Bir orman evi hayali
Herkes gitmek ister aslında, şehir hayatından, kalabalıktan, insanlardan, baş etmeye gücünün yetmediği dertlerinden bıkıp tek başına gitmek istediği bir orman evi hayali vardır bilinçaltında. Kaçmak hep tek çözüm yolu gibi gelir. Tüm dertlerinin bıraktığı yerde kaybolacağını ve peşinden gelmeyeceğini düşünür giderken. Hayatının geri kalanında dönme ihtiyacı hiç olmayacak ve sanki gittiği yerde hep çok mutlu olacakmış gibi hayal eder.
Ve sonra gerçekler göz kırpmaya başlar. Hiçbir zaman çözümün kaçmak olmadığı öğretilmiştir bir kere. Yorgun da olsa kalıp savaşmak zorundadır insan. Kalıp mutlu etmesi gereken insanlar vardır. Mutluluğun tek başına değil, kalabalık yemek sofralarında yaşandığı evlerde büyümüş çocuklar yüzünün gülmesine sebep olan her haberi paylaşmaya alışır. Başkasının mutluluğuna ortak olmak baba sporudur, genden gelir.
Her sabah mutlu uyanmayı başaramasak da, uyanmak için bir sebebimiz vardır muhakkak. Yaşamak için, sabretmek için. Hayat, içinde bizim için sınavlar taşır hep. Ölümün bile en büyük sınava kavuşmak olduğunu düşünürsek asıl doğruluk sınavlarımızdan nasıl dersler aldığımızda gizli aslında. Tecrübelerimiz her seferinde daha da güçlü olmamızı sağlar.
Orman evi hayallerini her seferinde erteleyen birisi olarak, hala hayatımın ufak bir döneminde kendimi oraya kapatıp kalabalık şehir hayatını özlemek istiyorum.
Ve bu haftaya Zarifoğlu’nun şu güzel sözüyle veda ediyorum;
“İnsana imtihan olarak özlemek yeter.
Bir şehri,
Bir sesi,
Bir nefesi…”
Günaydın
İyi öğlenler
Huzurlu akşamlar,
Gününüzün hangi vaktine denk geldiysem o vakitte bir gülümseme bırakabilmek umuduyla yazarca geçti buradan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.