Türkiye’deki darbeler ve ABD
Türkiye darbelerin anasıyla 27 Mayıs 1960’da karşılaştı.
Millet iradesi hiçe sayılarak seçilmiş bir Başbakan ve 2 Bakan uyduruk bahanelerle asıldı. Bunu bir de millete zorla bayram olarak kutlattılar.
Binlerce vatanını seven Türk evladı ordudan atılırken iktidardan darbeyle indirdikleri Menderes’in yanı başında sırıtarak poz verenler ise gelecekte MİT Müsteşarı ve Jandarma Genel Komutanı yapıldı.
Kontrollerinden çıkmasını istemediler Türkiye’nin. Bu ihtimale sebep olanları da cezalandırdılar. Fakat gerçek sebebi gizleyerek. Ellerindeki basın gücünü hem halkı manipüle etmek hem de sonraki uyduruk mahkemeye sözde deliller oluşturmak için kullandılar. Milletin gözünün içine baka baka iradesine kıydılar.
Millete verilmiş büyük bir gözdağıydı bu. Darbelerin Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderi olmasının miladı oldu 27 Mayıs. Neredeyse her 10 yılda bir bir darbe ya da muhtıra yaşadı Türkiye. Bu ülkeyi asıl sahiplerine yönettirmek istemediler. Hâlâ da öyle.
Atatürkçülük kılıfı adı altında Atatürk’ün Anayasası’nı yürürlükten kaldırdılar. Sistemi kontrol edebilmek için Anayasaya yeni vesayet kurumları koydular. Tıpkı bugün bile başımızı ağrıtan Anayasa Mahkemesi gibi.
Halkın seçtiği vekillerin çıkardığı kanunları çoğu hukukçu bile olmayan bir avuç insanın iki dudağı arasına sıkıştırdılar. Hem de çoğu zaman nasılsa kendilerini kontrol eden bir kurumun olmamasından cesaretle “Ben yaptım oldu” diyerek görev alanlarının dışına taştıklarına bile şahit olduk.
Bugüne kadar Türkiye’deki darbelerin arkasında ABD ve Batı var. Bunun tartışılacak bir tarafı yok. Bugün artık belgelerle sabit bu durum.
Sözde dost ve müttefik Amerika içerideki uzantıları eliyle Türkiye’nin uydusu olarak kalması için her şeyi yaptı. Yapmaya da devam ediyor.
Milleti kimi zaman laik-anti laik, kimi zaman Sünni-Alevi, kimi zaman da Türk-Kürt diye ayırmaya çalıştı. Çok acılar yaşadık, çok canımız yandı. Binlerce masumun kanına girdiler.
12 Eylül 1980 darbesinin başarılı olmasını 1970’li yıllarda CIA’nin Türkiye Şefi olan Paul Henze, dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter’a “Bizim çocuklar başardı” diye haber vermişti.
Onların çocukları başarılı olsun diye bu ülkenin kaç genci canından oldu? Hem de çoğunluğu üniversite öğrencisi veya mezunu. Hiç umurlarında değil. Onlara bahane lazım.
Her fail zaten darbenin arkasındaki adresi işaret ediyor. Darbe konuşmasında NATO’ya, BM ve uluslararası antlaşmalar ve ittifaklara bağlılıklarını ifade ettiler hep. Kimin adına millet iradesine ket vurduklarını bu yolla itiraf ettiler.
Son dönemde ortaya çıkan belgede dönemin ABD’nin Ankara Büyükelçisi olan James Spain “Ordunun yönetime el koymasının ardından ABD-Türkiye ilişkileri” başlıklı yazışmasında, “darbecilerin bağlılık beyanının” kabul gördüğünü şu şekilde ifade ediyor:
“Mevcut askerî liderlerin tamamını iyi tanıyoruz ve özellikle de NATO üyeliği başta olmak üzere Türkiye’nin güvenlik ya da dış politikasında değişim yaşanacağı yönünde bir endişe taşımamıza da gerek yok.”
