ÖTV MUAFİYET MAĞDURİYETİ
Engellilerin toplumsal yaşama katılabilmesinin en önemli unsurlarından birisi ulaşım/taşıma sistemidir. Maalesef ülkemizdeki toplu taşıma sistemi, engellilerin yararlanabileceği yeterlilik ve nitelikte değildir. Bu alanda sürekli yapılan yasa yürürlük ertelemeleri uzun yıllardır toplu taşıma araçlarının engellilere uygun hale getirilmesini engellemektedir.
Toplu taşıma sisteminin yetersizliği engellileri zorunlu olarak bireysel araçlarıyla ulaşımlarını sağlamaya yöneltmektedir. Ancak bu noktada vergi sisteminin getirdiği aşırı yükler otomobil fiyatlarını çok yükseltmekte, bu nedenle engellilerin araç alımına kısmen vergi avantajı sağlanmaktadır.
Engelliler açısından araçların niteliği oldukça önemlidir. Bu konuda bazı kişilerin “sürüş ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan araç” diye SUV/Crossover veya lüks model araçları öne çıkardıkları gözlenmektedir. Bu tip yaklaşımlar sorunun odak noktasını gözlerden kaçırmaktadır. Gerekçe ile niyet arasında bir uyum söz konusu değildir ve haklı bir talebin değersizleştirilmesine hizmet etmektedir.
Engellilere uygun ve engelli dostu araç tasarımı ve üretimi yaygın değildir. Bu nedenle araçlar satın alındıktan sonra yasal zorunluluğun da gereği olarak engelli kullanımına uygun hale getirilmektedir. Haliyle yapılan dönüşüm işlemleri araç alan engelliye yeni bir mali yükü daha getirmektedir. Yine özellikle ağır engelliler için alınacak araçlar, engellinin örneğin akülü veya normal tekerlekli sandalye veya gerektiğinde sedye ile taşınmasına uygun boyutlarda olmak zorundadır. Böylesi araçlar ise boyut olarak olduğu kadar fiyat olarak da oldukça büyüktür. Bir de bunlara asansör, rampa vb. donanımlar eklenmesi bir aracın maliyetini oldukça yükseltmektedir.
Sağlanan vergi avantajıyla araç alımından yararlanmada bir fiyat üst sınır getirilmiş bulunmaktadır. Bu sınır 2022 yılı için 450 bin 500 TL’dir. Şubat-Mart aylarından itibaren yaşanan gelişmeler motorlu araç fiyatlarının olağanüstü yükselmesine neden olmuştur. Bu anlamda engelliler için konulmuş üst fiyat sınırı, oldukça geride kalmıştır. Üst sınırın yeniden değerlendirme oranındaki artış bu gelişmelerle tamamen anlamını yitirmiştir.
Dolayısıyla yeniden değerlenme oranında artış, engellilerin alması gereken araç modelleri açısından son derece yetersiz kalmaktadır. Karşı karşıya kaldığımız sorun, yeniden değerlendirme oranının Cumhurbaşkanlığı yetkisiyle artırılmasıyla çözümlenemez olduğu yaşadığımız bu süreçte aşikardır.
Engelliler ve aileleri, bütçelerine uygun şekilde araç edinebilmelidir. Hatta bütçesi yetersiz olan engellilere araç alım desteği sağlanabilmelidir. Bütün bunlar hükümetin ve Meclis’in soruna yaklaşım ve çözüm anlayışıyla ilgilidir.
Karşımıza sıklıkla çıkarılan konu engellilere sağlanan avantajların kötüye kullanımıdır. Motorlu araçlar konusunda bunun tipik örneği ağır engellilerin aldığı veya alınan araçların kullanımında görülmektedir. Bu ciddi bir sorundur ve bunun mağduru yine engelliler olmaktadır. Sorun ağır engellilerin ulaşımının kısıtlanmasına yol açmayacak şekilde ve caydırıcı yaptırımlarla mutlaka çözülmelidir.
Engelli ÖTV mağduriyetinin giderilmesi noktasında, çözüm için ilk etapta bir kaç öneride bulunmak isterim:
1) Engellilerin, engelli olmayan kişilerce ve engelli bireylerin kendisinin, tanınan hakları suistimal edilmesini caydırıcı ciddi yaptırımlar getirilmeli.
2) Engelliler için araç alım bedeli üst sınırı kaldırılmalıdır. Bu şekilde fiyat artışları vb. nedenlerle yaşanan sorunlar sıkı kontrol ve tedbirlerle aşılabilir.
3) Ağır engellilerin araç alımı ve kullanımında bazı yeni kurallar getirilmeli, trafik denetimleri artırılmalı, hakkın kötüye kullanımının önüne mutlaka geçilmelidir.
4) Engelliye tahsis edilmiş araçta, aylık olarak belirlenecek makul bir bedel yakıt alımı ÖTV’den muaf tutulmalı. Ekonomik şartları el vermeyen birey toplu taşıma araçlarına yönelerek tasarrufa gidebilir, ancak engellinin bu şartlardaki tasarruf tedbiri eve hapis olmaktır.
5) Engellilere ayrılmış otoparklardaki aracın engelli aracı olup olmadığına dair karmaşa, sadece engelli logolu plaka zorunluluğu ile ortadan kaldırılabilir. Eskiden olan bu zorunluluk, kişilik haklarını ihlal gerekçesi ile kaldırılmıştı.
6) Her vergi dairesinde, görevlinin mevzuatı farklı yorumlayıp, farklı evraklar talep etmesi ve uygulamaya yorum getirmesini önüne geçilmeli. Kanun ve yönetmeliklerin tek düze uygulanmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesi. Gerekirse bu alanda görevli personelin merkezi bir birimde idare edilmesi.
7) Yetkili sağlık kurulları ile vergi daireleri arasındaki irtibat kopukluğu giderilmeli. Birbiriyle bağımsız hareket eden bu kurumların arasındaki raporda metinde olması gereken ibare çıkmazı engellinin defalarca bu iki kurum arasında mekik dokunmasına sebebiyet vermektedir.
En azından başlangıç için yığınla problemle boğuşan engelli ve ailelerinin, ilk etapta uygulanmasını tavsiye ettiğim bu teklifler umarım en kısa zamanda uygulamaya konarak engellilerin ÖTV mağduriyetlerine çare olur.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.