Sima Güleser Polat

Sima Güleser Polat

Ne yarasa ne de pengolin, dünya küçüldü...

Ne yarasa ne de pengolin, dünya küçüldü...

Covid-19 virüsü hayatımıza girdiğinden bu yana bu noktaya nasıl geldiği ile ilgili birçok komplo teorisi gündeme geldi. İlk zamanlarda sebep olarak, hastalığın başlangıç yeri olan Çin'in, deniz ürünleri satış pazarında yasadışı satılan yarasalar gösterildi. Küresel olarak inandığımız bu gerçek üzerinde pek çok ülke Çin'e karşı duygusal önlemlerin dışında, öfkeli ambargo koyma yollarına kadar gitti. Üzerine bu hastalığı sınırlarından ilk dışarı atma zaferini Çin'in kutlamış olması da ülkenin dünyaya karşı gerçekleşmiş bir komplo kurduğu savlarını da geçici olarak kanıtlamış oldu.

Bilim insanları dünyanın karşılaştığı bu hazırlıksız salgının ardından, yayılmanın önüne geçmek için ve bir yenisine daha hazırlıklı olmak için yarasalar üzerinde çalışmalarına ağırlık verdi. Araştırmalarda yarasalara odaklanılmasının elbette birçok nedeni var. Geçmişi çok masum olmayan yarasalar, dünya üzerindeki birçok salgının sebebi olarak gösteriliyor. Yarasalar, dünyayı bölgesel olarak tehdit edip, sardığı yerleri kırıp geçiren SARS, Ebola, MERS gibi hastalıkların ya kaynağı ya da aracı etkeni olarak karşımıza çıkıyor. Hatta 2019 yılında yapılan bir araştırma da bunu kanıtlar nitelikte. Zira yarasalar, diğer virüs kaynağı memeliler olan kemirgenler, maymunlar ve etoburlara göre, insanlara daha çok virüs taşıyor. Bu konuyla ilgili Wuhan'dan gelen araştırma sonuçlarına göre; virüsün yayılımı yarasanın bir pengolini ısırması sonucu ortaya çıktı. Böylelikle dünya en geniş kapsamlı salgının içine düştü. Geçtiğimiz yıl yapılan başka bir araştırma sonucu ise; küresel çabamız Korona virüsün, yarasalardan insana pengolinler yani pullu karıncayiyenler aracılığı ile geçtiğini gösteriyor. Ortaya atılan sonuç; pullu karıncayiyenlerin sadece Asya'da değil Afrika'da da yaşam sürdüklerine dikkat çekiyor.

Bu sonuçlar ışığında bilim insanları yüksek derecede bulaşıcılık gösteren ve insanlar için ölümcül sonuçlar doğuracak virüslere karşı küresel salgınları şimdiden durdurmak niyetinde. Yeni dünya düzeninde salgınların eskiye nazaran bölgesel seyretmeyeceği konusunda hemfikir olan araştırmacılar, şimdilerde onca araştırmaya rağmen virüsün kaynağı konusunda net ve ortak diyebileceğimiz bir karara varmış değiller.

Kelebek etkisi denilebilecek bir şekilde yayılma gerçekleştiren virüs şu anda doğal bir evrim geçirmiş olsa da hala hayatımızın merkezinde kalmayı sürdürerek insanlar için tehdit oluşturmaya devam ediyor. Araştırma ekiplerinden gelen sonuçlara göre, kanıtlanmaya en yakın sonuç; virüsün insanlara bir konakçı hayvandan geçtiği bu türlerin de ya nal burunlu yarasa ya da pengolinden geçmiş olması. Pengolinden geçmiş olma ihtimalinin yüksek olma nedeni; protein yapılarının tıpkı insanlarda olduğu gibi dikenli protein yapısında olması, bu olabilirliği güçlendiriyor. Bu şekilde virüs,  benzer yapılarda on yıllar süren doğal evrim geçirebiliyor ve benzer nitelikte anatomilerde kendini daha hızlı geliştiriyor.

Bu gelişmelerle beraber virüs ve onun yarattığı salgınların bundan sonra küresel sorun olarak karşımıza çıkacağını anlayabiliyoruz. Son bir buçuk yıldır yaşadığımız şu anda aşılanma ile aşılmaya çalışılan pandemi sürecinin insanlar üzerindeki bıraktığı yılgınlık bundan sonra karşımıza çıkacak olan benzeri durumlara karşı bizi ne kadar hazırlar bilmiyoruz ama bu kaosun içinde çözümün sadece bilime dayalı olduğunu aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Diğer bir mesele de küreselleştikçe küçülen dünyada, pengolini belgeselde gören birçok dünya vatandaşının, o hayvanın anatomik yapısını bir gün vücudunda görebildiğini yaşayarak şahit olduk. Bugün Asya'da bir hayvan ısırığının Anadolu'nun bir köyünde insanların yüzünde maske takmasına neden olması dünyanın küçüldüğünün en somut örneği. Sınırsız tüketimin en hazin sonucu olarak karşımıza çıkan bu salgın, bundan sonra da hazırlıklı ya da değil daha bilmediğimiz birçok şeyi deneyimleyerek göreceğimizi açıkça ortaya koyuyor. Dünya da, bu görünmez bağlarla iklim değişikliği sonuçlarından sonra, bize bir bedel daha ödetiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sima Güleser Polat Arşivi