshowlar var.  Teşbihte hata olmasın, tabir caizse iftarlar ’Alman işi’ oldu bu yıl, herkes yediğini evinde kendisi pişiriyor, kendisi yiyor. Yapmak isteyene başka alternatifler var elbette. Türkiye’de veya başka ülkelerdeki fakirlere iftar yaptırma imkanı bir tık kadar kolay.

Maide-i Kur’an programları düzenlenirdi her ramazan ayında ve ünlü kariler (Kur’an-ı Kerimi güzel okuyanlar) gelirdi o da yok bu yıl.

Herkes zaten geldiği şehirli hâlâ  burada. Konya’dan gelen Konyalı, Sivas’tan gelen Sivaslı. Geleli 50-60 yıl olsa da geldiği şehrin, köyün kültürünü yaşatıyor.

Ramazan başlamadan 5-10 gün önce ekstra erzaklar alınır, bazı yemekler yapılır derin donduruculara konulur. İnsanların çoğu çalıştığı için, işten geldikten sonra yorgun argın yemek yapmak, çocuklara bakmak zor elbette.  8 saat iş, yolda geçen zamanla beraber 9-10 saatlik bir yorgunluk.

Son yıllardaki teravih tartışmaları, teravihe devam eden cemaati azaltmış olsa da, teravihler kılınırdı çoluk çocukla.

Türklerin kıldığı teravihi bilirsiniz zaten. İsterseniz Müslüman Arapların ve diğer milletlerin teravih namazını  anlatayım kısaca size.

Namaz kılınmasa da Pakistanlıların  camileri  yine süslü olacak bütün Ramazan boyunca.

Arap camileri renk cümbüşü olurdu, tıpkı hacdaki müslümanlar gibi. Desen desen, rengârenk kıyafetler, çeşitli milletlerden ve ırklardan müslümanlar. Araplar, yatsı ezanı okunmadan erkence gelirler camiye. Genellikle iki rekat tahiyyatül mescid namazı kılarlar camiye girince. Bazıları tefekkür eder, bazıları raftan bir Kur’an-ı Kerim alır okur, az bir kısmı da kendi aralarında sohbet yaparlar.

Bazı aileler 3-4 yaşındaki kız ve erkek çocukları ile beraber gelirler camiye. Çocuklar uslu uslu dururlar maşallah. Çocuklar yaramazlık yapsalar da onlara kimse kızmaz.

Teravih namazını mevsime göre 8 veya 20 rekat ağır ağır kılarlar. 20 rekat kılarlarsa,  10 rekattan sonra 20-30 dakikalık mola verirler. Molada cemaatin çoğu dışarı çıkar, yer içer. Camide kalan cemaate sohbet yapılır. Mola bitince teravihe devam edilirdi. Çalışmayanlar namazdan sonra  sohbet faslına devam eder ve bazıları  sabah namazına kalırlardı.

Ramazanın son 10 gününde itikafa giren özellikle gençler  görülürdü Arap camilerinin bir köşesinde.

Türklerin camilerinde, genelde emekli kadınların ve erkeklerin katıldığı mukabeleler okunurdu, onun yerini şimdi facebooktan mukabeleler aldı. 10-15 yıldır camilerde iftar yemeği verirlerdi, haliyle bu yıl yok.

Yıllardır çeşitli milletlerden oluşan gençlerin organize ettiği, açık havada paralı iftar verilir, parası dünyadaki muhtaçlara ve yetimlere verilirdi. Bu yıl malum sebepten dolayı yapılamıyor. Gençler pes etmedi, bu yıl bir başka versiyonunu başlattı. Sosyal medya ile ilanlara başladılar bir hafta önce. Herkes iftara katılmışcasına veya misafirlerine iftar yaptırmış gibi iftar parasını tasadduk ediyor. Her bir iftarlık 200 kron yani 200 TL. Hedefleri 500 bin kron toplamak. Toplanan yardımlar savaş bölgelerindeki mazlumlara, öksüz ve yetim çocuklara gönderilecek.

Türkler’in dışındaki müslümanlar, bayram namazını 10-15 bin kişilik spor salonlarında veya meydanda beraber kılarlardı. Bütün aile süslenerek namaza gelirler, bayram sonu çocuklara hediyeler dağıtılırdı.

Kopenhag’da açık havada toplu bayram namazı