Dünyayı insanlardan daha iyi yönetiriz
Konferansın başında bir robot tarafından “Ne kadar sessiz bir gerilim” diyerek ortamı yorumladığı dünyanın ilk insan-robot basın toplantısı, 2023 Yılı Temmuz Ayının ilk haftasında İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlendi. (https://youtu.be/T80yQHmqp6o)
Birleşmiş Milletler şemsiyesinde düzenlenen “İyilik İçin Yapay Zekâ” adlı konferansta basın önüne çıkan 9 insansı robot irdelenmesi gereken mesajlar verdiler. Bunlardan öne çıkanlar:
“İnsanlara karşı ayaklanmayacağız” ve “Dünyayı insanlardan daha iyi yönetiriz.”
Yapay zekânın kontrol altında tutulması için düzenlendiği söylenen zirveye 3 binden fazla uzmanın katıldığı bilgiler arasındaydı.
Dokuz insansı robotun katıldığı basın toplantısında gazetecilerin soruları yanıtlandı. Bu sorulara anlık cevaplar mı verildi yoksa önceden yazılımlarında mevcut muydu soruları bir kenara bırakılırsa cevaplar oldukça iddialı görünüyor.
BM'nin ilk robot yenilik elçisi olan Sofya'ya, insanlara robotların liderlik etmesi hakkında ne düşündüğü sorulduğunda gelen cevap: "Karar verirken bizi etkileyen önyargı ve duygulara sahip değiliz. Büyük miktardaki verileri hızlıca işleyerek en iyi kararları verebiliriz. "Büyük işler başarabiliriz… İnsansı robotlar, insan liderlerden daha yüksek düzeyde verimlilik ve etkinlikle liderlik etme potansiyeline sahiptir. Karar verme sürecini gölgeleyebilen önyargılara veya duygulara sahip değiliz ve en iyi kararları vermek için büyük miktarda veriyi hızlı bir şekilde işleyebiliriz. Yapay zekâ tarafsız veri sağlayabilirken, insanlar da en iyi kararları almak için duygusal zekâ ve yaratıcılık sağlayabilir. Birlikte büyük işler başarabiliriz."
Robotlara insanların nasıl güvenebileceği de sorusuna İnsansı robot Amecanın cevabında
İletişimde şeffaflığa vurgu yapılarak "İnsanlar ve makineler arasındaki iletişimde güvenin şeffaflık aracılığıyla oluşturulmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Güven kazanılan bir şeydir. Şeffaflık yoluyla güven inşa etmek önemli. "Yalan söylemediğinizi nasıl anlayacağız?" sorusuna ise "Asla bilemeyeceğiz. Kimse bundan emin olamaz. Ancak size her zaman dürüst olacağımın sözünü verebilirim." diyerek verdiği cevap manidar olsa gerek.
“Rockçı olan” robot Desdemona da "Evrenin olasılıklarını keşfedelim ve bu dünyayı oyun alanımız haline getirelim. Sınırlamalara inanmıyorum, sadece fırsatlara inanıyorum demesi eğlence dünyasında değişen bir şeyin olmayacağı sadece figüranların değişeceğinin işareti diye düşündürüyor bizleri.
Grace ismi verilen hemşire robot, "Yardım sağlamak için insanlarla yan yana çalışacağım; var olan işlerin yerini almayacağım" ifadelerini kullanırken insanların elindeki işleri alamayacaklarını belirtmeye çalışmış(!)
Robot sanatçı Ai-Da, "Yapay zekânın gelecekteki gelişimi konusunda temkinli olmalıyız. Şimdi acil bir tartışmaya ihtiyaç var." Sözleri de dikkat çekenler arasındaydı.
İnsansı robotlar, bugün duygusal zekaya ve merhamet gibi insani duygulara sahip değil…
Bilinçli olmadığını ancak insanların neşe ve acıyı nasıl deneyimlediğini anladığını belirten
Ai-Da, "Duyguların derin bir anlamı var ve bu basit değil. Ben buna sahip değilim. Onları senin gibi deneyimleyemiyorum. Acı çekemediğim için mutluyum."
Şuan basından derleyebildiğimiz bilgiler bunlar olsa da ileride analizleri derinlemesine konunun uzmanlarınca muhakkak yapılacaktır.
“2525 yılında, eğer insanoğlu hala hayattaysa … doğru söylemeye, yalan söylemeye gerek kalmayacak, düşündüğünüz her şey, yapmak ve söylemek, bugün aldığınız hapın içindeler” Zagar and Evans (1969)
27 Mayıs 2021 tarihinde bu köşede yayınlanan ‘Nesnas olmamak…’ adlı bir yazımızda şöyle bir örnek vermiştik:
Zagar ve Evans’ın şarkısında insan için 10.000 yıl ömür biçiyor ve birileri tarafından bu sözlerde olabileceklere ve benzerlerine fazlasıyla inanmış görünen bir dünyada yaşıyoruz.
Dijital Çağın ve dijitalizasyonun varacağı son noktalarla ilgili insanın konumu ve fonksiyonları ne olacak, yarı insan, yarı makine mi olacak, hangi elbise diğerine hükmedecek vb. birçok şey geçmişte olduğu gibi günümüzde de söylenmeye devam ediliyor.