15 Temmuz her anlamda bir milat oldu Türkiye için. Sadece Türkiye için de değil, aynı zamanda ABD ve Batı’nın demokrasi ve insan hakları kılıflı baskısına maruz kalan birçok ülke için de.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin deyimiyle bu kez “Amerika’nın gayr-i meşru çocukları kaybetti.” Devlet ve millet birlikteliğiyle o kara geceden hep beraber yüzümüzün akıyla çıktık. Türkiye açısından ilk kez bir darbe püskürtülmüş oldu. Millet iradesine sahip çıktı. Hem de canını hiçe sayarak.
Bu kez uzun yıllar sinesine yer etmiş Menderes’e sahip çıkamamış olmanın ızdırabına benzer bir ızdırap yaşamak istemedi millet. Seçtikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla sokaklara dökülerek hem devletine hem Cumhurbaşkanı’na sahip çıktı. Hem de tanklara tüfeklere göğsünü korkusuzca siper ederek.
Dünyaya parmak ısırtan bir direniş gösterdi. Darbenin arkasındaki güç bile sonuca uzun süre sonra tepki verebildi. Böyle bir sonuca alışkın değillerdi. Şaşkınlıkları da ondandı.
Üstelik bitti, kendini toparlaması uzun sürer dedikleri Türk Silahlı Kuvvetleri darbe ve işgal girişiminden yaklaşık 40 gün sonra Fırat Kalkanı Operasyonu’nu düzenleyerek onca yatırım yaptıkları terör koridorunu bıçak gibi kesti ve cümle âleme gereken mesajı verdi.
15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin başarısız olmasından sonra ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) General Joseph Votel’in söyledikleri ABD’nin durumunu özetliyor.
Votel, yaptığı açıklamada ABD ordusunun Türk ordusundaki birçok yakın müttefikinin hapse konduğunu belirterek, hapse konan FETÖ’cülere ilgili “bilhassa askeri liderle şüphesiz ki ilişkilerimiz var. Bu ilişkilerin nasıl etkileneceği konusunda kaygılıyım” dedi
12 Eylül’deki gibi 15 Temmuz’un faillerini de iyi tanıyordu ABD. Uzun zaman hazırlık yapmışlardı bu gün için.
Daha 2016 Mart ayından itibaren görünürde ortada bir şey yokken, görevli personelin ailelerini ücretsiz olarak ülkesine uçakla taşımaya başladı ABD. Belli ki Türkiye’de darbe girişimiyle kıvılcımını çakacakları bir iç savaştan onlar etkilensin istemiyorlardı.
Türkiye’de sadece asgari sayıda görevli personel kalsın istediler. Kalanlardan bazıları da o kara gecede Genelkurmay’da itlaf edilenlerin hainlerin içerisinden çıktı zaten.
15 Temmuz sadece bir darbe girişimi değil, aynı zamanda Türkiye’yi işgal girişimidir. Ülkede çıkaracakları iç savaşı bahane edip NATO antlaşmasına dayanarak Akdeniz’deki uçak gemilerinde ve Güney Kıbrıs’taki İngiliz üssünde bekleyen askerler eliyle müdahale edeceklerdi.
Olmadı, milletin feraseti her şeyin önüne geçti. Başaramadılar.
15 Temmuz sonrası NATO’nun askeri müdahale planının konuşulmaya başlanması ve toplumda yükselen tepki FETÖ liderini rahatsız etmiş olmalı ki 20 Ağustos 2016’da yayınladığı videosunda haçlı güzellemesi yapıp onların uşağı olduğunu net olarak ortaya koydu.
Yayınlanan sohbet bandında diyor ki FETÖ lideri "Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü sizin ve onların arasında kırmızıçizgiler vardır. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza kızlarınıza ilişmezler, mabedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar."
İşbu hain zihniyetin hâlâ Müslüman olduğunu düşünüp bunu iddia edenler var.
Allah(C.C) akıl fikir versin onlara.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.