Kar yağdı... Aklıma yaz düştü...
Tüm Türkiye kar altında. Yurdun dört bir yanı beyaza büründü. Özlenen görüntüler aslında. Çok da bekledik. Şunun şurasında ne kaldı mevsimin görevini bahara bırakmasına. Mart kapıdan da baktırır mı bilinmez ama tam da barajlar kurudu, yer altı suları çekildi derken içimize, toprağımıza su serpildi. Diğer yandan kar çile ile geldi, beklesek de hazırlıksızdık. Kar seraları yerle bir etti, fırtınası çatıları al aşağı etti, kazalar meydana geldi, maddi zararlar oluştu. Evlerinde insanlar ekonomik olarak üşüdü, pandemi süreci doğal olaylara da eşlik ederek her şeyi daha da zorlaştırdı.
Küresel ısınma iklim değişikliklerine, zamanlarının değişmesine, hatta karasal iklimde olan bölgelerin artık iyiden iyiye tropikal iklime geçişine neden oldu. Bu da demek oluyor ki; Türkiye de tropikal iklime doğru eviriliyor. Fırtınalar, hortumlar, seller... Çok nadir yaşanan bu doğa olayları artık bizim gerçeğimiz olacak gibi.
Yaşanan bu doğal olaylar, tarımı, çiftçiyi, turizmi çok fazla etkiliyor. Turizm ve tarım ilişkisi yadsınamaz bir gerçek. Turizm son 10 yılda kendini çok iyi denilecek seviyede toplamışken son bir yılda pandeminin olumsuz etkisinde kaldı. Bu durumdan sadece otel işletmecileri, otel çalışanları ya da turistik bölge esnafı etkilenmedi. Bu gelişen süreçten en çok etkilenen çiftçiler ve turisti ayağımıza getiren ekolojik tarım üreticileri oldu. Ekolojik tarımın ismi Agro turizm olarak da biliniyor ve bununla beraber son yıllarda da kendini de turizm sektöründe iyiden iyiye göstermeye başladı. Agro turizmi yani ekolojik turizm, turistleri ülkemize çeken ilginç, eğlenceli, faydalı ve ekonomik olarak turizm kazanç kapılarından biri idi. Ülkemizin yerel mutfağının tanıtımında oldukça etkili olan bu sistemde, özellikle Avrupa ve ABD'den gelen turistleri değişik tatil ihtiyacını verimli bir şekilde karşılamasını sağlıyor. Sadece sahil kentlerini değil Anadolu'nun dört bir yanında kendine yer bulan bu tarım yöntemi, turistlerin yanında şehir hayatından kaçan yerli turistleri de toprakla buluşturuyor... Ta ki geçtiğimiz yıla kadar...
Çiftçi zor durumda...
Konya Merkez ve İlçe Ziraat odası başkanlarından yakın dönemde gelen "Gıda Krizi" uyarısı oldukça dikkat çekiciydi. Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, geçtiğimiz yılın ciddi mücadeleyle kapandığını ama bundan sonra ilerlemekte zorluk yaşayacaklarını söyledi.Finansman sıkıntısı, kredi borçları, doğal afetlerin ve meteorolojik kuraklığın önlem alınmazsa küresel krizi getireceğinden emin konuşuyorlar. Tarım sektörüne pozitif ayrımcılığın yapılması gerektiğini söyleyen Yağız, mağduriyetin de azaltılmasını istiyor.
Diğer yandan tarım ihracatı durma noktasında. Kovid-19'un durdurulamaz yayılma hızı, üretimi doğrudan etkiledi. Can güvenliği nedeniyle alınan kısıtlama kararlarından dolayı, ekim zamanlarının geçmiş olması üretim zincirinin de kırılmasına neden oldu. Aşılama sonuç verene kadar da bu durum kolayına toparlanamayacak. Öncelik üretimin, bu durumda kendi ülke vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak noktasında olan ülkeler, birbirlerine olan ihtiyaçları da kademeli olarak durdurmak zorunda kaldı. Ülke sınırları içerisinde olası gıda krizinin önüne geçilmesi için alınan bu önleme en büyük Buğday ihracatçımız Rusya'nın buğday ihtiyacını pandemi nedeniyle geçici olarak kademeli olarak durdurması gösterilebilir. Toplumun yiyecek tüketim ihtiyaçlarının da oldukça değişmiş olması ülkelerin kendi yerel politikalarına ağırlık vermesine neden oldu. Sonuç olarak köklü olarak değişen bu durum tarımı, çiftçiyi içinden çıkılması oldukça zor bir duruma soktu. Çiftçi borçlarının ötelenmesi, destek politikalarının yeniden gözden geçirilmesi, Anadolu ve aile çiftçilerini bir nebze de olsa rahatlatacak.
Bilim kurulu bahar sonunda aşılamaların olumlu sonuç vereceğinden ümitli. Bu da demek oluyor ki baharda ekim sürecinde çiftçi, önümüzdeki yaz döneminden biraz daha umutlu olacak. Her şey aşılamaya bağlı aslında. Umalım ki; tedbirlerden sonra somut olarak tek atış hakkımız olan aşı, tez zamanda sonuç vermeye başlar; turizm ve tarım bir olur ülkemizin kalkınmasında olumlu etkisini göstermeye devam eder.
Bugün Cemre havaya düşüyor. İlkbaharın ilk adımı... Cemre düştüğünde içimize de bahar düşüyor... Ve bir öneri daha! Bu günlerde başınızı kaldırıp göğe bakmayı ihmal etmeyin zira sığırcık kuşlarının sürpriz dansı her an sizi büyüleyebilir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.