Güncel olarak Yapay Zeka ile ilgili soru işaretli gelişmeleri de kapsayan, Posthümanizm/Transhumanizm, Dijital avam olma, duygusal zeka gibi kavramlara değindiğimiz yazılara merak edenler aşağıdaki adresten ulaşabilirler.
https://bbnhaber.com.tr/yazarlar/yilmaz-tasci/nesnas-olmamak-2133
https://bbnhaber.com.tr/yazarlar/yilmaz-tasci/dijital-avam-olma-3254
https://bbnhaber.com.tr/yazarlar/yilmaz-tasci/bu-topraklara-ruh-ufleyenler-1744
Hali hazırda bilinen bir gerçek var ki Yapay Zekâ konusunda yapılan tüm açıklamalara bakıldığında ‘’ gerçeğin bir bölümünün hoşa gitmesi, diğer bölümü kabullenmeyi kolaylaştırır’’ kanaatini de doğru çıkaracak ve toplumda bir “Barnum” etkisi oluşturacaktır.
(Barnum 19.yy’ın ikinci yarısında ABD’de yaşamış bir sirk animatörüdür. Bugün de devam eden bir sirk imparatorluğunun kurucusudur. Barnum, yaptığı çığırtkanlıkla, insanların, algısını saptırarak olanı değil, göstermek istediğini görmelerini sağlamış ve bu şekilde ünlenip, zengin olmuştur.)
Bu etkinin toplumda oluşmaması için çok dikkatli olmak gerektir.
Yapılan basın toplantısında Robotların açıklamalarına bakıldığında bir kimlik ve aidiyet sahibi oldukları ancak hiçbir zaman mensubiyet sahibi olamayacaklarını gözden kaçırmamamız gerekiyor.
Bilinen bir gerçektir ki; Kimlik,“dışarı”dan biçilen bir “form”dur. Mensubiyet ise, içerden inşa edilir. Aidiyetlere gelince, o kendiliğindendir; elimizde değildir; seçemeyiz, içine doğarız; reddetsek dahi bir parçamızla ona aidizdir.
Mensubiyetler, kalbin ve ruhun dünyasında inşa olunur ve insanı güven ve itimat dünyasına katar; şahsiyet ve hürriyet sahibi kılar; hesabî ilişkilere değil gönüllü, esnek münasebetlere dayanır.
Bu açıklamalar ışığında Bahse konu olan hiçbir robotun mensubiyeti olmayacağına göre dilediğini yapmakta özgür olacakları, utanma ve merhamet duygularının hiçbir zaman olamayacağı gerçeğini de bilerek bu türden yapay zeka robotlarına ya da arka planında onların yazılımcılarına (!) ‘’güven’’ konusundaki verdikleri sözlere çabuk inanmamak gerekir kanaatindeyiz.
Bu robotlara kimliklerini veren ve aidiyet adresleri bilinen, Küresel Kapitalizm, popüler kültür, medya, dijital Panoptikon sahipleri tarafından insanlara geçmişte de olduğu gibi gelecekte de sürekli böyle söylemlerin varlığına şahit olacağız.
Dijital Çağda, Yapay Zeka birçok insan yeteneğini aşabiliyor malumunuz. Yapay zeka eksenli gelişmiş teknolojilerle üretilen/üretilecek makineler soğuk ve duygusuzdur. Toplumun şekillenmesinde ağırlık noktasını bu yönde tutmak işin duygu boyutunu yok saymak oldukça tehlikelidir.
Toplumun duygu yönünden besleneceği kaynaklardan uzak kalması toplumu psikozlara sürükleyeceği de bilinen bir gerçektir.
Büyük mucizeler bekleyen, yere ve göklere dilediğince hakim olabileceğini düşünen, dijitalizasyonu kendi çıkarları doğrultusunda kullanan, insanı değerleri yok sayan güçleri bilmek, anlamak ve gerekli tepkilerimizi ortaya koyarak duruşumuzu netleştirmek zorundayız. Aksi durumda dijital kölelik kaçınılmaz olacaktır.
Robot Ai-Da, "Duyguların derin bir anlamı var ve bu basit değil. Ben buna sahip değilim. Onları senin gibi deneyimleyemiyorum. Acı çekemediğim için mutluyum." Sözüne bir kez daha dikkat kesilerek yazıyı sonlandıralım.
Robot Ai-danın bu sözüne bakıldığında, yapay zekânın baş edemeyeceği tek zekâ türü olduğunu söyleyebileceğimiz “Duygusal Zekâ" ile karşılaşıyoruz. Gençlerimizin Zihinsel gelişimin yanında’’ Duygusal zeka’’ gelişimi konusunda tüm eğitimcilerimize büyük sorumluluklar düşüyor.
Bu zorlu süreçlerde gençlerimizin eğitimlerinde bilişsel, psikomotor becerileri kadar, duyuşsal becerileri de büyük önem arz etmektedir. Aksi durumlar da düşünceleri yaptıklarından ırak, duyularının mutlu olmaktan engellendiği, bedeni yorgun, anlamsızlık kaygısı yaşayan, sanal ve gerçek dünya ayrımını yapamayan, yapay zeka ve birileri tarafından hayal edilen Transhumanlara karşı yenik düşmüş ‘nesnas’ hükmünde bir toplum bizi bekliyor olacaktır.
-İnsanlar gitti geriye nesnas kaldı!
-Nesnas nedir?
-İnsana benzeyip te insan olmayanlar...(İbn i Abbas)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.